1. [37:54] | ḳâle hel entüm müṭṭali`ûn. | قال هل أنتم مطلعون قَالَ هَلْ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ |
---|
Elmalılı | "Siz onu tanır mısınız?" der. |
Y. Ali | (A voice) said: "Would ye like to look down?"
|
Words | | قال - He (will) say,| هل - "Will| أنتم - you| مطلعون - be looking?"| |
Pickthal | He saith: Will ye look? |
Arberry | He says, 'Are you looking down?' |
Shakir | He shall say: Will you look on? |
Free Minds | He said: "Can anyone find him?" |
Qaribullah | And he will reply: 'Are you looking down (into Hell)? ' |
Asad | [And] he adds: "Would you like to look [and see him]?" - |
Diyanet Vakfı | (O zat, dünyada geçmiş olan hadiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teala orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vakıf mısınız? dedi. |
Diyanet | Yanındakilere: "Siz onu bilir misiniz?" der. |
Edip Yüksel | (Yanındakilere,) "Bakar mısınız?" der. |
Suat Yıldırım | “Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?” Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur.“Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!” [7,43] |
Yaşar Nuri Öztürk | Dedi: "Siz de bir araştırır mısınız?" |
Abdulbaki Gölpınarlı | Der ki: Ne oldu o, bakıp gördünüz mü acaba? |
Ali Bulaç | (Konuşan yanındakilere) Der ki: "Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?" |
Süleyman Ateş | (Sonra yanındakilere): "Bakar mısınız?" dedi. |
Önceki [37:53]< >[37:55] Sonraki |