Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 241 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 151 ... 180 | 257 - Kök: كذب
1.
[39:32]
femen ażlemü mimmen keẕebe `ale-llâhi vekeẕẕebe biṣṣidḳi iẕ câeh. eleyse fî cehenneme meŝvel lilkâfirîn.فمن أظلم ممن كذب على الله وكذب بالصدق إذ جاءه أليس في جهنم مثوى للكافرين
فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَذَبَ عَلَى اللَّهِ وَكَذَّبَ بِالصِّدْقِ إِذْ جَاءَهُ أَلَيْسَ فِي جَهَنَّمَ مَثْوًى لِّلْكَافِرِينَ
Elmalılı Allah'a karşı yalan söyleyen ve doğru kendisine geldiği zaman onu yalan sayandan daha zalim (daha haksız) kim olabilir? Kâfirlerin yeri cehennemde değil midir?
Y. AliWho, then, doth more wrong than one who utters a lie concerning Allah, and rejects the Truth when it comes to him; is there not in Hell an abode for blasphemers?
 Words|
2.
[39:59]
belâ ḳad câetke âyâtî fekeẕẕebte bihâ vestekberte vekünte mine-lkâfirîn.بلى قد جاءتك آياتي فكذبت بها واستكبرت وكنت من الكافرين
بَلَى قَدْ جَاءَتْكَ آيَاتِي فَكَذَّبْتَ بِهَا وَاسْتَكْبَرْتَ وَكُنتَ مِنَ الْكَافِرِينَ
Elmalılı (Ona): "Hayır sana âyetlerim geldi de onlara yalan dedin, kibirlenmek istedin ve kâfirlerden oldun." (denir.)
Y. Ali"(The reply will be:) 'Nay, but there came to thee my Signs, and thou didst reject them: thou wast Haughty, and became one of those who reject faith!'"
 Words|
3.
[39:60]
veyevme-lḳiyâmeti tera-lleẕîne keẕebû `ale-llâhi vucûhühüm müsveddeh. eleyse fî cehenneme meŝvel lilmütekebbirîn.ويوم القيامة ترى الذين كذبوا على الله وجوههم مسودة أليس في جهنم مثوى للمتكبرين
وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ تَرَى الَّذِينَ كَذَبُواْ عَلَى اللَّهِ وُجُوهُهُم مُّسْوَدَّةٌ أَلَيْسَ فِي جَهَنَّمَ مَثْوًى لِّلْمُتَكَبِّرِينَ
Elmalılı Hem o kıyamet günü görürsün ki, Allah'a karşı yalan söyleyenlerin yüzleri kararmıştır. Kibirlenenlerin yeri cehennem değil mi?
Y. AliOn the Day of Judgment wilt thou see those who told lies against Allah;- their faces will be turned black; Is there not in Hell an abode for the Haughty?
 Words|
4.
[40:5]
keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥiv vel'aḥzâbü mim ba`dihim. vehemmet küllü ümmetim birasûlihim liye'ḫuẕûhü vecâdelû bilbâṭili liyüdḥiḍû bihi-lḥaḳḳa feeḫaẕtühüm. fekeyfe kâne `iḳâb.كذبت قبلهم قوم نوح والأحزاب من بعدهم وهمت كل أمة برسولهم ليأخذوه وجادلوا بالباطل ليدحضوا به الحق فأخذتهم فكيف كان عقاب
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَالْأَحْزَابُ مِن بَعْدِهِمْ وَهَمَّتْ كُلُّ أُمَّةٍ بِرَسُولِهِمْ لِيَأْخُذُوهُ وَجَادَلُوا بِالْبَاطِلِ لِيُدْحِضُوا بِهِ الْحَقَّ فَأَخَذْتُهُمْ فَكَيْفَ كَانَ عِقَابِ
Elmalılı Onlardan önce Nuh kavmi, arkalarından da çeşitli topluluklar yalanlamışlardı. Her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamak kastında bulundu. Hakkı batılla gidermek için boşuna mücadele ettiler. Ben de onları tuttum, alıverdim. (Bak o zaman) azabım nasıl oldu?
Y. AliBut (there were people) before them, who denied (the Signs),- the People of Noah, and the Confederates (of Evil) after them; and every People plotted against their prophet, to seize him, and disputed by means of vanities, therewith to condemn the Truth; but it was I that seized them! and how (terrible) was My Requital!
 Words|
5.
[40:24]
ilâ fir`avne vehâmâne veḳârûne feḳâlû sâḥirun keẕẕâb.إلى فرعون وهامان وقارون فقالوا ساحر كذاب
إِلَى فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَقَارُونَ فَقَالُوا سَاحِرٌ كَذَّابٌ
Elmalılı Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a da onlar: "Bu bir sihirbaz, bir yalancıdır" dediler.
Y. AliTo Pharaoh, Haman, and Qarun; but they called (him)" a sorcerer telling lies!"...
 Words|
6.
[40:28]
veḳâle racülüm mü'min. min âli fir`avne yektümü îmânehû etaḳtülûne racülen ey yeḳûle rabbiye-llâhü veḳad câeküm bilbeyyinâti mir rabbiküm. veiy yekü kâẕiben fe`aleyhi keẕibüh. veiy yekü ṣâdiḳay yüṣibküm ba`ḍu-lleẕî ye`idüküm. inne-llâhe lâ yehdî men hüve müsrifün keẕẕâb.وقال رجل مؤمن من آل فرعون يكتم إيمانه أتقتلون رجلا أن يقول ربي الله وقد جاءكم بالبينات من ربكم وإن يك كاذبا فعليه كذبه وإن يك صادقا يصبكم بعض الذي يعدكم إن الله لا يهدي من هو مسرف كذاب
وَقَالَ رَجُلٌ مُّؤْمِنٌ مِّنْ آلِ فِرْعَوْنَ يَكْتُمُ إِيْمَانَهُ أَتَقْتُلُونَ رَجُلًا أَن يَقُولَ رَبِّيَ اللَّهُ وَقَدْ جَاءَكُم بِالْبَيِّنَاتِ مِن رَّبِّكُمْ وَإِن يَكُ كَاذِبًا فَعَلَيْهِ كَذِبُهُ وَإِن يَكُ صَادِقًا يُصِبْكُم بَعْضُ الَّذِي يَعِدُكُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ كَذَّابٌ
Elmalılı Firavun ailesinden imanını saklayan bir adam da şöyle dedi: "Bir adamı, Rabbim Allah dediği için öldürecek misiniz? Halbuki o size Rabbinizden delillerle gelmiştir. Hem o bir yalancı ise çok sürmez, yalanı boynuna geçer. Fakat doğru ise size yaptığı tehditlerin birkısmı olsun başınıza gelir. Şüphe yok ki Allah aşırı giden bir yalancıyı doğru yola çıkarmaz."
Y. AliA believer, a man from among the people of Pharaoh, who had concealed his faith, said: "Will ye slay a man because he says, 'My Lord is Allah'?- when he has indeed come to you with Clear (Signs) from your Lord? and if he be a liar, on him is (the sin of) his lie: but, if he is telling the Truth, then will fall on you something of the (calamity) of which he warns you: Truly Allah guides not one who transgresses and lies!
 Words|
7.
[40:37]
esbâbe-ssemâvâti feeṭṭali`a ilâ ilâhi mûsâ veinnî leeżunnühû kâẕibâ. vekeẕâlike züyyine lifir`avne sûü `amelihî veṣudde `ani-ssebîl. vemâ keydü fir`avne illâ fî tebâb.أسباب السماوات فأطلع إلى إله موسى وإني لأظنه كاذبا وكذلك زين لفرعون سوء عمله وصد عن السبيل وما كيد فرعون إلا في تباب
أَسْبَابَ السَّمَاوَاتِ فَأَطَّلِعَ إِلَى إِلَهِ مُوسَى وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ كَاذِبًا وَكَذَلِكَ زُيِّنَ لِفِرْعَوْنَ سُوءُ عَمَلِهِ وَصُدَّ عَنِ السَّبِيلِ وَمَا كَيْدُ فِرْعَوْنَ إِلَّا فِي تَبَابٍ
Elmalılı "Göklerin yollarına ulaşabilirim de, Musa'nın ilâhının ne olduğunu anlarım. Ben onu mutlaka yalancı sanıyorum." İşte böylece Firavun'a kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çıkarıldı. Çünkü Firavun düzeni hep boşa çıkar.
Y. Ali"The ways and means of (reaching) the heavens, and that I may mount up to the god of Moses: But as far as I am concerned, I think (Moses) is a liar!" Thus was made alluring, in Pharaoh's eyes, the evil of his deeds, and he was hindered from the Path; and the plot of Pharaoh led to nothing but perdition (for him).
 Words|
8.
[40:70]
elleẕîne keẕẕebû bilkitâbi vebimâ erselnâ bihî rusülenâ. fesevfe ya`lemûn.الذين كذبوا بالكتاب وبما أرسلنا به رسلنا فسوف يعلمون
الَّذِينَ كَذَّبُوا بِالْكِتَابِ وَبِمَا أَرْسَلْنَا بِهِ رُسُلَنَا فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
Elmalılı Kitaba ve Resullerimizi gönderdiğimiz şeylere yalan diyenler, artık ilerde bilecekler.
Y. AliThose who reject the Book and the (revelations) with which We sent our messengers: but soon shall they know,-
 Words|
9.
[42:24]
em yeḳûlûne-fterâ `ale-llâhi keẕibâ. feiy yeşei-llâhü yaḫtim `alâ ḳalbik. veyemḥu-llâhü-lbâṭile veyüḥiḳḳu-lḥaḳḳa bikelimâtih. innehû `alîmüm biẕâti-ṣṣudûr.أم يقولون افترى على الله كذبا فإن يشإ الله يختم على قلبك ويمح الله الباطل ويحق الحق بكلماته إنه عليم بذات الصدور
أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَإِن يَشَإِ اللَّهُ يَخْتِمْ عَلَى قَلْبِكَ وَيَمْحُ اللَّهُ الْبَاطِلَ وَيُحِقُّ الْحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Elmalılı Yoksa onlar, senin hakkında: "Allah'a karşı yalan uydurdu." mu diyorlar? Eğer Allah dilerse senin de kalbini mühürler; batılı yok eder ve sözleriyle hakkı gerçekleştirir. Şüphesiz ki O kalplerde bulunan şeyleri hakkıyla bilir.
Y. AliWhat! Do they say, "He has forged a falsehood against Allah"? But if Allah willed, He could seal up thy heart. And Allah blots out Vanity, and proves the Truth by His Words. For He knows well the secrets of all hearts.
 Words|
10.
[43:25]
fenteḳamnâ minhüm fenżur keyfe kâne `âḳibetü-lmükeẕẕibîn.فانتقمنا منهم فانظر كيف كان عاقبة المكذبين
فَانتَقَمْنَا مِنْهُمْ فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ
Elmalılı Biz de onlardan intikam aldık. Bak peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl oldu!
Y. AliSo We exacted retribution from them: now see what was the end of those who rejected (Truth)!
 Words|
11.
[50:5]
bel keẕẕebû bilḥaḳḳi lemmâ câehüm fehüm fî emrim merîc.بل كذبوا بالحق لما جاءهم فهم في أمر مريج
بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ فَهُمْ فِي أَمْرٍ مَّرِيجٍ
Elmalılı Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi karmakarışık bir ıztırap içindeler.
Y. AliBut they deny the Truth when it comes to them: so they are in a confused state.
 Words|
12.
[50:12]
keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥiv veaṣḥâbü-rrassi veŝemûd.كذبت قبلهم قوم نوح وأصحاب الرس وثمود
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَأَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُ
Elmalılı Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress halkı ve Semûd da yalanlamıştı.
Y. AliBefore them was denied (the Hereafter) by the People of Noah, the Companions of the Rass, the Thamud,
 Words|
13.
[50:14]
veaṣḥâbü-l'eyketi veḳavmü tübba`. küllün keẕẕebe-rrusüle feḥaḳḳa ve`îd.وأصحاب الأيكة وقوم تبع كل كذب الرسل فحق وعيد
وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَعِيدِ
Elmalılı Eyke halkı ve Tübbâ kavmi de, bunların hepsi peygamberleri yalanladılar da (onlara) azabım hak oldu.
Y. AliThe Companions of the Wood, and the People of Tubba'; each one (of them) rejected the messengers, and My warning was duly fulfilled (in them).
 Words|
14.
[52:11]
feveylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn.فويل يومئذ للمكذبين
فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Elmalılı Vay haline o gün yalanlayanların!
Y. AliThen woe that Day to those that treat (Truth) as Falsehood;-
 Words|
15.
[52:14]
hâẕihi-nnâru-lletî küntüm bihâ tükeẕẕibûn.هذه النار التي كنتم بها تكذبون
هَذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ
Elmalılı (Onlara): "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur" (denilecek).
Y. Ali"This:, it will be said, "Is the Fire,- which ye were wont to deny!
 Words|
16.
[53:11]
mâ keẕebe-lfüâdü mâ raâ.ما كذب الفؤاد ما رأى
مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَى
Elmalılı Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı.
Y. AliThe (Prophet's) (mind and) heart in no way falsified that which he saw.
 Words|
17.
[54:3]
vekeẕẕebû vettebe`û ehvâehüm veküllü emrim müsteḳirr.وكذبوا واتبعوا أهواءهم وكل أمر مستقر
وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ
Elmalılı Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır.
Y. AliThey reject (the warning) and follow their (own) lusts but every matter has its appointed time.
 Words|
18.
[54:9]
keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥin fekeẕẕebû `abdenâ veḳâlû mecnûnüv vezdücira.كذبت قبلهم قوم نوح فكذبوا عبدنا وقالوا مجنون وازدجر
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ فَكَذَّبُوا عَبْدَنَا وَقَالُوا مَجْنُونٌ وَازْدُجِرَ
Elmalılı Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamıştı. Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir." dediler. Ve (Nuh davetten vazgeçmeye) zorlandı.
Y. AliBefore them the People of Noah rejected (their messenger): they rejected Our servant, and said, "Here is one possessed!", and he was driven out.
 Words|
19.
[54:18]
keẕẕebet `âdün fekeyfe kâne `aẕâbî venüẕür.كذبت عاد فكيف كان عذابي ونذر
كَذَّبَتْ عَادٌ فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Elmalılı Âd (kavmi) da yalanladı, azabım ve uyarılarım nasıl oldu?
Y. AliThe 'Ad (people) (too) rejected (Truth): then how terrible was My Penalty and My Warning?
 Words|
20.
[54:23]
keẕẕebet ŝemûdü binnüẕür.كذبت ثمود بالنذر
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِالنُّذُرِ
Elmalılı Semûd da o uyarıları yalanladılar.
Y. AliThe Thamud (also) rejected (their) Warners.
 Words|
21.
[54:25]
eülḳiye-ẕẕikru `aleyhi mim beyninâ bel hüve keẕẕâbün eşir.أألقي الذكر عليه من بيننا بل هو كذاب أشر
أَؤُلْقِيَ الذِّكْرُ عَلَيْهِ مِن بَيْنِنَا بَلْ هُوَ كَذَّابٌ أَشِرٌ
Elmalılı "Zikir, aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır o, yalancı, küstahın biridir" (dediler).
Y. Ali"Is it that the Message is sent to him, of all people amongst us? Nay, he is a liar, an insolent one!"
 Words|
22.
[54:26]
seya`lemûne gadem meni-lkeẕẕâbü-l'eşir.سيعلمون غدا من الكذاب الأشر
سَيَعْلَمُونَ غَدًا مَّنِ الْكَذَّابُ الْأَشِرُ
Elmalılı Yarın onlar, yalancı, küstahın kim olduğunu bilecekler.
Y. AliAh! they will know on the morrow, which is the liar, the insolent one!
 Words|
23.
[54:33]
keẕẕebet ḳavmü lûṭim binnüẕür.كذبت قوم لوط بالنذر
كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ بِالنُّذُرِ
Elmalılı Lût kavmi de uyarıları yalanladı.
Y. AliThe people of Lut rejected (his) warning.
 Words|
24.
[54:42]
keẕẕebû biâyâtinâ küllihâ feeḫaẕnâhüm aḫẕe `azîzim muḳtedir.كذبوا بآياتنا كلها فأخذناهم أخذ عزيز مقتدر
كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كُلِّهَا فَأَخَذْنَاهُمْ أَخْذَ عَزِيزٍ مُّقْتَدِرٍ
Elmalılı Lakin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık. Bu kıssalardan hisseye gelince;
Y. AliThe (people) rejected all Our Signs; but We seized them with such Penalty (as comes) from One Exalted in Power, able to carry out His Will.
 Words|
25.
[55:13]
febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.فبأي آلاء ربكما تكذبان
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Elmalılı Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Y. AliThen which of the favours of your Lord will ye deny?
 Words|
26.
[55:16]
febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.فبأي آلاء ربكما تكذبان
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Elmalılı Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Y. AliThen which of the favours of your Lord will ye deny?
 Words|
27.
[55:18]
febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.فبأي آلاء ربكما تكذبان
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Elmalılı Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Y. AliThen which of the favours of your Lord will ye deny?
 Words|
28.
[55:21]
febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.فبأي آلاء ربكما تكذبان
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Elmalılı Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Y. AliThen which of the favours of your Lord will ye deny?
 Words|
29.
[55:23]
febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.فبأي آلاء ربكما تكذبان
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Elmalılı Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Y. AliThen which of the favours of your Lord will ye deny?
 Words|
30.
[55:25]
febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.فبأي آلاء ربكما تكذبان
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Elmalılı Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Y. AliThen which of the favours of your Lord will ye deny?
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17