1. [36:78] | veḍarabe lenâ meŝelev venesiye ḫalḳah. ḳâle mey yuḥyi-l`iżâme vehiye ramîm. | وضرب لنا مثلا ونسي خلقه قال من يحيي العظام وهي رميم وَضَرَبَ لَنَا مَثَلًا وَنَسِيَ خَلْقَهُ قَالَ مَنْ يُحْيِي الْعِظَامَ وَهِيَ رَمِيمٌ |
---|
Elmalılı | Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi. |
Y. Ali | And he makes comparisons for Us, and forgets his own (origin and) Creation: He says, "Who can give life to (dry) bones and decomposed ones (at that)?"
|
Words | | |
2. [51:42] | mâ teẕeru min şey'in etet `aleyhi illâ ce`alethü kelramîm. | ما تذر من شيء أتت عليه إلا جعلته كالرميم مَا تَذَرُ مِن شَيْءٍ أَتَتْ عَلَيْهِ إِلَّا جَعَلَتْهُ كَالرَّمِيمِ |
---|
Elmalılı | O rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül gibi dağıtıyordu. |
Y. Ali | It left nothing whatever that it came up against, but reduced it to ruin and rottenness.
|
Words | | |