1. [51:42] | mâ teẕeru min şey'in etet `aleyhi illâ ce`alethü kelramîm. | ما تذر من شيء أتت عليه إلا جعلته كالرميم مَا تَذَرُ مِن شَيْءٍ أَتَتْ عَلَيْهِ إِلَّا جَعَلَتْهُ كَالرَّمِيمِ |
---|
Elmalılı | O rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül gibi dağıtıyordu. |
Y. Ali | It left nothing whatever that it came up against, but reduced it to ruin and rottenness.
|
Words | | ما - Not| تذر - it left| من - any| شيء - thing| أتت - it came| عليه - upon it,| إلا - but| جعلته - it made it| كالرميم - like disintegrated ruins.| |
Pickthal | It spared naught that it reached, but made it (all) as dust. |
Arberry | that left nothing it came upon, but made it as stuff decayed. |
Shakir | It did not leave aught on which it blew, but it made it like ashes. |
Free Minds | Anything that it came upon was utterly destroyed. |
Qaribullah | that left nothing it came upon, except that it was ashes. |
Asad | which spared nothing of what it came upon, but caused [all of] it to become like bones dead and decayed. [See 69:6-8. For the story of the tribe of Ad as such, see second half of note on 7:65.] |
Diyanet Vakfı | Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu. |
Diyanet | Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik. |
Edip Yüksel | Rastgeldiği her şeyi toz toprağa çeviriyordu. |
Suat Yıldırım | Bu rüzgâr, uğradığı her şeyi derhal kül gibi savuruyordu. |
Yaşar Nuri Öztürk | Üzerinden geçtiği her şeyi kül haline getirmeden bırakmıyordu. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Nereden geçmiş, neye dokunmuşsa orasını ve o şeyi çürümüş kemiğe döndürmüştü. |
Ali Bulaç | Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp-kül gibi dağıtıyordu. |
Süleyman Ateş | Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, onu kül gibi ediyordu. |
Önceki [51:41]< >[51:43] Sonraki |