Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 271 301 331 361 391 421 451 481 511 541 571 601 631 661 691 721 751 781 811 841 871 901 931 961 991 1021 1051 1081 1111 1141 1171 1201 1231 1261 1291 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 931 ... 960 | 1316 - Kök: في
1.
[36:12]
innâ naḥnü nuḥyi-lmevtâ venektübü mâ ḳaddemû veâŝârahüm. vekülle şey'in aḥṣaynâhü fî imâmim mübîn.إنا نحن نحيي الموتى ونكتب ما قدموا وآثارهم وكل شيء أحصيناه في إمام مبين
إِنَّا نَحْنُ نُحْيِي الْمَوْتَى وَنَكْتُبُ مَا قَدَّمُوا وَآثَارَهُمْ وَكُلَّ شَيْءٍ أحْصَيْنَاهُ فِي إِمَامٍ مُبِينٍ
Elmalılı Gerçekten biz ölüleri diriltiriz, onların önceden yapıp gönderdiklerini ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Zaten biz her şeyi açık bir kütükte, bir "imamı mübin"de (ana kitapta, yani Levhi mahfuzda) sayıp tesbit etmişizdir.
Y. AliVerily We shall give life to the dead, and We record that which they send before and that which they leave behind, and of all things have We taken account in a clear Book (of evidence).
 Words|
2.
[36:24]
innî iẕel lefî ḍalâlim mübîn.إني إذا لفي ضلال مبين
إِنِّي إِذًا لَّفِي ضَلاَلٍ مُّبِينٍ
Elmalılı "Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum."
Y. Ali"I would indeed, if I were to do so, be in manifest Error.
 Words|
3.
[36:34]
vece`alnâ fîhâ cennâtim min neḫîliv vea`nâbiv vefeccernâ fîhâ mine-l`uyûn.وجعلنا فيها جنات من نخيل وأعناب وفجرنا فيها من العيون
وَجَعَلْنَا فِيهَا جَنَّاتٍ مِّن نَّخِيلٍ وَأَعْنَابٍ وَفَجَّرْنَا فِيهَا مِنْ الْعُيُونِ
Elmalılı Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık.
Y. AliAnd We produce therein orchard with date-palms and vines, and We cause springs to gush forth therein:
 Words|
4.
[36:40]
le-şşemsü yembegî lehâ en tüdrike-lḳamera vele-lleylü sâbiḳu-nnehâr. veküllün fî felekiy yesbeḥûn.لا الشمس ينبغي لها أن تدرك القمر ولا الليل سابق النهار وكل في فلك يسبحون
لَا الشَّمْسُ يَنبَغِي لَهَا أَن تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا اللَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِ وَكُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ
Elmalılı Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler.
Y. AliIt is not permitted to the Sun to catch up the Moon, nor can the Night outstrip the Day: Each (just) swims along in (its own) orbit (according to Law).
 Words|
5.
[36:41]
veâyetül lehüm ennâ ḥamelnâ ẕürriyyetehüm fi-lfülki-lmeşḥûn.وآية لهم أنا حملنا ذريتهم في الفلك المشحون
وَآيَةٌ لَّهُمْ أَنَّا حَمَلْنَا ذُرِّيَّتَهُمْ فِي الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ
Elmalılı Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide taşımamızdır.
Y. AliAnd a Sign for them is that We bore their race (through the Flood) in the loaded Ark;
 Words|
6.
[36:47]
veiẕâ ḳîle lehüm enfiḳû mimmâ razeḳakümü-llâhü ḳâle-lleẕîne keferû lilleẕîne âmenû enuṭ`imü mel lev yeşâü-llâhü aṭ`ameh. in entüm illâ fî ḍalâlim mübîn.وإذا قيل لهم أنفقوا مما رزقكم الله قال الذين كفروا للذين آمنوا أنطعم من لو يشاء الله أطعمه إن أنتم إلا في ضلال مبين
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ أَنفِقُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنُطْعِمُ مَن لَّوْ يَشَاءُ اللَّهُ أَطْعَمَهُ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
Elmalılı Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın" dendiği zaman, o kâfirler, müminler için: "Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler.
Y. AliAnd when they are told, "Spend ye of (the bounties) with which Allah has provided you," the Unbelievers say to those who believe: "Shall we then feed those whom, if Allah had so willed, He would have fed, (Himself)?- Ye are in nothing but manifest error."
 Words|
7.
[36:51]
venüfiḫa fi-ṣṣûri feiẕâ hüm mine-l'ecdâŝi ilâ rabbihim yensilûn.ونفخ في الصور فإذا هم من الأجداث إلى ربهم ينسلون
وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذَا هُم مِّنَ الْأَجْدَاثِ إِلَى رَبِّهِمْ يَنسِلُونَ
Elmalılı Sûr'a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar.
Y. AliThe trumpet shall be sounded, when behold! from the sepulchres (men) will rush forth to their Lord!
 Words|
8.
[36:55]
inne aṣḥâbe-lcennehi-lyevme fî şügulin fâkihûn.إن أصحاب الجنة اليوم في شغل فاكهون
إِنَّ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ الْيَوْمَ فِي شُغُلٍ فَاكِهُونَ
Elmalılı Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler.
Y. AliVerily the Companions of the Garden shall that Day have joy in all that they do;
 Words|
9.
[36:56]
hüm veezvâcühüm fî żilâlin `ale-l'erâiki müttekiûn.هم وأزواجهم في ظلال على الأرائك متكئون
هُمْ وَأَزْوَاجُهُمْ فِي ظِلَالٍ عَلَى الْأَرَائِكِ مُتَّكِؤُونَ
Elmalılı Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır.
Y. AliThey and their associates will be in groves of (cool) shade, reclining on Thrones (of dignity);
 Words|
10.
[36:57]
lehüm fîhâ fâkihetüv velehüm mâ yedde`ûn.لهم فيها فاكهة ولهم ما يدعون
لَهُمْ فِيهَا فَاكِهَةٌ وَلَهُم مَّا يَدَّعُونَ
Elmalılı Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey onlarındır.
Y. Ali(Every) fruit (enjoyment) will be there for them; they shall have whatever they call for;
 Words|
11.
[36:68]
vemen nü`ammirhü nünekkishü fi-lḫalḳ. efelâ ya`ḳilûn.ومن نعمره ننكسه في الخلق أفلا يعقلون
وَمَنْ نُّعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِ أَفَلَا يَعْقِلُونَ
Elmalılı Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu (güç ve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?
Y. AliIf We grant long life to any, We cause him to be reversed in nature: Will they not then understand?
 Words|
12.
[36:73]
velehüm fîhâ menâfi`u vemeşârib. efelâ yeşkürûn.ولهم فيها منافع ومشارب أفلا يشكرون
وَلَهُمْ فِيهَا مَنَافِعُ وَمَشَارِبُ أَفَلَا يَشْكُرُونَ
Elmalılı Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ şükretmeyecekler mi?
Y. AliAnd they have (other) profits from them (besides), and they get (milk) to drink. Will they not then be grateful?
 Words|
13.
[37:33]
feinnehüm yevmeiẕin fi-l`aẕâbi müşterikûn.فإنهم يومئذ في العذاب مشتركون
فَإِنَّهُمْ يَوْمَئِذٍ فِي الْعَذَابِ مُشْتَرِكُونَ
Elmalılı O halde hepsi o gün azabda ortaktırlar.
Y. AliTruly, that Day, they will (all) share in the Penalty.
 Words|
14.
[37:43]
fî cennâti-nne`îm.في جنات النعيم
فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ
Elmalılı Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir.
Y. AliIn Gardens of Felicity,
 Words|
15.
[37:47]
lâ fîhâ gavlüv velâ hüm `anhâ yünzefûn.لا فيها غول ولا هم عنها ينزفون
لَا فِيهَا غَوْلٌ وَلَا هُمْ عَنْهَا يُنْزَفُونَ
Elmalılı Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir.
Y. AliFree from headiness; nor will they suffer intoxication therefrom.
 Words|
16.
[37:55]
feṭṭale`a feraâhü fî sevâi-lceḥîm.فاطلع فرآه في سواء الجحيم
فَاطَّلَعَ فَرَآهُ فِي سَوَاءِ الْجَحِيمِ
Elmalılı Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür.
Y. AliHe looked down and saw him in the midst of the Fire.
 Words|
17.
[37:64]
innehâ şeceratün taḫrucü fî aṣli-lceḥîm.إنها شجرة تخرج في أصل الجحيم
إِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ فِي أَصْلِ الْجَحِيمِ
Elmalılı O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar.
Y. AliFor it is a tree that springs out of the bottom of Hell-Fire:
 Words|
18.
[37:78]
veteraknâ `aleyhi fi-l'âḫirîn.وتركنا عليه في الآخرين
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ
Elmalılı Hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık.
Y. AliAnd We left (this blessing) for him among generations to come in later times:
 Words|
19.
[37:79]
selâmün `alâ nûḥin fi-l`âlemîn.سلام على نوح في العالمين
سَلَامٌ عَلَى نُوحٍ فِي الْعَالَمِينَ
Elmalılı Bütün âlemler içinde Nuh'a selam olsun.
Y. Ali"Peace and salutation to Noah among the nations!"
 Words|
20.
[37:88]
feneżara nażraten fi-nnücûm.فنظر نظرة في النجوم
فَنَظَرَ نَظْرَةً فِي النُّجُومِ
Elmalılı Derken yıldızlara bir baktı da: "Ben gerçekten hastayım" dedi.
Y. AliThen did he cast a glance at the Stars.
 Words|
21.
[37:97]
ḳâlü-bnû lehû bünyânen feelḳûhü fi-lceḥîm.قالوا ابنوا له بنيانا فألقوه في الجحيم
قَالُوا ابْنُوا لَهُ بُنْيَانًا فَأَلْقُوهُ فِي الْجَحِيمِ
Elmalılı Onlar: "Haydin onun için bir yapı yapın da onu ateşe atın." dediler.
Y. AliThey said, "Build him a furnace, and throw him into the blazing fire!"
 Words|
22.
[37:102]
felemmâ belega me`ahü-ssa`ye ḳâle yâ büneyye innî erâ fi-lmenâmi ennî eẕbeḥuke fenżur mâẕâ terâ. ḳâle yâ ebeti-f`al mâ tü'mer. setecidünî in şâe-llâhü mine-ṣṣâbirîn.فلما بلغ معه السعي قال يا بني إني أرى في المنام أني أذبحك فانظر ماذا ترى قال يا أبت افعل ما تؤمر ستجدني إن شاء الله من الصابرين
فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاءَ اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ
Elmalılı Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" dedi. Çocuk da: "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.
Y. AliThen, when (the son) reached (the age of) (serious) work with him, he said: "O my son! I see in vision that I offer thee in sacrifice: Now see what is thy view!" (The son) said: "O my father! Do as thou art commanded: thou will find me, if Allah so wills one practising Patience and Constancy!"
 Words|
23.
[37:108]
veteraknâ `aleyhi fi-l'âḫirîn.وتركنا عليه في الآخرين
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ
Elmalılı Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık.
Y. AliAnd We left (this blessing) for him among generations (to come) in later times:
 Words|
24.
[37:119]
veteraknâ `aleyhimâ fi-l'âḫirîn.وتركنا عليهما في الآخرين
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الْآخِرِينَ
Elmalılı Sonrakiler içinde onlara iyi bir nam bıraktık:
Y. AliAnd We left (this blessing) for them among generations (to come) in later times:
 Words|
25.
[37:129]
veteraknâ `aleyhi fi-l'âḫirîn.وتركنا عليه في الآخرين
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ
Elmalılı Ona da sonrakiler içinde şunu bıraktık:
Y. AliAnd We left (this blessing) for him among generations (to come) in later times:
 Words|
26.
[37:135]
illâ `acûzen fi-lgâbirîn.إلا عجوزا في الغابرين
إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ
Elmalılı Ancak geride kalıp batanlar içinde kalan yaşlı bir kadın hariç.
Y. AliExcept an old woman who was among those who lagged behind:
 Words|
27.
[37:144]
lelebiŝe fî baṭnih ilâ yevmi yüb`aŝûn.للبث في بطنه إلى يوم يبعثون
لَلَبِثَ فِي بَطْنِهِ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ
Elmalılı Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.
Y. AliHe would certainly have remained inside the Fish till the Day of Resurrection.
 Words|
28.
[38:2]
beli-lleẕîne keferû fî `izzetiv veşiḳâḳ.بل الذين كفروا في عزة وشقاق
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي عِزَّةٍ وَشِقَاقٍ
Elmalılı O inkâr edenler bir gurur ve ayrılık içindedirler.
Y. AliBut the Unbelievers (are steeped) in self-glory and Separatism.
 Words|
29.
[38:7]
mâ semi`nâ bihâẕâ fi-lmilleti-l'âḫirah. in hâẕâ ille-ḫtilâḳ.ما سمعنا بهذا في الملة الآخرة إن هذا إلا اختلاق
مَا سَمِعْنَا بِهَذَا فِي الْمِلَّةِ الْآخِرَةِ إِنْ هَذَا إِلَّا اخْتِلَاقٌ
Elmalılı "Biz bunu başka bir dinde işitmedik, bu mutlaka bir uydurmadır."
Y. Ali"We never heard (the like) of this among the people of these latter days: this is nothing but a made-up tale!"
 Words|
30.
[38:8]
eünzile `aleyhi-ẕẕikru mim beyninâ. bel hüm fî şekkim min ẕikrî. bel lemmâ yeẕûḳû `aẕâb.أأنزل عليه الذكر من بيننا بل هم في شك من ذكري بل لما يذوقوا عذاب
أَأُنزِلَ عَلَيْهِ الذِّكْرُ مِن بَيْنِنَا بَلْ هُمْ فِي شَكٍّ مِّن ذِكْرِي بَلْ لَمَّا يَذُوقُوا عَذَابِ
Elmalılı "Kur'ân aramızdan ona mı indirilmiş?" dediler. Doğrusu onlar benim Kur'ân'ımdan bir kuşku içindeler. Ve doğrusu onlar henüz azabımı tatmadılar.
Y. Ali"What! has the Message been sent to him - (Of all persons) among us?"...but they are in doubt concerning My (Own) Message! Nay, they have not yet tasted My Punishment!
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17