1. [11:62] | ḳâlû yâ ṣâliḥu ḳad künte fînâ mercüvven ḳable hâẕâ etenhânâ en na`büde mâ ya`büdü âbâünâ veinnenâ lefî şekkim mimmâ ted`ûnâ ileyhi mürîbün. | قالوا يا صالح قد كنت فينا مرجوا قبل هذا أتنهانا أن نعبد ما يعبد آباؤنا وإننا لفي شك مما تدعونا إليه مريب قَالُواْ يَا صَالِحُ قَدْ كُنتَ فِينَا مَرْجُوًّا قَبْلَ هَـذَا أَتَنْهَانَا أَن نَّعْبُدَ مَا يَعْبُدُ آبَاؤُنَا وَإِنَّنَا لَفِي شَكٍّ مِّمَّا تَدْعُونَا إِلَيْهِ مُرِيبٍ |
---|
Elmalılı | Dediler: "Ey Salih,! Bundan önce sen bizim içimizde ümit beslenir bir zat idin. Şimdi bizi babalarımızın taptıklarına tapmaktan mı engelliyorsun? Biz, doğrusunu istersen bizi davet ettiğin şeyden kuşkulandıran bir şüphe içindeyiz." |
Y. Ali | They said: "O Salih! thou hast been of us! a centre of our hopes hitherto! dost thou (now) forbid us the worship of what our fathers worshipped? But we are really in suspicious (disquieting) doubt as to that to which thou invitest us."
|
Words | | |
2. [11:91] | ḳâlû yâ şu`aybü mâ nefḳahû keŝîram mimmâ teḳûlü veinnâ lenerâke fînâ ḍa`îfâ. velevlâ rahṭuke leracemnâk. vemâ ente `aleynâ bi`azîz. | قالوا يا شعيب ما نفقه كثيرا مما تقول وإنا لنراك فينا ضعيفا ولولا رهطك لرجمناك وما أنت علينا بعزيز قَالُواْ يَا شُعَيْبُ مَا نَفْقَهُ كَثِيرًا مِّمَّا تَقُولُ وَإِنَّا لَنَرَاكَ فِينَا ضَعِيفًا وَلَوْلاَ رَهْطُكَ لَرَجَمْنَاكَ وَمَا أَنتَ عَلَيْنَا بِعَزِيزٍ |
---|
Elmalılı | Dediler ki: "Ey Şu'ayb! Biz senin söylediklerinin çoğundan birşey anlamıyoruz. Ayrıca seni içimizde çok zayıf biri olarak görüyoruz. Eğer akrabaların olmasaydı mutlaka seni recmederdik (taşa tutardık). Senin bize hiçbir üstünlüğün yoktur." |
Y. Ali | They said: "O Shu'aib! much of what thou sayest we do not understand! In fact among us we see that thou hast no strength! Were it not for thy family, we should certainly have stoned thee! for thou hast among us no great position!"
|
Words | | |
3. [26:18] | ḳâle elem nürabbike fînâ velîdev velebiŝte fînâ min `umürike sinîn. | قال ألم نربك فينا وليدا ولبثت فينا من عمرك سنين قَالَ أَلَمْ نُرَبِّكَ فِينَا وَلِيدًا وَلَبِثْتَ فِينَا مِنْ عُمُرِكَ سِنِينَ |
---|
Elmalılı | "Â, dedi, biz seni çocukken himayemize alıp büyütmedik mi? Hayatının bir çok yıllarını aramızda geçirmedin mi?" |
Y. Ali | (Pharaoh) said: "Did we not cherish thee as a child among us, and didst thou not stay in our midst many years of thy life?
|
Words | | |
4. [29:69] | velleẕîne câhedû fînâ lenehdiyennehüm sübülenâ. veinne-llâhe leme`a-lmuḥsinîn. | والذين جاهدوا فينا لنهدينهم سبلنا وإن الله لمع المحسنين وَالَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا وَإِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِينَ |
---|
Elmalılı | Ama bizim yolumuzda cihad edenleri, elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir. |
Y. Ali | And those who strive in Our (cause),- We will certainly guide them to our Paths: For verily Allah is with those who do right.
|
Words | | |