1. [27:90] | vemen câe bisseyyieti fekübbet vucûhühüm fi-nnâr. hel tüczevne illâ mâ küntüm ta`melûn. | ومن جاء بالسيئة فكبت وجوههم في النار هل تجزون إلا ما كنتم تعملون وَمَن جَاءَ بِالسَّيِّئَةِ فَكُبَّتْ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ هَلْ تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ |
---|
Elmalılı | Her kim de kötülükle gelirse artık yüzleri ateşte sürtülür. "Başka değil ancak yaptığınız amellerin cezasını çekeceksiniz." (denir). |
Y. Ali | And if any do evil, their faces will be thrown headlong into the Fire: "Do ye receive a reward other than that which ye have earned by your deeds?"
|
Words | | |
2. [67:22] | efemey yemşî mükibben `alâ vechihî ehdâ emmey yemşî seviyyen `alâ ṣirâṭim müsteḳîm. | أفمن يمشي مكبا على وجهه أهدى أمن يمشي سويا على صراط مستقيم أَفَمَن يَمْشِي مُكِبًّا عَلَى وَجْهِهِ أَهْدَى أَمَّن يَمْشِي سَوِيًّا عَلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ |
---|
Elmalılı | Şimdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi doğru gider, yoksa dosdoğru yolda yürüyen mi? |
Y. Ali | Is then one who walks headlong, with his face grovelling, better guided,- or one who walks evenly on a Straight Way?
|
Words | | |