1. [2:140] | em teḳûlûne inne ibrâhîme veismâ`île veisḥâḳa veya`ḳûbe vel'esbâṭa kânû hûden ev neṣârâ. ḳul eentüm a`lemü emi-llâh. vemen ażlemü mimmen keteme şehâdeten `indehû mine-llâh. veme-llâhü bigâfilin `ammâ ta`melûn. | أم تقولون إن إبراهيم وإسماعيل وإسحاق ويعقوب والأسباط كانوا هودا أو نصارى قل أأنتم أعلم أم الله ومن أظلم ممن كتم شهادة عنده من الله وما الله بغافل عما تعملون أَمْ تَقُولُونَ إِنَّ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَـقَ وَيَعْقُوبَ وَالأَسْبَاطَ كَانُواْ هُودًا أَوْ نَصَارَى قُلْ أَأَنتُمْ أَعْلَمُ أَمِ اللّهُ وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَتَمَ شَهَادَةً عِندَهُ مِنَ اللّهِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ |
---|
Elmalılı | "Yoksa siz, İbrahim de, İsmail de, İshak da, Yakup da ve torunları da hep yahudi ve hıristiyan idiler mi demek istiyorsunuz?" De ki: "Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?" Allah'ın şahitlik ettiği bir hakikatı bile bile inkar edenden daha zâlim kim olabilir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. |
Y. Ali | Or do ye say that Abraham, Isma'il Isaac, Jacob and the Tribes were Jews or Christians? Say: Do ye know better than Allah? Ah! who is more unjust than those who conceal the testimony they have from Allah? but Allah is not unmindful of what ye do!
|
Words | | |
2. [25:17] | veyevme yaḥşüruhüm vemâ ya`büdûne min dûni-llâhi feyeḳûlü eentüm aḍleltüm `ibâdî hâülâi em hüm ḍallü-ssebîl. | ويوم يحشرهم وما يعبدون من دون الله فيقول أأنتم أضللتم عبادي هؤلاء أم هم ضلوا السبيل وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ فَيَقُولُ أَأَنتُمْ أَضْلَلْتُمْ عِبَادِي هَؤُلَاءِ أَمْ هُمْ ضَلُّوا السَّبِيلَ |
---|
Elmalılı | Hele o gün Rabbin onları Allah'tan başka taptıkları şeylerle toplar da, der ki: "Siz mi saptırdınız şu kullarımı, yoksa kendileri mi yolu kaybettiler?" |
Y. Ali | The day He will gather them together as well as those whom they worship besides Allah, He will ask: "Was it ye who let these My servants astray, or did they stray from the Path themselves?"
|
Words | | |
3. [56:59] | eentüm taḫlüḳûnehû em naḥnü-lḫâliḳûn. | أأنتم تخلقونه أم نحن الخالقون أَأَنتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ |
---|
Elmalılı | Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz? |
Y. Ali | Is it ye who create it, or are We the Creators?
|
Words | | |
4. [56:64] | eentüm tezra`ûnehû em naḥnü-zzâri`ûn. | أأنتم تزرعونه أم نحن الزارعون أَأَنتُمْ تَزْرَعُونَهُ أَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ |
---|
Elmalılı | Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? |
Y. Ali | Is it ye that cause it to grow, or are We the Cause?
|
Words | | |
5. [56:69] | eentüm enzeltümûhü mine-lmüzni em naḥnü-lmünzilûn. | أأنتم أنزلتموه من المزن أم نحن المنزلون أَأَنتُمْ أَنزَلْتُمُوهُ مِنَ الْمُزْنِ أَمْ نَحْنُ الْمُنْزِلُونَ |
---|
Elmalılı | Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? |
Y. Ali | Do ye bring it down (in rain) from the cloud or do We?
|
Words | | |
6. [56:72] | eentüm enşe'tüm şeceratehâ em naḥnü-lmünşiûn. | أأنتم أنشأتم شجرتها أم نحن المنشئون أَأَنتُمْ أَنشَأْتُمْ شَجَرَتَهَا أَمْ نَحْنُ الْمُنشِؤُونَ |
---|
Elmalılı | Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? |
Y. Ali | Is it ye who grow the tree which feeds the fire, or do We grow it?
|
Words | | |
7. [79:27] | eentüm eşeddü ḫalḳan emi-ssemâü. benâhâ. | أأنتم أشد خلقا أم السماء بناها أَأَنتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاءُ بَنَاهَا |
---|
Elmalılı | Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? Onu Allah bina etti. |
Y. Ali | What! Are ye the more difficult to create or the heaven (above)? (Allah) hath constructed it:
|
Words | | |