1. [36:47] | veiẕâ ḳîle lehüm enfiḳû mimmâ razeḳakümü-llâhü ḳâle-lleẕîne keferû lilleẕîne âmenû enuṭ`imü mel lev yeşâü-llâhü aṭ`ameh. in entüm illâ fî ḍalâlim mübîn. | وإذا قيل لهم أنفقوا مما رزقكم الله قال الذين كفروا للذين آمنوا أنطعم من لو يشاء الله أطعمه إن أنتم إلا في ضلال مبين وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ أَنفِقُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنُطْعِمُ مَن لَّوْ يَشَاءُ اللَّهُ أَطْعَمَهُ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ |
---|
Elmalılı | Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın" dendiği zaman, o kâfirler, müminler için: "Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler. | Y. Ali | And when they are told, "Spend ye of (the bounties) with which Allah has provided you," the Unbelievers say to those who believe: "Shall we then feed those whom, if Allah had so willed, He would have fed, (Himself)?- Ye are in nothing but manifest error."
| Words | | وإذا - And when| قيل - it is said| لهم - to them,| أنفقوا - "Spend| مما - from what| رزقكم - (has) provided you| الله - Allah."| قال - Said| الذين - those who| كفروا - disbelieved| للذين - to those who| آمنوا - believed,| أنطعم - "Should we feed| من - whom| لو - if| يشاء - Allah willed -| الله - Allah willed -| أطعمه - He would have fed him?"| إن - Not| أنتم - (are) you| إلا - except| في - in| ضلال - an error| مبين - clear.| | Pickthal | And when it is said unto them: Spend of that wherewith Allah hath provided you, those who disbelieve say unto those who believe: Shall we feed those whom Allah, if He willed, would feed? Ye are in naught else than error manifest. | Arberry | And when it is said to them, 'Expend of that God has provided you,' the unbelievers say to the believers, 'What, shall we feed such a one whom, if God willed, He would feed? You are only in manifest error!' | Shakir | And when it is said to them: Spend out of what Allah has given you, those who disbelieve say to those who believe: Shall we feed him whom, if Allah please, He could feed? You are in naught but clear error. | Free Minds | And when they are told: "Spend from what God has provisioned you." Those who reject say to those who believe: "Shall we feed those whom God could feed, if He so willed? You are clearly misguided!" | Qaribullah | And when it is said to them: 'Spend of that which Allah has given you, ' the unbelievers say to the believers: 'Are we to feed those whom Allah can feed if He chooses? Surely, you are only in clear error. ' | Asad | Thus, when they are told, "Spend on others out of what God has provided for you as sustenance," [In Quranic usage, the verb anfaqa (lit., "he spent") invariably signifies one's spending on others, or for the good of others, whatever the motive. The ethical importance of this "spending on others" is frequently stressed in the Quran, and is embodied in the concept of zakah, which denotes "purifying dues" or, in its broader sense, "charity" (see note on 2:43).] those who are bent on denying the truth say unto those who believe, "Shall we feed anyone whom, if [your] God had so willed, He could have fed [Himself]? Clearly, you are but lost in error!" | Diyanet Vakfı | Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kafirler müminlere dediler ki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz. | Diyanet | Onlara: "Allah'ın size verdiği rızıktan sarfedin" denince inkar edenler inananlara: "Allah dileseydi doyurabileceği bir kimseyi biz mi doyuralım? Doğrusu siz apaçık bir sapıklıktasınız" derler. | Edip Yüksel | Kendilerine, "ALLAH'ın size verdiği rızıklardan verin," denildiğinde, inkar edenler inananlara, "ALLAH'ın, dilediği taktirde besleyebileceği kimseleri mi besleyelim? Siz gerçekten iyice sapıtmışsınız," derler. | Suat Yıldırım | Onlara ne zaman: “Allah'ın size lütfettiğinden, siz de muhtaçlar için harcayın” denilse, kâfirler müminlere şöyle derler: “Size kalsa Allah’ın dilediği takdirde bol bol rızıklandıracağı kimseyi doyurmak bizim mi işimiz?Siz, böyle ne sapık düşünürsünüz!” | Yaşar Nuri Öztürk | Onlara, "Allah'ın size lütfettiği rızıklardan dağıtın!" dendiğinde, nankörlüğe sapanlar, iman edenlere şöyle derler: "Allah'ın, dilediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıklık içindesiniz, hepsi bu." | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve onlara, Allah'ın, sizi rızıklandırdığı şeylerin bir kısmını hayır yoluna harcayın dendi mi kafir olanlar, inananlara derler ki: Dileseydi Allah doyururdu onu, biz mi doyuralım? Siz, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz. | Ali Bulaç | Ve onlara: "Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin" denildiği zaman, o inkar edenler iman edenlere dediler ki: "Allah'ın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz, apaçık bir şaşkınlık içindesiniz." | Süleyman Ateş | Onlara: "Allah'ın size verdiği rızıktan (Allah için) verin!" dendiği zaman, nankörler, inananlara: "Allah'ın dilediği takdirde yedireceği bir kimseye biz mi yedirelim? Doğrusu siz, apaçık bir sapıklık içindesiniz." derler. | Önceki [36:46]< >[36:48] Sonraki |
|