1. [36:24] | innî iẕel lefî ḍalâlim mübîn. | إني إذا لفي ضلال مبين إِنِّي إِذًا لَّفِي ضَلاَلٍ مُّبِينٍ |
---|
Elmalılı | "Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum." |
Y. Ali | "I would indeed, if I were to do so, be in manifest Error.
|
Words | | إني - Indeed, I| إذا - then| لفي - surely would be in| ضلال - an error| مبين - clear.| |
Pickthal | Then truly I should be in error manifest. |
Arberry | Surely in that case I should be in manifest error. |
Shakir | In that case I shall most surely be in clear error: |
Free Minds | "Then I would be clearly astray." |
Qaribullah | Surely, I should then be in clear error. |
Asad | and so, behold, I would have indeed, most obviously, lost myself in error! |
Diyanet Vakfı | "İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum." |
Diyanet | "Doğrusu o takdirde apaçık bir sapıklık içinde olurum." |
Edip Yüksel | "O zaman tümüyle sapıtmış olurum." |
Suat Yıldırım | “O durumda ben, besbelli bir sapıklıkta olurum. |
Yaşar Nuri Öztürk | "Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim." |
Abdulbaki Gölpınarlı | O vakit şüphe yok ki apaçık bir sapıklık içinde kalırım elbet. |
Ali Bulaç | "O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olmuş olurum." |
Süleyman Ateş | O takdirde ben, apaçık bir sapıklık içinde olurum. |
Önceki [36:23]< >[36:25] Sonraki |