1. [69:37] | lâ ye'külühû ille-lḫâṭiûn. | لا يأكله إلا الخاطئون لاَّ يَأْكُلُهُ إِلَّا الْخَاطِئُونَ |
---|
Elmalılı | Onu günahkârlardan başkası yemez. |
Y. Ali | "Which none do eat but those in sin."
|
Words | | |
2. [70:22] | ille-lmüṣallîn. | إلا المصلين إِلَّا الْمُصَلِّينَ |
---|
Elmalılı | Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır. |
Y. Ali | Not so those devoted to Prayer;-
|
Words | | |
3. [70:30] | illâ `alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânühüm feinnehüm gayru melûmîn. | إلا على أزواجهم أو ما ملكت أيمانهم فإنهم غير ملومين إِلَّا عَلَى أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ |
---|
Elmalılı | Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. |
Y. Ali | Except with their wives and the (captives) whom their right hands possess,- for (then) they are not to be blamed,
|
Words | | |
4. [71:6] | felem yezidhüm dü`âî illâ firârâ. | فلم يزدهم دعائي إلا فرارا فَلَمْ يَزِدْهُمْ دُعَائِي إِلَّا فِرَارًا |
---|
Elmalılı | "Fakat benim çağırmam, onların sadece kaçmalarını artırdı." |
Y. Ali | "But my call only increases (their) flight (from the Right).
|
Words | | |
5. [71:21] | ḳâle nûḥur rabbi innehüm `aṣavnî vettebe`û mel lem yezidhü mâlühû veveledühû illâ ḫasârâ. | قال نوح رب إنهم عصوني واتبعوا من لم يزده ماله وولده إلا خسارا قَالَ نُوحٌ رَّبِّ إِنَّهُمْ عَصَوْنِي وَاتَّبَعُوا مَن لَّمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُ إِلَّا خَسَارًا |
---|
Elmalılı | Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Onlar bana isyan ettiler; malı ve çocuğu hüsrandan başka bir şeyini artırmayan kimsenin ardına düştüler." |
Y. Ali | Noah said: "O my Lord! They have disobeyed me, but they follow (men) whose wealth and children give them no increase but only Loss.
|
Words | | |
6. [71:24] | veḳad eḍallû keŝîrâ. velâ tezidi-żżâlimîne illâ ḍalâlâ. | وقد أضلوا كثيرا ولا تزد الظالمين إلا ضلالا وَقَدْ أَضَلُّوا كَثِيرًا وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا ضَلَالًا |
---|
Elmalılı | Çok kişiyi yoldan saptırdılar. Sen de o zalimlerin sadece şaşkınlıklarını artır. |
Y. Ali | "They have already misled many; and grant Thou no increase to the wrong-doers but in straying (from their mark)."
|
Words | | |
7. [71:27] | inneke in teẕerhüm yüḍillû `ibâdeke velâ yelidû illâ fâciran keffârâ. | إنك إن تذرهم يضلوا عبادك ولا يلدوا إلا فاجرا كفارا إِنَّكَ إِن تَذَرْهُمْ يُضِلُّوا عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُوا إِلَّا فَاجِرًا كَفَّارًا |
---|
Elmalılı | "Zira sen onları bırakırsan kullarını yoldan çıkarırlar ve sadece ahlâksız ve kâfir çocuklar doğururlar." |
Y. Ali | "For, if Thou dost leave (any of) them, they will but mislead Thy devotees, and they will breed none but wicked ungrateful ones.
|
Words | | |
8. [71:28] | rabbi-gfir lî velivâlideyye velimen deḫale beytiye mü'minev velilmü'minîne velmü'minât. velâ tezidi-żżâlimîne illâ tebârâ. | رب اغفر لي ولوالدي ولمن دخل بيتي مؤمنا وللمؤمنين والمؤمنات ولا تزد الظالمين إلا تبارا رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَن دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا تَبَارًا |
---|
Elmalılı | "Ey Rabbim! Bana, babama, anama, mümin olarak evime girene ve bütün inanmış erkek ve kadınlara mağfiret buyur. Zalimlerin de sadece helakini artır." |
Y. Ali | "O my Lord! Forgive me, my parents, all who enter my house in Faith, and (all) believing men and believing women: and to the wrong-doers grant Thou no increase but in perdition!"
|
Words | | |
9. [72:23] | illâ belâgam mine-llâhi verisâlâtih. vemey ya`ṣi-llâhe verasûlehû feinne lehû nâra cehenneme ḫâlidîne fîhâ ebedâ. | إلا بلاغا من الله ورسالاته ومن يعص الله ورسوله فإن له نار جهنم خالدين فيها أبدا إِلَّا بَلَاغًا مِّنَ اللَّهِ وَرِسَالَاتِهِ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَإِنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا |
---|
Elmalılı | "Benim yapabileceğim, sadece Allah'tan size duyuru yapmak ve O'nun elçilik görevlerini yerine getirmektir." Artık kim Allah'a ve onun elçisine baş kaldırırsa, ona içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır. |
Y. Ali | "Unless I proclaim what I receive from Allah and His Messages: for any that disobey Allah and His Messenger,- for them is Hell: they shall dwell therein for ever."
|
Words | | |
10. [72:27] | illâ meni-rteḍâ mir rasûlin feinnehû yeslükü mim beyni yedeyhi vemin ḫalfihî raṣadâ. | إلا من ارتضى من رسول فإنه يسلك من بين يديه ومن خلفه رصدا إِلَّا مَنِ ارْتَضَى مِن رَّسُولٍ فَإِنَّهُ يَسْلُكُ مِن بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ رَصَدًا |
---|
Elmalılı | Ancak seçtiği elçiye açar. Çünkü onun önünden ve ardından gözetleyiciler salar. |
Y. Ali | "Except a messenger whom He has chosen: and then He makes a band of watchers march before him and behind him,
|
Words | | |
11. [73:2] | ḳumi-lleyle illâ ḳalîlâ. | قم الليل إلا قليلا قُمِ اللَّيْلَ إِلَّا قَلِيلًا |
---|
Elmalılı | Gecenin birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk (namaz kıl). |
Y. Ali | Stand (to prayer) by night, but not all night,-
|
Words | | |
12. [73:9] | rabbü-lmeşriḳi velmagribi lâ ilâhe illâ hüve fetteḫiẕhü vekîlâ. | رب المشرق والمغرب لا إله إلا هو فاتخذه وكيلا رَبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَكِيلًا |
---|
Elmalılı | O, doğunun ve batının Rabbidir. Ondan başka tanrı yoktur. O halde yalnız O'nu vekil tut. |
Y. Ali | (He is) Lord of the East and the West: there is no god but He: take Him therefore for (thy) Disposer of Affairs.
|
Words | | |
13. [74:24] | feḳâle in hâẕâ illâ siḥruy yü'ŝer. | فقال إن هذا إلا سحر يؤثر فَقَالَ إِنْ هَذَا إِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُ |
---|
Elmalılı | "Bu, dedi, başka değil öğretilegelen bir sihirdir." |
Y. Ali | Then said he: "This is nothing but magic, derived from of old;
|
Words | | |
14. [74:25] | in hâẕâ illâ ḳavlü-lbeşer. | إن هذا إلا قول البشر إِنْ هَذَا إِلَّا قَوْلُ الْبَشَرِ |
---|
Elmalılı | "Bu, sadece bir insan sözüdür." |
Y. Ali | "This is nothing but the word of a mortal!"
|
Words | | |
15. [74:31] | vemâ ce`alnâ aṣḥâbe-nnâri illâ melâikeh. vemâ ce`alnâ `iddetehüm illâ fitnetel lilleẕîne keferû liyesteyḳine-lleẕîne ûtü-lkitâbe veyezdâde-lleẕîne âmenû îmânev velâ yertâbe-lleẕîne ûtü-lkitâbe velmü'minûne veliyeḳûle-lleẕîne fî ḳulûbihim meraḍuv velkâfirûne mâẕâ erâde-llâhü bihâẕâ meŝelâ. keẕâlike yüḍillü-llâhü mey yeşâü veyehdî mey yeşâ'. vemâ ya`lemü cünûde rabbike illâ hû. vemâ hiye illâ ẕikrâ lilbeşer. | وما جعلنا أصحاب النار إلا ملائكة وما جعلنا عدتهم إلا فتنة للذين كفروا ليستيقن الذين أوتوا الكتاب ويزداد الذين آمنوا إيمانا ولا يرتاب الذين أوتوا الكتاب والمؤمنون وليقول الذين في قلوبهم مرض والكافرون ماذا أراد الله بهذا مثلا كذلك يضل الله من يشاء ويهدي من يشاء وما يعلم جنود ربك إلا هو وما هي إلا ذكرى للبشر وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذِينَ آمَنُوا إِيْمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلًا كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَن يَشَاءُ وَيَهْدِي مَن يَشَاءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَى لِلْبَشَرِ |
---|
Elmalılı | Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir. |
Y. Ali | And We have set none but angels as Guardians of the Fire; and We have fixed their number only as a trial for Unbelievers,- in order that the People of the Book may arrive at certainty, and the Believers may increase in Faith,- and that no doubts may be left for the People of the Book and the Believers, and that those in whose hearts is a disease and the Unbelievers may say, "What symbol doth Allah intend by this?" Thus doth Allah leave to stray whom He pleaseth, and guide whom He pleaseth: and none can know the forces of thy Lord, except He and this is no other than a warning to mankind.
|
Words | | |
16. [74:39] | illâ aṣḥâbe-lyemîn. | إلا أصحاب اليمين إِلَّا أَصْحَابَ الْيَمِينِ |
---|
Elmalılı | Ancak amel defterleri sağından verilenler hariç. |
Y. Ali | Except the Companions of the Right Hand.
|
Words | | |
17. [74:56] | vemâ yeẕkürûne illâ ey yeşâe-llâh. hüve ehlü-ttaḳvâ veehlü-lmagfirah. | وما يذكرون إلا أن يشاء الله هو أهل التقوى وأهل المغفرة وَمَا يَذْكُرُونَ إِلَّا أَن يَشَاءُ اللَّهُ هُوَ أَهْلُ التَّقْوَى وَأَهْلُ الْمَغْفِرَةِ |
---|
Elmalılı | Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bağışlayacak da. |
Y. Ali | But none will keep it in remembrance except as Allah wills: He is the Lord of Righteousness, and the Lord of Forgiveness.
|
Words | | |
18. [76:30] | vemâ teşâûne illâ ey yeşâe-llâh. inne-llâhe kâne `alîmen ḥakîmâ. | وما تشاءون إلا أن يشاء الله إن الله كان عليما حكيما وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَن يَشَاءَ اللَّهُ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا |
---|
Elmalılı | Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Kuşkusuz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Y. Ali | But ye will not, except as Allah wills; for Allah is full of Knowledge and Wisdom.
|
Words | | |
19. [78:25] | illâ ḥamîmev vegassâḳâ. | إلا حميما وغساقا إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا |
---|
Elmalılı | Ancak bir kaynar su ve irin (içecekler). |
Y. Ali | Save a boiling fluid and a fluid, dark, murky, intensely cold,
|
Words | | |
20. [78:30] | feẕûḳû felen nezîdeküm illâ `aẕâbâ. | فذوقوا فلن نزيدكم إلا عذابا فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا |
---|
Elmalılı | (Onlara): "Şimdi tadın (cezanızı). Artık size azabınızı artırmaktan başka bir şey yapmayacağız" (denir). |
Y. Ali | "So taste ye (the fruits of your deeds); for no increase shall We grant you, except in Punishment."
|
Words | | |
21. [78:38] | yevme yeḳûmü-rrûḥu velmelâiketü ṣaffâ. lâ yetekellemûne illâ men eẕine lehü-rraḥmânü veḳâle ṣavâbâ. | يوم يقوم الروح والملائكة صفا لا يتكلمون إلا من أذن له الرحمن وقال صوابا يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرحْمَنُ وَقَالَ صَوَابًا |
---|
Elmalılı | O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler. |
Y. Ali | The Day that the Spirit and the angels will stand forth in ranks, none shall speak except any who is permitted by (Allah) Most Gracious, and He will say what is right.
|
Words | | |
22. [79:46] | keennehüm yevme yeravnehâ lem yelbeŝû illâ `aşiyyeten ev ḍuḥâhâ. | كأنهم يوم يرونها لم يلبثوا إلا عشية أو ضحاها كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا |
---|
Elmalılı | Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler. |
Y. Ali | The Day they see it, (It will be) as if they had tarried but a single evening, or (at most till) the following morn!
|
Words | | |
23. [81:27] | in hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn. | إن هو إلا ذكر للعالمين إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir, |
Y. Ali | Verily this is no less than a Message to (all) the Worlds:
|
Words | | |
24. [81:29] | vemâ teşâûne illâ ey yeşâe-llâhü rabbü-l`âlemîn. | وما تشاءون إلا أن يشاء الله رب العالمين وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَن يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz. |
Y. Ali | But ye shall not will except as Allah wills,- the Cherisher of the Worlds.
|
Words | | |
25. [83:12] | vemâ yükeẕẕibü bihî illâ küllü mü`tedin eŝîm. | وما يكذب به إلا كل معتد أثيم وَمَا يُكَذِّبُ بِهِ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ |
---|
Elmalılı | Onu ancak sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar. |
Y. Ali | And none can deny it but the Transgressor beyond bounds the Sinner!
|
Words | | |
26. [84:25] | ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm ecrun gayru memnûn. | إلا الذين آمنوا وعملوا الصالحات لهم أجر غير ممنون إِلَّا الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ |
---|
Elmalılı | Ancak iman edip iyi ameller işleyenler başkadır. Onlara tükenmez bir ecir vardır. |
Y. Ali | Except to those who believe and work righteous deeds: For them is a Reward that will never fail.
|
Words | | |
27. [85:8] | vemâ neḳamû minhüm illâ ey yü'minû billâhi-l`azîzi-lḥamîd. | وما نقموا منهم إلا أن يؤمنوا بالله العزيز الحميد وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَن يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ |
---|
Elmalılı | Müminlere kızmalarının sebebi de, onların yalnız çok güçlü ve övgüye lâyık olan Allah'a iman etmeleri idi. |
Y. Ali | And they ill-treated them for no other reason than that they believed in Allah, Exalted in Power, Worthy of all Praise!-
|
Words | | |
28. [87:7] | illâ mâ şâe-llâh. innehû ya`lemü-lcehra vemâ yaḫfâ. | إلا ما شاء الله إنه يعلم الجهر وما يخفى إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفَى |
---|
Elmalılı | Yalnız Allah'ın dilediği başkadır. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de. |
Y. Ali | Except as Allah wills: For He knoweth what is manifest and what is hidden.
|
Words | | |
29. [88:6] | leyse lehüm ṭa`âmün illâ min ḍarî`. | ليس لهم طعام إلا من ضريع لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ |
---|
Elmalılı | Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur. |
Y. Ali | No food will there be for them but a bitter Dhari'
|
Words | | |
30. [88:23] | illâ men tevellâ vekefera. | إلا من تولى وكفر إِلَّا مَن تَوَلَّى وَكَفَرَ |
---|
Elmalılı | Ancak kim yüz çevirir ve kâfir olursa, |
Y. Ali | But if any turn away and reject Allah,-
|
Words | | |