1. [37:55] | feṭṭale`a feraâhü fî sevâi-lceḥîm. | فاطلع فرآه في سواء الجحيم فَاطَّلَعَ فَرَآهُ فِي سَوَاءِ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür. |
Y. Ali | He looked down and saw him in the midst of the Fire.
|
Words | | فاطلع - Then he (will) look| فرآه - and see him| في - in| سواء - (the) midst| الجحيم - (of) the Hellfire.| |
Pickthal | Then looketh he and seeth him in the depth of hell. |
Arberry | Then he looks, and sees him in the midst of Hell. |
Shakir | Then he looked down and saw him in the midst of hell. |
Free Minds | So when he looked, he saw him in the midst of Hell. |
Qaribullah | Then, he will look and see him in the midst of Hell. |
Asad | and then he looks and sees that [companion of his] in the midst of the blazing fire, |
Diyanet Vakfı | ( İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü. |
Diyanet | Bir bakar onu cehennemin ortasında görür. |
Edip Yüksel | Baktığında, onu cehennemin ortasında bulur. |
Suat Yıldırım | “Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?” Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur.“Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!” [7,43] |
Yaşar Nuri Öztürk | Araştırdı, nihayet onu cehennemin ta ortasında gördü. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Derken kendisi bakıp görür ki o, cehennemin ta ortasında. |
Ali Bulaç | Derken, bakıverdi, onu 'çılgınca yanan ateşin' tam ortasında gördü. |
Süleyman Ateş | Baktı onu cehennemin ortasında gördü. |
Önceki [37:54]< >[37:56] Sonraki |