Kelime

Kelime<not selected>
Kökكيد
Konum[:]
NoTkrKelime
1 7 كيد
2 6 كيدا
3 3 كيدهم
4 2 كيدي
5 2 كيدكن
6 2 كيدهن
7 2 كيده
8 1 فكيدوني
9 1 فيكيدوا
10 1 كيدكم
11 1 المكيدون
12 1 وأكيد
13 1 كيدون
14 1 يكيدون
15 1 فكيدون
16 1 بكيدهن
17 1 كدنا
18 1 لأكيدن
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 1 ... 29 | 29 - Kök: كيد
1.
[3:120]
in temsesküm ḥasenetün tesü'hüm. vein tüṣibküm seyyietüy yefraḥû bihâ. vein taṣbirû vetetteḳû lâ yeḍurruküm keydühüm şey'â. inne-llâhe bimâ ya`melûne müḥîṭ.إن تمسسكم حسنة تسؤهم وإن تصبكم سيئة يفرحوا بها وإن تصبروا وتتقوا لا يضركم كيدهم شيئا إن الله بما يعملون محيط
إِن تَمْسَسْكُمْ حَسَنَةٌ تَسُؤْهُمْ وَإِن تُصِبْكُمْ سَيِّئَةٌ يَفْرَحُواْ بِهَا وَإِن تَصْبِرُواْ وَتَتَّقُواْ لاَ يَضُرُّكُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا إِنَّ اللّهَ بِمَا يَعْمَلُونَ مُحِيطٌ
Elmalılı Size bir iyilik dokunsa fenalarına gider, başınıza bir kötülük gelse onunla sevinirler. Eğer sabreder ve Allah'dan gereğince korkarsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez; çünkü Allah onları kendi amelleriyle kuşatmıştır.
Y. AliIf aught that is good befalls you, it grieves them; but if some misfortune overtakes you, they rejoice at it. But if ye are constant and do right, not the least harm will their cunning do to you; for Allah Compasseth round about all that they do.
 Words|
2.
[4:76]
elleẕîne âmenû yüḳâtilûne fî sebîli-llâh. velleẕîne keferû yüḳâtilûne fî sebîli-ṭṭâgûti feḳâtilû evliyâe-şşeyṭân. inne keyde-şşeyṭâni kâne ḍa`îfâ.الذين آمنوا يقاتلون في سبيل الله والذين كفروا يقاتلون في سبيل الطاغوت فقاتلوا أولياء الشيطان إن كيد الشيطان كان ضعيفا
الَّذِينَ آمَنُواْ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُواْ أَوْلِيَاءَ الشَّيْطَانِ إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفًا
Elmalılı İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar. O halde siz şeytanın taraftarlarına karşı savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır.
Y. AliThose who believe fight in the cause of Allah, and those who reject Faith Fight in the cause of Evil: So fight ye against the friends of Satan: feeble indeed is the cunning of Satan.
 Words|
3.
[7:183]
veümlî lehüm. inne keydî metîn.وأملي لهم إن كيدي متين
وَأُمْلِي لَهُمْ إِنَّ كَيْدِي مَتِينٌ
Elmalılı Ayrıca ben onlara mühlet de veririm. Fakat benim tuzak kurup helâk edişim pek çetindir.
Y. AliRespite will I grant unto them: for My scheme is strong (and unfailing).
 Words|
4.
[7:195]
elehüm ercülüy yemşûne bihâ. em lehüm eydiy yebṭişûne bihâ. em lehüm a`yünüy yübṣirûne bihâ. em lehüm âẕânüy yesme`ûne bihâ. ḳuli-d`û şürakâeküm ŝümme kîdûni felâ tünżirûn.ألهم أرجل يمشون بها أم لهم أيد يبطشون بها أم لهم أعين يبصرون بها أم لهم آذان يسمعون بها قل ادعوا شركاءكم ثم كيدون فلا تنظرون
أَلَهُمْ أَرْجُلٌ يَمْشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَيْدٍ يَبْطِشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَعْيُنٌ يُبْصِرُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ آذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا قُلِ ادْعُواْ شُرَكَاءَكُمْ ثُمَّ كِيدُونِ فَلاَ تُنظِرُونِ
Elmalılı Onların yürüyecek ayakları, tutacak elleri, görecek gözleri veya işitecek kulakları mı var? De ki: "Haydi çağırın o ortaklarınızı, sonra bana istediğiniz tuzağı kurun ve elinizden gelirse göz açtırmayın."
Y. AliHave they feet to walk with? Or hands to lay hold with? Or eyes to see with? Or ears to hear with? Say: "Call your 'god-partners', scheme (your worst) against me, and give me no respite!
 Words|
5.
[8:18]
ẕâliküm veenne-llâhe mûhinü keydi-lkâfirîn.ذلكم وأن الله موهن كيد الكافرين
ذَلِكُمْ وَأَنَّ اللّهَ مُوهِنُ كَيْدِ الْكَافِرِينَ
Elmalılı Gördünüz ya, Allah, kâfirlerin kurduğu tuzağı işte böyle boşa çıkarır.
Y. AliThat, and also because Allah is He Who makes feeble the plans and stratagem of the Unbelievers.
 Words|
6.
[11:55]
min dûnihî fekîdûnî cemî`an ŝümme lâ tünżirûn.من دونه فكيدوني جميعا ثم لا تنظرون
مِن دُونِهِ فَكِيدُونِي جَمِيعًا ثُمَّ لاَ تُنظِرُونِ
Elmalılı "O'ndan başka herşeyden uzağım, artık hepiniz toplanın bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra hiç bekletmeyin.
Y. Ali"Other gods as partners! so scheme (your worst) against me, all of you, and give me no respite.
 Words|
7.
[12:5]
ḳâle yâ büneyye lâ taḳṣuṣ ru'yâke `alâ iḫvetike feyekîdû leke keydâ. inne-şşeyṭâne lil'insâni `adüvvüm mübîn.قال يا بني لا تقصص رؤياك على إخوتك فيكيدوا لك كيدا إن الشيطان للإنسان عدو مبين
قَالَ يَا بُنَيَّ لاَ تَقْصُصْ رُؤْيَاكَ عَلَى إِخْوَتِكَ فَيَكِيدُواْ لَكَ كَيْدًا إِنَّ الشَّيْطَانَ لِلْإِنسَانِ عَدُوٌّ مُّبِينٌ
Elmalılı (Babası) "Yavrucuğum! "dedi, "rüyanı kardeşlerine anlatma. Sonra sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan insanın açıkça düşmanıdır."
Y. AliSaid (the father): "My (dear) little son! relate not thy vision to thy brothers, lest they concoct a plot against thee: for Satan is to man an avowed enemy!
 Words|
8.
[12:28]
felemmâ raâ ḳamîṣahû ḳudde min dübürin ḳâle innehû min keydikünn. inne keydekünne `ażîm.فلما رأى قميصه قد من دبر قال إنه من كيدكن إن كيدكن عظيم
فَلَمَّا رَأَى قَمِيصَهُ قُدَّ مِن دُبُرٍ قَالَ إِنَّهُ مِن كَيْدِكُنَّ إِنَّ كَيْدَكُنَّ عَظِيمٌ
Elmalılı Ne zaman ki, gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu gördü, o zaman dedi ki: "Bu iş, siz kadınların tuzağındandır. Gerçekten de sizin tuzağınız çok büyüktür".
Y. AliSo when he saw his shirt,- that it was torn at the back,- (her husband) said: "Behold! It is a snare of you women! truly, mighty is your snare!
 Words|
9.
[12:33]
ḳâle rabbi-ssicnü eḥabbü ileyye mimmâ yed`ûnenî ileyh. veillâ taṣrif `annî keydehünne aṣbü ileyhinne veeküm mine-lcâhilîn.قال رب السجن أحب إلي مما يدعونني إليه وإلا تصرف عني كيدهن أصب إليهن وأكن من الجاهلين
قَالَ رَبِّ السِّجْنُ أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَنِي إِلَيْهِ وَإِلاَّ تَصْرِفْ عَنِّي كَيْدَهُنَّ أَصْبُ إِلَيْهِنَّ وَأَكُن مِّنَ الْجَاهِلِينَ
Elmalılı Yusuf dedi ki: "Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben onların tuzağına düşerim ve cahillik edenlerden olurum".
Y. AliHe said: "O my Lord! the prison is more to my liking than that to which they invite me: Unless Thou turn away their snare from me, I should (in my youthful folly) feel inclined towards them and join the ranks of the ignorant."
 Words|
10.
[12:34]
festecâbe lehû rabbühû feṣarafe `anhü keydehünn. innehû hüve-ssemî`u-l`alîm.فاستجاب له ربه فصرف عنه كيدهن إنه هو السميع العليم
فَاسْتَجَابَ لَهُ رَبُّهُ فَصَرَفَ عَنْهُ كَيْدَهُنَّ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Elmalılı Bunun üzerine Rabbi, onun duasını kabul buyurdu da ondan onların tuzaklarını bertaraf etti. Muhakkak ki O, evet O, hakkiyle işiten, hakkiyle bilendir.
Y. AliSo his Lord hearkened to him (in his prayer), and turned away from him their snare: Verily He heareth and knoweth (all things).
 Words|
11.
[12:50]
veḳâle-lmelikü-'tûnî bih. felemmâ câehü-rrasûlü ḳâle-rci` ilâ rabbike fes'elhü mâ bâlü-nnisveti-llâtî ḳaṭṭa`ne eydiyehünn. inne rabbî bikeydihinne `alîm.وقال الملك ائتوني به فلما جاءه الرسول قال ارجع إلى ربك فاسأله ما بال النسوة اللاتي قطعن أيديهن إن ربي بكيدهن عليم
وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُونِي بِهِ فَلَمَّا جَاءَهُ الرَّسُولُ قَالَ ارْجِعْ إِلَى رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ مَا بَالُ النِّسْوَةِ اللاَّتِي قَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ إِنَّ رَبِّي بِكَيْدِهِنَّ عَلِيمٌ
Elmalılı O hükümdar "Onu bana getirin" dedi. Emir üzerine Yusuf'a gönderilen adam yanına gelince, Yusuf ona dedi ki: "Haydi efendine geri dön de, ona sor bakalım, o ellerini kesen kadınların maksatları ne imiş? Hiç şüphe yok ki, Rabbim, onların oyunlarını çokiyi bilir."
Y. AliSo the king said: "Bring ye him unto me." But when the messenger came to him, (Joseph) said: "Go thou back to thy lord, and ask him, 'What is the state of mind of the ladies who cut their hands'? For my Lord is certainly well aware of their snare."
 Words|
12.
[12:52]
ẕâlike liya`leme ennî lem eḫunhü bilgaybi veenne-llâhe lâ yehdî keyde-lḫâinîn.ذلك ليعلم أني لم أخنه بالغيب وأن الله لا يهدي كيد الخائنين
ذَلِكَ لِيَعْلَمَ أَنِّي لَمْ أَخُنْهُ بِالْغَيْبِ وَأَنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي كَيْدَ الْخَائِنِينَ
Elmalılı (Yusuf dedi ki): İşte bu şunun içindir: Bilsin ki, ben ona arkasından hainlik etmedim. Gerçekten Allah hainlerin hilesini başarıya ulaştırmaz.
Y. Ali"This (say I), in order that He may know that I have never been false to him in his absence, and that Allah will never guide the snare of the false ones.
 Words|
13.
[12:76]
febedee biev`iyetihim ḳable vi`âi eḫîhi ŝümme-staḫracehâ miv vi`âi eḫîh. keẕâlike kidnâ liyûsüf. mâ kâne liye'ḫuẕe eḫâhü fî dîni-lmeliki illâ ey yeşâe-llâh. nerfe`u deracâtim men neşâ'. vefevḳa külli ẕî `ilmin `alîm.فبدأ بأوعيتهم قبل وعاء أخيه ثم استخرجها من وعاء أخيه كذلك كدنا ليوسف ما كان ليأخذ أخاه في دين الملك إلا أن يشاء الله نرفع درجات من نشاء وفوق كل ذي علم عليم
فَبَدَأَ بِأَوْعِيَتِهِمْ قَبْلَ وِعَاءِ أَخِيهِ ثُمَّ اسْتَخْرَجَهَا مِن وِعَاءِ أَخِيهِ كَذَلِكَ كِدْنَا لِيُوسُفَ مَا كَانَ لِيَأْخُذَ أَخَاهُ فِي دِينِ الْمَلِكِ إِلاَّ أَن يَشَاءَ اللّهُ نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مِّن نَّشَاءُ وَفَوْقَ كُلِّ ذِي عِلْمٍ عَلِيمٌ
Elmalılı Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin eşyalarından önce onların eşyalarını aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yükünün içinden çıkardı. İşte Yusuf'a biz böyle bir oyun öğrettik. Melikin kanunlarına göre, kardeşini alıkoymasına imkan yoktu. Ancak Allah dilerse o başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.
Y. AliSo he began (the search) with their baggage, before (he came to) the baggage of his brother: at length he brought it out of his brother's baggage. Thus did We plan for Joseph. He could not take his brother by the law of the king except that Allah willed it (so). We raise to degrees (of wisdom) whom We please: but over all endued with knowledge is one, the All-Knowing.
 Words|
14.
[20:60]
fetevellâ fir`avnü feceme`a keydehû ŝümme etâ.فتولى فرعون فجمع كيده ثم أتى
فَتَوَلَّى فِرْعَوْنُ فَجَمَعَ كَيْدَهُ ثُمَّ أَتَى
Elmalılı Bunun üzerine Firavun döndü gitti ve bütün hile vasıtalarını topladıktan sonra geldi.
Y. AliSo Pharaoh withdrew: He concerted his plan, and then came (back).
 Words|
15.
[20:64]
feecmi`û keydeküm ŝümme-'tû ṣaffâ. veḳad efleḥa-lyevme meni-sta`lâ.فأجمعوا كيدكم ثم ائتوا صفا وقد أفلح اليوم من استعلى
فَأَجْمِعُوا كَيْدَكُمْ ثُمَّ ائْتُوا صَفًّا وَقَدْ أَفْلَحَ الْيَوْمَ مَنِ اسْتَعْلَى
Elmalılı "Onun için bütün tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra hep bir sıra halinde gelin. Bugün üstün gelen muhakkak zafer kazanmıştır."
Y. Ali"Therefore concert your plan, and then assemble in (serried) ranks: He wins (all along) today who gains the upper hand."
 Words|
16.
[20:69]
veelḳi mâ fî yemînike telḳaf mâ ṣane`û. innemâ ṣane`û keydü sâḥir. velâ yüfliḥu-ssâḥiru ḥayŝü etâ.وألق ما في يمينك تلقف ما صنعوا إنما صنعوا كيد ساحر ولا يفلح الساحر حيث أتى
وَأَلْقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوا إِنَّمَا صَنَعُوا كَيْدُ سَاحِرٍ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُ حَيْثُ أَتَى
Elmalılı "Sağ elindekini atıver, o, onların yaptıklarını yutar. Çünkü onların yaptıkları ancak bir büyücü tuzağıdır. Büyücü ise, her nerede olursa olsun başarıya ulaşamaz."
Y. Ali"Throw that which is in thy right hand: Quickly will it swallow up that which they have faked what they have faked is but a magician's trick: and the magician thrives not, (no matter) where he goes."
 Words|
17.
[21:57]
vetellâhi leekîdenne aṣnâmeküm ba`de en tüvellû müdbirîn.وتالله لأكيدن أصنامكم بعد أن تولوا مدبرين
وَتَاللَّهِ لَأَكِيدَنَّ أَصْنَامَكُم بَعْدَ أَن تُوَلُّوا مُدْبِرِينَ
Elmalılı "Allah'a yemin ederim ki, siz arkanızı dönüp gittikten sonra, ben putlarınıza elbette bir tuzak kuracağım."
Y. Ali"And by Allah, I have a plan for your idols - after ye go away and turn your backs"..
 Words|
18.
[21:70]
veerâdû bihî keyden fece`alnâhümü-l'aḫserîn.وأرادوا به كيدا فجعلناهم الأخسرين
وَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَخْسَرِينَ
Elmalılı Ona düzen kurmak istediler, fakat biz kendilerini daha fazla hüsrana uğrattık.
Y. AliThen they sought a stratagem against him: but We made them the ones that lost most!
 Words|
19.
[22:15]
men kâne yeżunnü el ley yenṣurahü-llâhü fi-ddünyâ vel'âḫirati felyemdüd bisebebin ile-ssemâi ŝümme liyaḳṭa` felyenżur hel yüẕhibenne keydühû mâ yegîż.من كان يظن أن لن ينصره الله في الدنيا والآخرة فليمدد بسبب إلى السماء ثم ليقطع فلينظر هل يذهبن كيده ما يغيظ
مَن كَانَ يَظُنُّ أَن لَّن يَنصُرَهُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ إِلَى السَّمَاءِ ثُمَّ لْيَقْطَعْ فَلْيَنظُرْ هَلْ يُذْهِبَنَّ كَيْدُهُ مَا يَغِيظُ
Elmalılı Allah'ın ona (peygambere) dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sanan kimse hemen yukarıya bir ip uzatsın, sonra (kendini intihar edip) boğsun da baksın bu hilesi kendisini öfkelendiren şeyi giderecek mi?
Y. AliIf any think that Allah will not help him (His Messenger) in this world and the Hereafter, let him stretch out a rope to the ceiling and cut (himself) off: then let him see whether his plan will remove that which enrages (him)!
 Words|
20.
[37:98]
feerâdû bihî keyden fece`alnâhümü-l'esfelîn.فأرادوا به كيدا فجعلناهم الأسفلين
فَأَرَادُوا بِهِ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْأَسْفَلِينَ
Elmalılı Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini daha alçak düşürdük.
Y. Ali(This failing), they then sought a stratagem against him, but We made them the ones most humiliated!
 Words|
21.
[40:25]
felemmâ câehüm bilḥaḳḳi min `indinâ ḳâlu-ḳtülû ebnâe-lleẕîne âmenû me`ahû vestaḥyû nisâehüm. vemâ keydü-lkâfirîne illâ fî ḍalâl.فلما جاءهم بالحق من عندنا قالوا اقتلوا أبناء الذين آمنوا معه واستحيوا نساءهم وما كيد الكافرين إلا في ضلال
فَلَمَّا جَاءَهُم بِالْحَقِّ مِنْ عِندِنَا قَالُوا اقْتُلُوا أَبْنَاءَ الَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ وَاسْتَحْيُوا نِسَاءَهُمْ وَمَا كَيْدُ الْكَافِرِينَ إِلَّا فِي ضَلَالٍ
Elmalılı Bunun üzerine Musa, kendilerine tarafımızdan hakkı getirince de: "Onunla beraber iman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını diri tutun." dediler. Fakat o kâfirlerin tuzağı da hep boşa çıkmaktadır.
Y. AliNow, when he came to them in Truth, from Us, they said, "Slay the sons of those who believe with him, and keep alive their females," but the plots of Unbelievers (end) in nothing but errors (and delusions)!...
 Words|
22.
[40:37]
esbâbe-ssemâvâti feeṭṭali`a ilâ ilâhi mûsâ veinnî leeżunnühû kâẕibâ. vekeẕâlike züyyine lifir`avne sûü `amelihî veṣudde `ani-ssebîl. vemâ keydü fir`avne illâ fî tebâb.أسباب السماوات فأطلع إلى إله موسى وإني لأظنه كاذبا وكذلك زين لفرعون سوء عمله وصد عن السبيل وما كيد فرعون إلا في تباب
أَسْبَابَ السَّمَاوَاتِ فَأَطَّلِعَ إِلَى إِلَهِ مُوسَى وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ كَاذِبًا وَكَذَلِكَ زُيِّنَ لِفِرْعَوْنَ سُوءُ عَمَلِهِ وَصُدَّ عَنِ السَّبِيلِ وَمَا كَيْدُ فِرْعَوْنَ إِلَّا فِي تَبَابٍ
Elmalılı "Göklerin yollarına ulaşabilirim de, Musa'nın ilâhının ne olduğunu anlarım. Ben onu mutlaka yalancı sanıyorum." İşte böylece Firavun'a kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çıkarıldı. Çünkü Firavun düzeni hep boşa çıkar.
Y. Ali"The ways and means of (reaching) the heavens, and that I may mount up to the god of Moses: But as far as I am concerned, I think (Moses) is a liar!" Thus was made alluring, in Pharaoh's eyes, the evil of his deeds, and he was hindered from the Path; and the plot of Pharaoh led to nothing but perdition (for him).
 Words|
23.
[52:42]
em yürîdûne keydâ. felleẕîne keferû hümü-lmekîdûn.أم يريدون كيدا فالذين كفروا هم المكيدون
أَمْ يُرِيدُونَ كَيْدًا فَالَّذِينَ كَفَرُوا هُمُ الْمَكِيدُونَ
Elmalılı Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat o küfredenlerin kendileri tuzağa düşeceklerdir.
Y. AliOr do they intend a plot (against thee)? But those who defy Allah are themselves involved in a Plot!
 Words|
24.
[52:46]
yevme lâ yugnî `anhüm keydühüm şey'ev velâ hüm yünṣarûn.يوم لا يغني عنهم كيدهم شيئا ولا هم ينصرون
يَوْمَ لَا يُغْنِي عَنْهُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ
Elmalılı O gün hiçbir tedbirlerinin kendilerine zerre kadar faydası olmayacak ve hiçbir şekilde yardım da görmeyeceklerdir.
Y. AliThe Day when their plotting will avail them nothing and no help shall be given them.
 Words|
25.
[68:45]
veümlî lehüm. inne keydî metîn.وأملي لهم إن كيدي متين
وَأُمْلِي لَهُمْ إِنَّ كَيْدِي مَتِينٌ
Elmalılı Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır.
Y. AliA (long) respite will I grant them: truly powerful is My Plan.
 Words|
26.
[77:39]
fein kâne leküm keydün fekîdûn.فإن كان لكم كيد فكيدون
فَإِن كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ
Elmalılı Bir hileniz varsa beni atlatın.
Y. AliNow, if ye have a trick (or plot), use it against Me!
 Words|
27.
[86:15]
innehüm yekîdûne keydâ.إنهم يكيدون كيدا
إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا
Elmalılı Haberin olsun ki, kâfirler hep hile kuruyorlar.
Y. AliAs for them, they are but plotting a scheme,
 Words|
28.
[86:16]
veekîdü keydâ.وأكيد كيدا
وَأَكِيدُ كَيْدًا
Elmalılı Ben de hilelerine karşılık veririm.
Y. AliAnd I am planning a scheme.
 Words|
29.
[105:2]
elem yec`al keydehüm fî taḍlîl.ألم يجعل كيدهم في تضليل
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ
Elmalılı Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
Y. AliDid He not make their treacherous plan go astray?
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17