Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 Surah :  83 - MutaffifinGörüntülenen ayetler : 1 ... 30 | 36 - Sure no: 83
1.
[83:1]
veylül lilmüṭaffifîn.ويل للمطففين
وَيْلٌ لِّلْمُطَفِّفِينَ
Elmalılı Eksik ölçüp tartanların vay haline!
Y. AliWoe to those that deal in fraud,-
 Words|ويل - Woe| للمطففين - to those who give less,|
2.
[83:2]
elleẕîne iẕe-ktâlû `ale-nnâsi yestevfûn.الذين إذا اكتالوا على الناس يستوفون
الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُواْ عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ
Elmalılı Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler.
Y. AliThose who, when they have to receive by measure from men, exact full measure,
 Words|الذين - Those who| إذا - when| اكتالوا - they take a measure| على - from| الناس - the people,| يستوفون - they take in full,|
3.
[83:3]
veiẕâ kâlûhüm ev vezenûhüm yuḫsirûn.وإذا كالوهم أو وزنوهم يخسرون
وَإِذَا كَالُوهُمْ أَو وَّزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ
Elmalılı Kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar.
Y. AliBut when they have to give by measure or weight to men, give less than due.
 Words|وإذا - But when| كالوهم - they give by measure (to) them| أو - or| وزنوهم - they weigh (for) them| يخسرون - they give less.|
4.
[83:4]
elâ yeżunnü ülâike ennehüm meb`ûŝûn.ألا يظن أولئك أنهم مبعوثون
أَلَا يَظُنُّ أُولَئِكَ أَنَّهُم مَّبْعُوثُونَ
Elmalılı Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı?
Y. AliDo they not think that they will be called to account?-
 Words|ألا - Do not| يظن - think| أولئك - those| أنهم - that they| مبعوثون - (will be) resurrected,|
5.
[83:5]
liyevmin `ażîm.ليوم عظيم
لِيَوْمٍ عَظِيمٍ
Elmalılı Büyük bir gün için.
Y. AliOn a Mighty Day,
 Words|ليوم - For a Day| عظيم - Great,|
6.
[83:6]
yevme yeḳûmü-nnâsü lirabbi-l`âlemîn.يوم يقوم الناس لرب العالمين
يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ
Elmalılı Öyle bir gün ki, insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar.
Y. AliA Day when (all) mankind will stand before the Lord of the Worlds?
 Words|يوم - (The) Day| يقوم - will stand| الناس - mankind| لرب - before (the) Lord| العالمين - (of) the worlds?|
7.
[83:7]
kellâ inne kitâbe-lfüccâri lefî siccîn.كلا إن كتاب الفجار لفي سجين
كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ
Elmalılı Hayır hayır, kötülerin yazısı muhakkak Siccin'dedir.
Y. AliNay! Surely the record of the wicked is (preserved) in Sijjin.
 Words|كلا - Nay!| إن - Indeed,| كتاب - (the) record| الفجار - (of) the wicked| لفي - (is) surely in| سجين - Sijjin.|
8.
[83:8]
vemâ edrâke mâ siccîn.وما أدراك ما سجين
وَمَا أَدْرَاكَ مَا سِجِّينٌ
Elmalılı Bildin mi sen, Siccin nedir?
Y. AliAnd what will explain to thee what Sijjin is?
 Words|وما - And what| أدراك - can make you know| ما - what| سجين - (is) Sijjin?|
9.
[83:9]
kitâbüm merḳûm.كتاب مرقوم
كِتَابٌ مَّرْقُومٌ
Elmalılı Yazılmış bir kitaptır o.
Y. Ali(There is) a Register (fully) inscribed.
 Words|كتاب - A book| مرقوم - written.|
10.
[83:10]
veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn.ويل يومئذ للمكذبين
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Elmalılı Vay haline yalanlayanların o gün!
Y. AliWoe, that Day, to those that deny-
 Words|ويل - Woe| يومئذ - that Day| للمكذبين - to the deniers,|
11.
[83:11]
elleẕîne yükeẕẕibûne biyevmi-ddîn.الذين يكذبون بيوم الدين
الَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ
Elmalılı Onlar ceza gününü yalanlayanlardır.
Y. AliThose that deny the Day of Judgment.
 Words|الذين - Those who| يكذبون - deny| بيوم - (the) Day| الدين - (of) the Judgment.|
12.
[83:12]
vemâ yükeẕẕibü bihî illâ küllü mü`tedin eŝîm.وما يكذب به إلا كل معتد أثيم
وَمَا يُكَذِّبُ بِهِ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
Elmalılı Onu ancak sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar.
Y. AliAnd none can deny it but the Transgressor beyond bounds the Sinner!
 Words|وما - And not| يكذب - can deny| به - [of] it| إلا - except| كل - every| معتد - transgressor| أثيم - sinful.|
13.
[83:13]
iẕâ tütlâ `aleyhi âyâtünâ ḳâle esâṭîru-l'evvelîn.إذا تتلى عليه آياتنا قال أساطير الأولين
إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Elmalılı Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, "eskilerin masalları" der.
Y. AliWhen Our Signs are rehearsed to him, he says, "Tales of the ancients!"
 Words|إذا - When| تتلى - are recited| عليه - to him| آياتنا - Our Verses,| قال - he says,| أساطير - "Stories| الأولين - (of) the former (people)."|
14.
[83:14]
kellâ bel râne `alâ ḳulûbihim mâ kânû yeksibûn.كلا بل ران على قلوبهم ما كانوا يكسبون
كَلَّا بَلْ رَانَ عَلَى قُلُوبِهِم مَّا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Elmalılı Hayır hayır, öyle değil. Aksine onların kazandığı günahlar kalplerinin üzerine pas olmuştur.
Y. AliBy no means! but on their hearts is the stain of the (ill) which they do!
 Words|كلا - Nay!| بل - But,| ران - (the) stain has covered| على - [over]| قلوبهم - their hearts| ما - (for) what| كانوا - they used to| يكسبون - earn.|
15.
[83:15]
kellâ innehüm `ar rabbihim yevmeiẕil lemaḥcûbûn.كلا إنهم عن ربهم يومئذ لمحجوبون
كَلَّا إِنَّهُمْ عَن رَّبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّمَحْجُوبُونَ
Elmalılı Hayır hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.
Y. AliVerily, from (the Light of) their Lord, that Day, will they be veiled.
 Words|كلا - Nay!| إنهم - Indeed, they| عن - from| ربهم - their Lord| يومئذ - that Day| لمحجوبون - surely will be partitioned.|
16.
[83:16]
ŝümme innehüm leṣâlü-lceḥîm.ثم إنهم لصالو الجحيم
ثُمَّ إِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَحِيمِ
Elmalılı Sonra onlar muhakkak cehenneme girecekler.
Y. AliFurther, they will enter the Fire of Hell.
 Words|ثم - Then| إنهم - indeed, they| لصالو - (surely) will burn| الجحيم - (in) the Hellfire.|
17.
[83:17]
ŝümme yüḳâlü hâẕe-lleẕî küntüm bihî tükeẕẕibûn.ثم يقال هذا الذي كنتم به تكذبون
ثُمَّ يُقَالُ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ
Elmalılı Sonra da onlara: "İşte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir" denilecek.
Y. AliFurther, it will be said to them: "This is the (reality) which ye rejected as false!
 Words|ثم - Then| يقال - it will be said,| هذا - "This| الذي - (is) what| كنتم - you used to| به - [of it]| تكذبون - deny."|
18.
[83:18]
kellâ inne kitâbe-l'ebrâri lefî `illiyyîn.كلا إن كتاب الأبرار لفي عليين
كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْأَبْرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ
Elmalılı Hayır hayır, iyilerin yazısı muhakkak Illiyyîn'dedir.
Y. AliDay, verily the record of the Righteous is (preserved) in 'Illiyin.
 Words|كلا - Nay!| إن - Indeed,| كتاب - (the) record| الأبرار - (of) the righteous| لفي - (will be) surely in| عليين - Illiyin.|
19.
[83:19]
vemâ edrâke mâ `illiyyûn.وما أدراك ما عليون
وَمَا أَدْرَاكَ مَا عِلِّيُّونَ
Elmalılı Bildin mi sen, Illiyyîn nedir?
Y. AliAnd what will explain to thee what 'Illiyun is?
 Words|وما - And what| أدراك - can make you know| ما - what| عليون - (is) Illiyun?|
20.
[83:20]
kitâbüm merḳûm.كتاب مرقوم
كِتَابٌ مَّرْقُومٌ
Elmalılı Yazılmış bir kitaptır o.
Y. Ali(There is) a Register (fully) inscribed,
 Words|كتاب - A book| مرقوم - written,|
21.
[83:21]
yeşhedühü-lmüḳarrabûn.يشهده المقربون
يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَ
Elmalılı Allah'a yaklaştırılmış melekler ona tanık olurlar.
Y. AliTo which bear witness those Nearest (to Allah).
 Words|يشهده - Witness it| المقربون - those brought near.|
22.
[83:22]
inne-l'ebrâra lefî ne`îm.إن الأبرار لفي نعيم
إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ
Elmalılı Haberiniz olsun ki, iyiler nimet içindedir.
Y. AliTruly the Righteous will be in Bliss:
 Words|إن - Indeed,| الأبرار - the righteous| لفي - (will be) surely in| نعيم - bliss,|
23.
[83:23]
`ale-l'erâiki yenżurûn.على الأرائك ينظرون
عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ
Elmalılı Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar.
Y. AliOn Thrones (of Dignity) will they command a sight (of all things):
 Words|على - On| الأرائك - thrones| ينظرون - observing.|
24.
[83:24]
ta`rifü fî vucûhihim naḍrate-nne`îm.تعرف في وجوههم نضرة النعيم
تَعْرِفُ فِي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّعِيمِ
Elmalılı Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün.
Y. AliThou wilt recognise in their faces the beaming brightness of Bliss.
 Words|تعرف - You will recognize| في - in| وجوههم - their faces| نضرة - (the) radiance| النعيم - (of) bliss.|
25.
[83:25]
yüsḳavne mir raḥîḳim maḫtûm.يسقون من رحيق مختوم
يُسْقَوْنَ مِن رَّحِيقٍ مَّخْتُومٍ
Elmalılı Onlara damgalı saf bir içki sunulur.
Y. AliTheir thirst will be slaked with Pure Wine sealed:
 Words|يسقون - They will be given to drink| من - of| رحيق - a pure wine| مختوم - sealed,|
26.
[83:26]
ḫitâmühû misk. vefî ẕâlike felyetenâfesi-lmütenâfisûn.ختامه مسك وفي ذلك فليتنافس المتنافسون
خِتَامُهُ مِسْكٌ وَفِي ذَلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ
Elmalılı Onun sonu misktir. İşte ona imrensin artık imrenenler.
Y. AliThe seal thereof will be Musk: And for this let those aspire, who have aspirations:
 Words|ختامه - Its seal| مسك - (will be of) musk.| وفي - And for| ذلك - that| فليتنافس - let aspire| المتنافسون - the aspirers.|
27.
[83:27]
vemizâcühû min tesnîm.ومزاجه من تسنيم
وَمِزَاجُهُ مِن تَسْنِيمٍ
Elmalılı Karışımı Tesnim'dendir (En üstün cennet şarabındandır).
Y. AliWith it will be (given) a mixture of Tasnim:
 Words|ومزاجه - And its mixture| من - (is) of| تسنيم - Tasneem,|
28.
[83:28]
`ayney yeşrabü bihe-lmüḳarrabûn.عينا يشرب بها المقربون
عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَ
Elmalılı Allah'a yakın olanların içecekleri bir kaynaktır o.
Y. AliA spring, from (the waters) whereof drink those Nearest to Allah.
 Words|عينا - A spring,| يشرب - will drink| بها - from it,| المقربون - those brought near.|
29.
[83:29]
inne-lleẕîne ecramû kânû mine-lleẕîne âmenû yaḍḥakûn.إن الذين أجرموا كانوا من الذين آمنوا يضحكون
إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُواْ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ
Elmalılı Doğrusu o suç işleyenler inananlara gülüyorlardı.
Y. AliThose in sin used to laugh at those who believed,
 Words|إن - Indeed,| الذين - those who| أجرموا - committed crimes| كانوا - used to| من - at| الذين - those who| آمنوا - believed| يضحكون - laugh.|
30.
[83:30]
veiẕâ merrû bihim yetegâmezûn.وإذا مروا بهم يتغامزون
وَإِذَا مَرُّواْ بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ
Elmalılı Onlara uğradıkları vakit birbirlerine göz kırpıyorlardı.
Y. AliAnd whenever they passed by them, used to wink at each other (in mockery);
 Words|وإذا - And when| مروا - they passed| بهم - by them,| يتغامزون - they winked at one another.|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17