Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 241 ... 257 | 257 - Kök: كذب
1.
[78:35]
lâ yesme`ûne fîhâ lagvev velâ kiẕẕâbâ.لا يسمعون فيها لغوا ولا كذابا
لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا
Elmalılı Orada ne boş bir söz işitirler, ne de bir yalan.
Y. AliNo vanity shall they hear therein, nor Untruth:-
 Words|
2.
[79:21]
fekeẕẕebe ve`aṣâ.فكذب وعصى
فَكَذَّبَ وَعَصَى
Elmalılı Fakat Firavun yalanladı, karşı geldi.
Y. AliBut (Pharaoh) rejected it and disobeyed (guidance);
 Words|
3.
[82:9]
kellâ bel tükeẕẕibûne biddîn.كلا بل تكذبون بالدين
كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ
Elmalılı Hayır hayır, siz cezayı yalanlıyorsunuz.
Y. AliDay! nit ye do reject Right and Judgment!
 Words|
4.
[83:10]
veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn.ويل يومئذ للمكذبين
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Elmalılı Vay haline yalanlayanların o gün!
Y. AliWoe, that Day, to those that deny-
 Words|
5.
[83:11]
elleẕîne yükeẕẕibûne biyevmi-ddîn.الذين يكذبون بيوم الدين
الَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ
Elmalılı Onlar ceza gününü yalanlayanlardır.
Y. AliThose that deny the Day of Judgment.
 Words|
6.
[83:12]
vemâ yükeẕẕibü bihî illâ küllü mü`tedin eŝîm.وما يكذب به إلا كل معتد أثيم
وَمَا يُكَذِّبُ بِهِ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
Elmalılı Onu ancak sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar.
Y. AliAnd none can deny it but the Transgressor beyond bounds the Sinner!
 Words|
7.
[83:17]
ŝümme yüḳâlü hâẕe-lleẕî küntüm bihî tükeẕẕibûn.ثم يقال هذا الذي كنتم به تكذبون
ثُمَّ يُقَالُ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ
Elmalılı Sonra da onlara: "İşte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir" denilecek.
Y. AliFurther, it will be said to them: "This is the (reality) which ye rejected as false!
 Words|
8.
[84:22]
beli-lleẕîne keferû yükeẕẕibûn.بل الذين كفروا يكذبون
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُواْ يُكَذِّبُونَ
Elmalılı Aksine o nankörler yalanlıyorlar.
Y. AliBut on the contrary the Unbelievers reject (it).
 Words|
9.
[85:19]
beli-lleẕîne keferû fî tekẕîb.بل الذين كفروا في تكذيب
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي تَكْذِيبٍ
Elmalılı Fakat o inkarcılar hâlâ bir yalanlama içinde.
Y. AliAnd yet the Unbelievers (persist) in rejecting (the Truth)!
 Words|
10.
[91:11]
keẕẕebet ŝemûdü biṭagvâhâ.كذبت ثمود بطغواها
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَاهَا
Elmalılı Semud, azgınlığıyla Hakk'ı yalanladı,
Y. AliThe Thamud (people) rejected (their prophet) through their inordinate wrong-doing,
 Words|
11.
[91:14]
fekeẕẕebûhü fe`aḳarûhâ. fedemdeme `aleyhim rabbühüm biẕembihim fesevvâhâ.فكذبوه فعقروها فدمدم عليهم ربهم بذنبهم فسواها
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُم بِذَنبِهِمْ فَسَوَّاهَا
Elmalılı Fakat onlar peygamberi yalanlayıp deveyi kestiler. Rableri de günahlarını başlarına geçiriverdi de orayı dümdüz etti.
Y. AliThen they rejected him (as a false prophet), and they hamstrung her. So their Lord, on account of their crime, obliterated their traces and made them equal (in destruction, high and low)!
 Words|
12.
[92:9]
vekeẕẕebe bilḥusnâ.وكذب بالحسنى
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى
Elmalılı Ve en güzeli de yalanlarsa,
Y. AliAnd gives the lie to the best,-
 Words|
13.
[92:16]
elleẕî keẕẕebe vetevellâ.الذي كذب وتولى
الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّى
Elmalılı Öyle azgın ki, yalanlamış ve sırtını dönmüştür.
Y. AliWho give the lie to Truth and turn their backs.
 Words|
14.
[95:7]
femâ yükeẕẕibüke ba`dü biddîn.فما يكذبك بعد بالدين
فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدِّينِ
Elmalılı O halde sana dini ne yalanlatır?
Y. AliThen what can, after this, contradict thee, as to the judgment (to come)?
 Words|
15.
[96:13]
era'eyte in keẕẕebe vetevellâ.أرأيت إن كذب وتولى
أَرَأَيْتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّى
Elmalılı Gördün mü, ya bu (adam, hakkı) yalanlar, yüzçevirirse,
Y. AliSeest thou if he denies (Truth) and turns away?
 Words|
16.
[96:16]
nâṣiyetin kâẕibetin ḫâṭieh.ناصية كاذبة خاطئة
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ
Elmalılı Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.
Y. AliA lying, sinful forelock!
 Words|
17.
[107:1]
era'eyte-lleẕî yükeẕẕibü biddîn.أرأيت الذي يكذب بالدين
أَرَأَيْتَ الَّذِي يُكَذِّبُ بِالدِّينِ
Elmalılı Dini yalanlayanı gördün mü?
Y. AliSeest thou one who denies the Judgment (to come)?
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17