1. [65:10] | e`adde-llâhü lehüm `aẕâben şedîden fetteḳu-llâhe yâ ûli-l'elbâb. elleẕîne âmenû. ḳad enzele-llâhü ileyküm ẕikrâ. | أعد الله لهم عذابا شديدا فاتقوا الله يا أولي الألباب الذين آمنوا قد أنزل الله إليكم ذكرا أَعَدَّ اللَّهُ لَهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا فَاتَّقُوا اللَّهَ يَا أُوْلِي الْأَلْبَابِ الَّذِينَ آمَنُوا قَدْ أَنزَلَ اللَّهُ إِلَيْكُمْ ذِكْرًا |
---|
Elmalılı | Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde ey inanan aklı selim sahipleri! Allah'tan korkun, Allah size bir uyarıcı gönderdi. |
Y. Ali | Allah has prepared for them a severe Punishment (in the Hereafter). Therefore fear Allah, O ye men of understanding - who have believed!- for Allah hath indeed sent down to you a Message,-
|
Words | | |
2. [66:1] | yâ eyyühe-nnebiyyü lime tüḥarrimü mâ eḥalle-llâhü leke. tebtegî merḍâte ezvâcik. vellâhü gafûrur raḥîm. | يا أيها النبي لم تحرم ما أحل الله لك تبتغي مرضات أزواجك والله غفور رحيم يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ لِمَ تُحَرِّمُ مَا أَحَلَّ اللَّهُ لَكَ تَبْتَغِي مَرْضَاتَ أَزْوَاجِكَ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ |
---|
Elmalılı | Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir. |
Y. Ali | O Prophet! Why holdest thou to be forbidden that which Allah has made lawful to thee? Thou seekest to please thy consorts. But Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.
|
Words | | |
3. [66:6] | yâ eyyühe-lleẕîne âmenû ḳû enfüseküm veehlîküm nârav veḳûdühe-nnâsü velḥicâratü `aleyhâ melâiketün gilâżun şidâdül lâ ya`ṣûne-llâhe mâ emerahüm veyef`alûne mâ yü'merûn. | يا أيها الذين آمنوا قوا أنفسكم وأهليكم نارا وقودها الناس والحجارة عليها ملائكة غلاظ شداد لا يعصون الله ما أمرهم ويفعلون ما يؤمرون يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لاَّ يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ |
---|
Elmalılı | Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır. |
Y. Ali | O ye who believe! save yourselves and your families from a Fire whose fuel is Men and Stones, over which are (appointed) angels stern (and) severe, who flinch not (from executing) the Commands they receive from Allah, but do (precisely) what they are commanded.
|
Words | | |
4. [66:7] | yâ eyyühe-lleẕîne keferû lâ ta`teẕirü-lyevm. innemâ tüczevne mâ küntüm ta`melûn. | يا أيها الذين كفروا لا تعتذروا اليوم إنما تجزون ما كنتم تعملون يَا أَيُّهَا الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَعْتَذِرُوا الْيَوْمَ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ |
---|
Elmalılı | (İnkâr edenlere): "Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz." (denilir.) |
Y. Ali | (They will say), "O ye Unbelievers! Make no excuses this Day! Ye are being but requited for all that ye did!"
|
Words | | |
5. [66:8] | yâ eyyühe-lleẕîne âmenû tûbû ile-llâhi tevbeten neṣûḥâ. `asâ rabbüküm ey yükeffira `anküm seyyiâtiküm veyüdḫileküm cennâtin tecrî min taḥtihe-l'enhâru yevme lâ yuḫzi-llâhü-nnebiyye velleẕîne âmenû me`ah. nûruhüm yes`â beyne eydîhim vebieymânihim yeḳûlûne rabbenâ etmim lenâ nûranâ vagfir lenâ. inneke `alâ külli şey'in ḳadîr. | يا أيها الذين آمنوا توبوا إلى الله توبة نصوحا عسى ربكم أن يكفر عنكم سيئاتكم ويدخلكم جنات تجري من تحتها الأنهار يوم لا يخزي الله النبي والذين آمنوا معه نورهم يسعى بين أيديهم وبأيمانهم يقولون ربنا أتمم لنا نورنا واغفر لنا إنك على كل شيء قدير يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا عَسَى رَبُّكُمْ أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعَى بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ |
---|
Elmalılı | Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, Peygamber'i ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar da, "Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, çünkü sen her şeye kâdirsin." derler. |
Y. Ali | O ye who believe! Turn to Allah with sincere repentance: In the hope that your Lord will remove from you your ills and admit you to Gardens beneath which Rivers flow,- the Day that Allah will not permit to be humiliated the Prophet and those who believe with him. Their Light will run forward before them and by their right hands, while they say, "Our Lord! Perfect our Light for us, and grant us Forgiveness: for Thou hast power over all things."
|
Words | | |
6. [66:9] | yâ eyyühe-nnebiyyü câhidi-lküffâra velmünâfiḳîne vagluż `aleyhim. veme'vâhüm cehennem. vebi'se-lmeṣîr. | يا أيها النبي جاهد الكفار والمنافقين واغلظ عليهم ومأواهم جهنم وبئس المصير يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ |
---|
Elmalılı | Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer, ne de kötüdür! |
Y. Ali | O Prophet! Strive hard against the Unbelievers and the Hypocrites, and be firm against them. Their abode is Hell,- an evil refuge (indeed).
|
Words | | |
7. [68:31] | ḳâlû yâ veylenâ innâ künnâ ṭâgîn. | قالوا يا ويلنا إنا كنا طاغين قَالُوا يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا طَاغِينَ |
---|
Elmalılı | Yazıklar olsun bize, dediler, biz azgınlarmışız. |
Y. Ali | They said: "Alas for us! We have indeed transgressed!
|
Words | | |
8. [69:25] | veemmâ men ûtiye kitâbehû bişimâlihî feyeḳûlü yâ leytenî lem ûte kitâbiyeh. | وأما من أوتي كتابه بشماله فيقول يا ليتني لم أوت كتابيه وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِشِمَالِهِ فَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُوتَ كِتَابِيَهْ |
---|
Elmalılı | Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: "Keşke kitabım verilmeseydi de, |
Y. Ali | And he that will be given his Record in his left hand, will say: "Ah! Would that my Record had not been given to me!
|
Words | | |
9. [69:27] | yâ leytehâ kâneti-lḳâḍiyeh. | يا ليتها كانت القاضية يَا لَيْتَهَا كَانَتِ الْقَاضِيَةَ |
---|
Elmalılı | Ne olurdu o ölüm, iş bitirici olsaydı. |
Y. Ali | "Ah! Would that (Death) had made an end of me!
|
Words | | |
10. [71:2] | ḳâle yâ ḳavmi innî leküm neẕîrum mübîn. | قال يا قوم إني لكم نذير مبين قَالَ يَا قَوْمِ إِنِّي لَكُمْ نَذِيرٌ مُّبِينٌ |
---|
Elmalılı | Dedi ki, "ey kavmim! Gerçekten ben size açık bir uyarıcıyım". |
Y. Ali | He said: "O my People! I am to you a Warner, clear and open:
|
Words | | |
11. [73:1] | yâ eyyühe-lmüzzemmil. | يا أيها المزمل يَا أَيُّهَا الْمُزَّمِّلُ |
---|
Elmalılı | Ey örtünen! (Peygamber) |
Y. Ali | O thou folded in garments!
|
Words | | |
12. [74:1] | yâ eyyühe-lmüddeŝŝir. | يا أيها المدثر يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ |
---|
Elmalılı | Ey örtüsüne bürünen (Peygamber)! |
Y. Ali | O thou wrapped up (in the mantle)!
|
Words | | |
13. [78:40] | innâ enẕernâküm `aẕâben ḳarîbâ. yevme yenżuru-lmerü mâ ḳaddemet yedâhü veyeḳûlü-lkâfiru yâ leytenî küntü türâbâ. | إنا أنذرناكم عذابا قريبا يوم ينظر المرء ما قدمت يداه ويقول الكافر يا ليتني كنت ترابا إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا |
---|
Elmalılı | Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım." |
Y. Ali | Verily, We have warned you of a Penalty near, the Day when man will see (the deeds) which his hands have sent forth, and the Unbeliever will say, "Woe unto me! Would that I were (metre) dust!"
|
Words | | |
14. [82:6] | yâ eyyühe-l'insânü mâ garrake birabbike-lkerîm. | يا أيها الإنسان ما غرك بربك الكريم يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ |
---|
Elmalılı | Ey insan! İhsanı bol Rabb'ine karşı seni aldatan nedir? |
Y. Ali | O man! What has seduced thee from thy Lord Most Beneficent?-
|
Words | | |
15. [84:6] | yâ eyyühe-l'insânü inneke kâdiḥun ilâ rabbike kedḥan femülâḳîh. | يا أيها الإنسان إنك كادح إلى ربك كدحا فملاقيه يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَى رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ |
---|
Elmalılı | Ey insan! Kuşkusuz sen Rabbine doğru çaba üstüne çaba sarfetmektesin, nihayet O'na varacaksın. |
Y. Ali | O thou man! Verily thou art ever toiling on towards thy Lord- painfully toiling,- but thou shalt meet Him.
|
Words | | |
16. [89:24] | yeḳûlü yâ leytenî ḳaddemtü liḥayâtî. | يقول يا ليتني قدمت لحياتي يَقُولُ يَا لَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي |
---|
Elmalılı | "Keşke hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim." der. |
Y. Ali | He will say: "Ah! Would that I had sent forth (good deeds) for (this) my (Future) Life!"
|
Words | | |
17. [89:27] | yâ eyyetühe-nnefsü-lmuṭmeinneh. | يا أيتها النفس المطمئنة يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ |
---|
Elmalılı | Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis! |
Y. Ali | (To the righteous soul will be said:) "O (thou) soul, in (complete) rest and satisfaction!
|
Words | | |
18. [109:1] | ḳul yâ eyyühe-lkâfirûn. | قل يا أيها الكافرون قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ |
---|
Elmalılı | De ki: Ey kâfirler |
Y. Ali | Say : O ye that reject Faith!
|
Words | | |