1. [73:8] | veẕküri-sme rabbike vetebettel ileyhi tebtîlâ. | واذكر اسم ربك وتبتل إليه تبتيلا وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا |
---|
Elmalılı | Rabbinin adını an ve bütün gönlünle ona yönel. |
Y. Ali | But keep in remembrance the name of thy Lord and devote thyself to Him whole-heartedly.
|
Words | | |
2. [73:9] | rabbü-lmeşriḳi velmagribi lâ ilâhe illâ hüve fetteḫiẕhü vekîlâ. | رب المشرق والمغرب لا إله إلا هو فاتخذه وكيلا رَبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَكِيلًا |
---|
Elmalılı | O, doğunun ve batının Rabbidir. Ondan başka tanrı yoktur. O halde yalnız O'nu vekil tut. |
Y. Ali | (He is) Lord of the East and the West: there is no god but He: take Him therefore for (thy) Disposer of Affairs.
|
Words | | |
3. [73:19] | inne hâẕihî teẕkirah. femen şâe-tteḫaẕe ilâ rabbihî sebîlâ. | إن هذه تذكرة فمن شاء اتخذ إلى ربه سبيلا إِنَّ هَذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ سَبِيلًا |
---|
Elmalılı | İşte bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar. |
Y. Ali | Verily this is an Admonition: therefore, whoso will, let him take a (straight) path to his Lord!
|
Words | | |
4. [73:20] | inne rabbeke ya`lemü enneke teḳûmü ednâ min ŝülüŝeyi-lleyli veniṣfehû veŝülüŝehû veṭâifetüm mine-lleẕîne me`ak. vellâhü yüḳaddiru-lleyle vennehâr. `alime el len tuḥṣûhü fetâbe `aleyküm faḳraû mâ teyessera mine-lḳur'ân. `alime en seyekûnü minküm merḍâ veâḫarûne yaḍribûne fi-l'arḍi yebtegûne min faḍli-llâhi veâḫarûne yüḳâtilûne fî sebîli-llâh. faḳraû mâ teyessera minhü veeḳîmu-ṣṣalâte veâtü-zzekâte veaḳriḍü-llâhe ḳarḍan ḥasenâ. vemâ tüḳaddimû lienfüsiküm min ḫayrin tecidûhü `inde-llâhi hüve ḫayrav vea`żame ecrâ. vestagfirü-llâh. inne-llâhe gafûrur raḥîm. | إن ربك يعلم أنك تقوم أدنى من ثلثي الليل ونصفه وثلثه وطائفة من الذين معك والله يقدر الليل والنهار علم أن لن تحصوه فتاب عليكم فاقرءوا ما تيسر من القرآن علم أن سيكون منكم مرضى وآخرون يضربون في الأرض يبتغون من فضل الله وآخرون يقاتلون في سبيل الله فاقرءوا ما تيسر منه وأقيموا الصلاة وآتوا الزكاة وأقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لأنفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا وأعظم أجرا واستغفروا الله إن الله غفور رحيم إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَى مِن ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِّنَ الَّذِينَ مَعَكَ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَى وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ اللَّهِ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ |
---|
Elmalılı | Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir. |
Y. Ali | Thy Lord doth know that thou standest forth (to prayer) nigh two-thirds of the night, or half the night, or a third of the night, and so doth a party of those with thee. But Allah doth appoint night and day in due measure He knoweth that ye are unable to keep count thereof. So He hath turned to you (in mercy): read ye, therefore, of the Qur'an as much as may be easy for you. He knoweth that there may be (some) among you in ill-health; others travelling through the land, seeking of Allah's bounty; yet others fighting in Allah's Cause, read ye, therefore, as much of the Qur'an as may be easy (for you); and establish regular Prayer and give regular Charity; and loan to Allah a Beautiful Loan. And whatever good ye send forth for your souls ye shall find it in Allah's Presence,- yea, better and greater, in Reward and seek ye the Grace of Allah: for Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.
|
Words | | |
5. [74:3] | verabbeke fekebbir. | وربك فكبر وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ |
---|
Elmalılı | Sadece Rabbini yücelt. |
Y. Ali | And thy Lord do thou magnify!
|
Words | | |
6. [74:7] | velirabbike faṣbir. | ولربك فاصبر وَلِرَبِّكَ فَاصْبِرْ |
---|
Elmalılı | Rabbin için sabret. |
Y. Ali | But, for thy Lord's (Cause), be patient and constant!
|
Words | | |
7. [74:31] | vemâ ce`alnâ aṣḥâbe-nnâri illâ melâikeh. vemâ ce`alnâ `iddetehüm illâ fitnetel lilleẕîne keferû liyesteyḳine-lleẕîne ûtü-lkitâbe veyezdâde-lleẕîne âmenû îmânev velâ yertâbe-lleẕîne ûtü-lkitâbe velmü'minûne veliyeḳûle-lleẕîne fî ḳulûbihim meraḍuv velkâfirûne mâẕâ erâde-llâhü bihâẕâ meŝelâ. keẕâlike yüḍillü-llâhü mey yeşâü veyehdî mey yeşâ'. vemâ ya`lemü cünûde rabbike illâ hû. vemâ hiye illâ ẕikrâ lilbeşer. | وما جعلنا أصحاب النار إلا ملائكة وما جعلنا عدتهم إلا فتنة للذين كفروا ليستيقن الذين أوتوا الكتاب ويزداد الذين آمنوا إيمانا ولا يرتاب الذين أوتوا الكتاب والمؤمنون وليقول الذين في قلوبهم مرض والكافرون ماذا أراد الله بهذا مثلا كذلك يضل الله من يشاء ويهدي من يشاء وما يعلم جنود ربك إلا هو وما هي إلا ذكرى للبشر وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذِينَ آمَنُوا إِيْمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلًا كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَن يَشَاءُ وَيَهْدِي مَن يَشَاءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَى لِلْبَشَرِ |
---|
Elmalılı | Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir. |
Y. Ali | And We have set none but angels as Guardians of the Fire; and We have fixed their number only as a trial for Unbelievers,- in order that the People of the Book may arrive at certainty, and the Believers may increase in Faith,- and that no doubts may be left for the People of the Book and the Believers, and that those in whose hearts is a disease and the Unbelievers may say, "What symbol doth Allah intend by this?" Thus doth Allah leave to stray whom He pleaseth, and guide whom He pleaseth: and none can know the forces of thy Lord, except He and this is no other than a warning to mankind.
|
Words | | |
8. [75:12] | ilâ rabbike yevmeiẕin-lmüsteḳarr. | إلى ربك يومئذ المستقر إِلَى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمُسْتَقَرُّ |
---|
Elmalılı | O gün varılıp durulacak yer, ancak Rabbinin huzurudur. |
Y. Ali | Before thy Lord (alone), that Day will be the place of rest.
|
Words | | |
9. [75:23] | ilâ rabbihâ nâżirah. | إلى ربها ناظرة إِلَى رَبِّهَا نَاظِرَةٌ |
---|
Elmalılı | Rabbine bakar. |
Y. Ali | Looking towards their Lord;
|
Words | | |
10. [75:30] | ilâ rabbike yevmeiẕin-lmesâḳ. | إلى ربك يومئذ المساق إِلَى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمَسَاقُ |
---|
Elmalılı | İşte o gün sevk, ancak Rabbinedir. |
Y. Ali | That Day the Drive will be (all) to thy Lord!
|
Words | | |
11. [76:10] | innâ neḫâfü mir rabbinâ yevmen `abûsen ḳamṭarîrâ. | إنا نخاف من ربنا يوما عبوسا قمطريرا إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا |
---|
Elmalılı | "Biz sert ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız." derler. |
Y. Ali | "We only fear a Day of distressful Wrath from the side of our Lord."
|
Words | | |
12. [76:21] | `âliyehüm ŝiyâbü sündüsin ḫuḍruv veistebraḳ. veḥullû esâvira min fiḍḍah. veseḳâhüm rabbühüm şerâben ṭahûrâ. | عاليهم ثياب سندس خضر وإستبرق وحلوا أساور من فضة وسقاهم ربهم شرابا طهورا عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُندُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ وَحُلُّوا أَسَاوِرَ مِن فِضَّةٍ وَسَقَاهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا |
---|
Elmalılı | Üstlerinde zarif ve yeşil, kalın ipekten bir elbise vardır. Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri onlara temiz bir içecek içirmiştir. |
Y. Ali | Upon them will be green Garments of fine silk and heavy brocade, and they will be adorned with Bracelets of silver; and their Lord will give to them to drink of a Wine Pure and Holy.
|
Words | | |
13. [76:24] | faṣbir liḥukmi rabbike velâ tüṭi` minhüm âŝimen ev kefûrâ. | فاصبر لحكم ربك ولا تطع منهم آثما أو كفورا فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ آثِمًا أَوْ كَفُورًا |
---|
Elmalılı | O halde Rabbinin hüküm vermesi için sabret. Onlardan hiçbir günahkâra yahut nanköre itaat etme. |
Y. Ali | Therefore be patient with constancy to the Command of thy Lord, and hearken not to the sinner or the ingrate among them.
|
Words | | |
14. [76:25] | veẕküri-sme rabbike bükratev veeṣîlâ. | واذكر اسم ربك بكرة وأصيلا وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا |
---|
Elmalılı | Sabahakşam Rabbinin ismini an. |
Y. Ali | And celebrate the name or thy Lord morning and evening,
|
Words | | |
15. [76:29] | inne hâẕihî teẕkirah. femen şâe-tteḫaẕe ilâ rabbihî sebîlâ. | إن هذه تذكرة فمن شاء اتخذ إلى ربه سبيلا إِنَّ هَذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ سَبِيلًا |
---|
Elmalılı | İşte bu bir öğüttür. Dileyen Rabbine giden yolu tutar. |
Y. Ali | This is an admonition: Whosoever will, let him take a (straight) Path to his Lord.
|
Words | | |
16. [78:36] | cezâem mir rabbike `aṭâen ḥisâbâ. | جزاء من ربك عطاء حسابا جَزَاءً مِّن رَّبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا |
---|
Elmalılı | (Bunlar) Rabbinden yeterli bir bağış olarak (verilir). |
Y. Ali | Recompense from thy Lord, a gift, (amply) sufficient,
|
Words | | |
17. [78:37] | rabbi-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehüme-rraḥmâni lâ yemlikûne minhü ḫiṭâbâ. | رب السماوات والأرض وما بينهما الرحمن لا يملكون منه خطابا رَّبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرحْمَنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا |
---|
Elmalılı | O, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Rahmân'dır. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz. |
Y. Ali | (From) the Lord of the heavens and the earth, and all between, (Allah) Most Gracious: None shall have power to argue with Him.
|
Words | | |
18. [78:39] | ẕâlike-lyevmü-lḥaḳḳ. femen şâe-tteḫaẕe ilâ rabbihî meâbâ. | ذلك اليوم الحق فمن شاء اتخذ إلى ربه مآبا ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآبًا |
---|
Elmalılı | İşte bu hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar. |
Y. Ali | That Day will be the sure Reality: Therefore, whoso will, let him take a (straight) return to his Lord!
|
Words | | |
19. [79:16] | iẕ nâdâhü rabbühû bilvâdi-lmüḳaddesi ṭuvâ. | إذ ناداه ربه بالواد المقدس طوى إِذْ نَادَاهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى |
---|
Elmalılı | Hani Rabbi ona kutsal vaadi Tuva'da seslenmişti: |
Y. Ali | Behold, thy Lord did call to him in the sacred valley of Tuwa:-
|
Words | | |
20. [79:19] | veehdiyeke ilâ rabbike fetaḫşâ. | وأهديك إلى ربك فتخشى وَأَهْدِيَكَ إِلَى رَبِّكَ فَتَخْشَى |
---|
Elmalılı | Seni Rabbinin yoluna ileteyim de ondan korkasın. |
Y. Ali | "'And that I guide thee to thy Lord, so thou shouldst fear Him?'"
|
Words | | |
21. [79:24] | feḳâle ene rabbükümü-l'a`lâ. | فقال أنا ربكم الأعلى فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى |
---|
Elmalılı | "Ben sizin en yüce Rabbinizim" dedi. |
Y. Ali | Saying, "I am your Lord, Most High".
|
Words | | |
22. [79:40] | veemmâ men ḫâfe meḳâme rabbihî venehe-nnefse `ani-lhevâ. | وأما من خاف مقام ربه ونهى النفس عن الهوى وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَى |
---|
Elmalılı | Kim de Rabbinin divanında durmaktan korkmuş, nefsini boş heveslerden menetmiş ise, |
Y. Ali | And for such as had entertained the fear of standing before their Lord's (tribunal) and had restrained (their) soul from lower desires,
|
Words | | |
23. [79:44] | ilâ rabbike müntehâhâ. | إلى ربك منتهاها إِلَى رَبِّكَ مُنتَهَاهَا |
---|
Elmalılı | Onun son ilmi Rabbine aittir. |
Y. Ali | With thy Lord in the Limit fixed therefor.
|
Words | | |
24. [81:29] | vemâ teşâûne illâ ey yeşâe-llâhü rabbü-l`âlemîn. | وما تشاءون إلا أن يشاء الله رب العالمين وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَن يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz. |
Y. Ali | But ye shall not will except as Allah wills,- the Cherisher of the Worlds.
|
Words | | |
25. [82:6] | yâ eyyühe-l'insânü mâ garrake birabbike-lkerîm. | يا أيها الإنسان ما غرك بربك الكريم يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ |
---|
Elmalılı | Ey insan! İhsanı bol Rabb'ine karşı seni aldatan nedir? |
Y. Ali | O man! What has seduced thee from thy Lord Most Beneficent?-
|
Words | | |
26. [83:6] | yevme yeḳûmü-nnâsü lirabbi-l`âlemîn. | يوم يقوم الناس لرب العالمين يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Öyle bir gün ki, insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar. |
Y. Ali | A Day when (all) mankind will stand before the Lord of the Worlds?
|
Words | | |
27. [83:15] | kellâ innehüm `ar rabbihim yevmeiẕil lemaḥcûbûn. | كلا إنهم عن ربهم يومئذ لمحجوبون كَلَّا إِنَّهُمْ عَن رَّبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّمَحْجُوبُونَ |
---|
Elmalılı | Hayır hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar. |
Y. Ali | Verily, from (the Light of) their Lord, that Day, will they be veiled.
|
Words | | |
28. [84:2] | veeẕinet lirabbihâ veḥuḳḳat. | وأذنت لربها وحقت وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ |
---|
Elmalılı | Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit, |
Y. Ali | And hearkens to (the Command of) its Lord, and it must needs (do so);-
|
Words | | |
29. [84:5] | veeẕinet lirabbihâ veḥuḳḳat. | وأذنت لربها وحقت وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ |
---|
Elmalılı | Ve Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit, |
Y. Ali | And hearkens to (the Command of) its Lord,- and it must needs (do so);- (then will come Home the full reality).
|
Words | | |
30. [84:6] | yâ eyyühe-l'insânü inneke kâdiḥun ilâ rabbike kedḥan femülâḳîh. | يا أيها الإنسان إنك كادح إلى ربك كدحا فملاقيه يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَى رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ |
---|
Elmalılı | Ey insan! Kuşkusuz sen Rabbine doğru çaba üstüne çaba sarfetmektesin, nihayet O'na varacaksın. |
Y. Ali | O thou man! Verily thou art ever toiling on towards thy Lord- painfully toiling,- but thou shalt meet Him.
|
Words | | |