1. [18:8] | veinnâ lecâ`ilûne mâ `aleyhâ ṣa`îden cüruzâ. | وإنا لجاعلون ما عليها صعيدا جرزا وَإِنَّا لَجَاعِلُونَ مَا عَلَيْهَا صَعِيدًا جُرُزًا |
---|
Elmalılı | Şüphesiz biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak yapacağız. |
Y. Ali | Verily what is on earth we shall make but as dust and dry soil (without growth or herbage).
|
Words | | |
2. [32:27] | evelem yerav ennâ nesûḳu-lmâe ile-l'arḍi-lcüruzi fenuḫricü bihî zer`an te'külü minhü en`âmühüm veenfüsühüm. efelâ yübṣirûn. | أولم يروا أنا نسوق الماء إلى الأرض الجرز فنخرج به زرعا تأكل منه أنعامهم وأنفسهم أفلا يبصرون أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَسُوقُ الْمَاءَ إِلَى الْأَرْضِ الْجُرُزِ فَنُخْرِجُ بِهِ زَرْعًا تَأْكُلُ مِنْهُ أَنْعَامُهُمْ وَأَنفُسُهُمْ أَفَلَا يُبْصِرُونَ |
---|
Elmalılı | Ya hiç görmediler mi ki, biz kır yere suyu salıveriyoruz da onunla bir ekin çıkarıyoruz. Ondan hayvanları da yiyor, kendileri de. Hâlâ gözlerini açmayacaklar mı? |
Y. Ali | And do they not see that We do drive rain to parched soil (bare of herbage), and produce therewith crops, providing food for their cattle and themselves? Have they not the vision?
|
Words | | |