1. [2:119] | innâ erselnâke bilḥaḳḳi beşîrav veneẕîrav velâ tüs'elü `an aṣḥâbi-lceḥîm. | إنا أرسلناك بالحق بشيرا ونذيرا ولا تسأل عن أصحاب الجحيم إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَشِيرًا وَنَذِيرًا وَلاَ تُسْأَلُ عَنْ أَصْحَابِ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o cehennemliklerden sorumlu değilsin. |
Y. Ali | Verily We have sent thee in truth as a bearer of glad tidings and a warner: But of thee no question shall be asked of the Companions of the Blazing Fire.
|
Words | | |
2. [5:10] | velleẕîne keferû vekeẕẕebû biâyâtinâ ülâike aṣḥâbü-lceḥîm. | والذين كفروا وكذبوا بآياتنا أولئك أصحاب الجحيم وَالَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا أُوْلَـئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar, cehennemliktirler. |
Y. Ali | Those who reject faith and deny our signs will be companions of Hell-fire.
|
Words | | |
3. [5:86] | velleẕîne keferû vekeẕẕebû biâyâtinâ ülâike aṣḥâbü-lceḥîm. | والذين كفروا وكذبوا بآياتنا أولئك أصحاب الجحيم وَالَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا أُوْلَـئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar da cehennem ehlidir. |
Y. Ali | But those who reject Faith and belie our Signs,- they shall be companions of Hell-fire.
|
Words | | |
4. [9:113] | mâ kâne linnebiyyi velleẕîne âmenû ey yestagfirû lilmüşrikîne velev kânû ülî ḳurbâ mim ba`di mâ tebeyyene lehüm ennehüm aṣḥâbü-lceḥîm. | ما كان للنبي والذين آمنوا أن يستغفروا للمشركين ولو كانوا أولي قربى من بعد ما تبين لهم أنهم أصحاب الجحيم مَا كَانَ لِلنَّبِيِّ وَالَّذِينَ آمَنُواْ أَن يَسْتَغْفِرُواْ لِلْمُشْرِكِينَ وَلَوْ كَانُواْ أُوْلِي قُرْبَى مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُمْ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Ne peygambere, ne iman edenlere akraba bile olsalar cehennemlik oldukları iyice belli olduktan sonra müşriklere istiğfar etmek yoktur. |
Y. Ali | It is not fitting, for the Prophet and those who believe, that they should pray for forgiveness for Pagans, even though they be of kin, after it is clear to them that they are companions of the Fire.
|
Words | | |
5. [22:51] | velleẕîne se`av fî âyâtinâ mü`âcizîne ülâike aṣḥâbü-lceḥîm. | والذين سعوا في آياتنا معاجزين أولئك أصحاب الجحيم وَالَّذِينَ سَعَوْا فِي آيَاتِنَا مُعَاجِزِينَ أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Âyetlerimizi tartışarak bozmaya uğraşanlara gelince, işte onlar cehennemliktirler. Böyle de ve temennilere uyma. Çünkü: |
Y. Ali | "But those who strive against Our Signs, to frustrate them,- they will be Companions of the Fire."
|
Words | | |
6. [26:91] | vebürrizeti-lceḥîmü lilgâvîn. | وبرزت الجحيم للغاوين وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِلْغَاوِينَ |
---|
Elmalılı | Azgınlar için de cehennem hortlatılmıştır. |
Y. Ali | "And to those straying in Evil, the Fire will be placed in full view;
|
Words | | |
7. [37:23] | min dûni-llâhi fehdûhüm ilâ ṣirâṭi-lceḥîm. | من دون الله فاهدوهم إلى صراط الجحيم مِن دُونِ اللَّهِ فَاهْدُوهُمْ إِلَى صِرَاطِ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Toplayın mahşere o zulmedenleri, eşlerini ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri. Toplayın da götürün onları sırata (cehennem köprüsüne) doğru. |
Y. Ali | "Besides Allah, and lead them to the Way to the (Fierce) Fire!
|
Words | | |
8. [37:55] | feṭṭale`a feraâhü fî sevâi-lceḥîm. | فاطلع فرآه في سواء الجحيم فَاطَّلَعَ فَرَآهُ فِي سَوَاءِ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür. |
Y. Ali | He looked down and saw him in the midst of the Fire.
|
Words | | |
9. [37:64] | innehâ şeceratün taḫrucü fî aṣli-lceḥîm. | إنها شجرة تخرج في أصل الجحيم إِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ فِي أَصْلِ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar. |
Y. Ali | For it is a tree that springs out of the bottom of Hell-Fire:
|
Words | | |
10. [37:68] | ŝümme inne merci`ahüm leile-lceḥîm. | ثم إن مرجعهم لإلى الجحيم ثُمَّ إِنَّ مَرْجِعَهُمْ لَإِلَى الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Sonra da dönecekleri yer, şüphesiz cehennemdir. |
Y. Ali | Then shall their return be to the (Blazing) Fire.
|
Words | | |
11. [37:97] | ḳâlü-bnû lehû bünyânen feelḳûhü fi-lceḥîm. | قالوا ابنوا له بنيانا فألقوه في الجحيم قَالُوا ابْنُوا لَهُ بُنْيَانًا فَأَلْقُوهُ فِي الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Onlar: "Haydin onun için bir yapı yapın da onu ateşe atın." dediler. |
Y. Ali | They said, "Build him a furnace, and throw him into the blazing fire!"
|
Words | | |
12. [37:163] | illâ men hüve ṣâli-lceḥîm. | إلا من هو صال الجحيم إِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Çünkü siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah'a karşı kandırıp, saptıramazsınız. |
Y. Ali | Except such as are (themselves) going to the blazing Fire!
|
Words | | |
13. [40:7] | elleẕîne yaḥmilûne-l`arşe vemen ḥavlehû yüsebbiḥûne biḥamdi rabbihim veyü'minûne bihî veyestagfirûne lilleẕîne âmenû. rabbenâ vesi`te külle şey'ir raḥmetev ve`ilmen fagfir lilleẕîne tâbû vettebe`û sebîleke veḳihim `aẕâbe-lceḥîm. | الذين يحملون العرش ومن حوله يسبحون بحمد ربهم ويؤمنون به ويستغفرون للذين آمنوا ربنا وسعت كل شيء رحمة وعلما فاغفر للذين تابوا واتبعوا سبيلك وقهم عذاب الجحيم الَّذِينَ يَحْمِلُونَ الْعَرْشَ وَمَنْ حَوْلَهُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيُؤْمِنُونَ بِهِ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا وَسِعْتَ كُلَّ شَيْءٍ رَّحْمَةً وَعِلْمًا فَاغْفِرْ لِلَّذِينَ تَابُوا وَاتَّبَعُوا سَبِيلَكَ وَقِهِمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Arşı taşıyanlar ve onun etrafındakiler, Rablerinin hamdiyle tesbih ederler ve O'na inanırlar. İman etmişler için de şöyle bağışlanma dilerler: "Ey Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O, tevbe edip senin yoluna uyanları bağışla, onları cehennem azabından koru." |
Y. Ali | Those who sustain the Throne (of Allah) and those around it Sing Glory and Praise to their Lord; believe in Him; and implore Forgiveness for those who believe: "Our Lord! Thy Reach is over all things, in Mercy and Knowledge. Forgive, then, those who turn in Repentance, and follow Thy Path; and preserve them from the Penalty of the Blazing Fire!
|
Words | | |
14. [44:47] | ḫuẕûhü fa`tilûhü ilâ sevâi-lceḥîm. | خذوه فاعتلوه إلى سواء الجحيم خُذُوهُ فَاعْتِلُوهُ إِلَى سَوَاءِ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Allah meleklere şöyle emreder. "Şunu tutun da Cehennem'in ortasına sürükleyin." |
Y. Ali | (A voice will cry: "Seize ye him and drag him into the midst of the Blazing Fire!
|
Words | | |
15. [44:56] | lâ yeẕûḳûne fîhe-lmevte ille-lmevtete-l'ûlâ. veveḳâhüm `aẕâbe-lceḥîm. | لا يذوقون فيها الموت إلا الموتة الأولى ووقاهم عذاب الجحيم لَا يَذُوقُونَ فِيهَا الْمَوْتَ إِلَّا الْمَوْتَةَ الْأُولَى وَوَقَاهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Onlar orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur. |
Y. Ali | Nor will they there taste Death, except the first death; and He will preserve them from the Penalty of the Blazing Fire,-
|
Words | | |
16. [52:18] | fâkihîne bimâ âtâhüm rabbühüm. veveḳâhüm rabbühüm `aẕâbe-lceḥîm. | فاكهين بما آتاهم ربهم ووقاهم ربهم عذاب الجحيم فَاكِهِينَ بِمَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَاهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Rablerinin kendilerine verdiği ile zevk ü sefâ sürerler. Rableri onları, cehennem azabından korumuştur. |
Y. Ali | Enjoying the (Bliss) which their Lord hath bestowed on them, and their Lord shall deliver them from the Penalty of the Fire.
|
Words | | |
17. [56:94] | vetaṣliyetü ceḥîm. | وتصلية جحيم وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ |
---|
Elmalılı | Ve cehenneme atılma vardır. |
Y. Ali | And burning in Hell-Fire.
|
Words | | |
18. [57:19] | velleẕîne âmenû billâhi verusülihî ülâike hümu-ṣṣiddîḳûn. veşşühedâü `inde rabbihim. lehüm ecruhüm venûruhüm. velleẕîne keferû vekeẕẕebû biâyâtinâ ülâike aṣḥâbü-lceḥîm. | والذين آمنوا بالله ورسله أولئك هم الصديقون والشهداء عند ربهم لهم أجرهم ونورهم والذين كفروا وكذبوا بآياتنا أولئك أصحاب الجحيم وَالَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ أُوْلَئِكَ هُمُ الصِّدِّيقُونَ وَالشُّهَدَاءُ عِندَ رَبِّهِمْ لَهُمْ أَجْرُهُمْ وَنُورُهُمْ وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Allah'a ve peygamberine iman edenler var ya, işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır. |
Y. Ali | And those who believe in Allah and His messengers- they are the Sincere (lovers of Truth), and the witnesses (who testify), in the eyes of their Lord: They shall have their Reward and their Light. But those who reject Allah and deny Our Signs,- they are the Companions of Hell-Fire.
|
Words | | |
19. [69:31] | ŝümme-lceḥîme ṣallûh. | ثم الجحيم صلوه ثُمَّ الْجَحِيمَ صَلُّوهُ |
---|
Elmalılı | "Sonra cehenneme atın onu." |
Y. Ali | "And burn ye him in the Blazing Fire.
|
Words | | |
20. [73:12] | inne ledeynâ enkâlev veceḥîmâ. | إن لدينا أنكالا وجحيما إِنَّ لَدَيْنَا أَنكَالًا وَجَحِيمًا |
---|
Elmalılı | Zira bizim yanımızda bukağılar var, bir cehennem var. |
Y. Ali | With Us are Fetters (to bind them), and a Fire (to burn them),
|
Words | | |
21. [79:36] | vebürrizeti-lceḥîmü limey yerâ. | وبرزت الجحيم لمن يرى وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَن يَرَى |
---|
Elmalılı | Gören kimseler için cehennem hortlatıldığı vakit, |
Y. Ali | And Hell-Fire shall be placed in full view for (all) to see,-
|
Words | | |
22. [79:39] | feinne-lceḥîme hiye-lme'vâ. | فإن الجحيم هي المأوى فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَى |
---|
Elmalılı | Kuşkusuz onun varacağı yer cehennemdir. |
Y. Ali | The Abode will be Hell-Fire;
|
Words | | |
23. [81:12] | veiẕe-lceḥîmü sü``irat. | وإذا الجحيم سعرت وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ |
---|
Elmalılı | Cehennem kızıştırıldığında, |
Y. Ali | When the Blazing Fire is kindled to fierce heat;
|
Words | | |
24. [82:14] | veinne-lfüccâra lefî ceḥîm. | وإن الفجار لفي جحيم وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ |
---|
Elmalılı | Kötüler de cehennemdedirler. |
Y. Ali | And the Wicked - they will be in the Fire,
|
Words | | |
25. [83:16] | ŝümme innehüm leṣâlü-lceḥîm. | ثم إنهم لصالو الجحيم ثُمَّ إِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَحِيمِ |
---|
Elmalılı | Sonra onlar muhakkak cehenneme girecekler. |
Y. Ali | Further, they will enter the Fire of Hell.
|
Words | | |
26. [102:6] | leteravunne-lceḥîm. | لترون الجحيم لَتَرَوُنَّ الْجَحِيمَ |
---|
Elmalılı | Hayır! Eğer kesin bilgi ile bilseniz, elbette cehennemi görürsünüz. |
Y. Ali | Ye shall certainly see Hell-Fire!
|
Words | | |