Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 121 ... 150 | 237 - Kök: وقي
1.
[16:30]
veḳîle lilleẕîne-tteḳav mâẕâ enzele rabbüküm. ḳâlû ḫayrâ. lilleẕîne aḥsenû fî hâẕihi-ddünyâ ḥaseneh. veledâru-l'âḫirati ḫayr. veleni`me dâru-lmütteḳîn.وقيل للذين اتقوا ماذا أنزل ربكم قالوا خيرا للذين أحسنوا في هذه الدنيا حسنة ولدار الآخرة خير ولنعم دار المتقين
وَقِيلَ لِلَّذِينَ اتَّقَوْاْ مَاذَا أَنزَلَ رَبُّكُمْ قَالُواْ خَيْرًا لِّلَّذِينَ أَحْسَنُواْ فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌ وَلَدَارُ الْآخِرَةِ خَيْرٌ وَلَنِعْمَ دَارُ الْمُتَّقِينَ
Elmalılı Kötülüklerden sakınanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" denilince: "Hayır indirdi" derler. Bu dünyada güzel amel işleyenlere güzel bir mükafat var. Elbette ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Allah'tan korkanların yurdu ne güzeldir!
Y. AliTo the righteous (when) it is said, "What is it that your Lord has revealed?" they say, "All that is good." To those who do good, there is good in this world, and the Home of the Hereafter is even better and excellent indeed is the Home of the righteous,-
 Words|
2.
[16:31]
cennâtü `adniy yedḫulûnehâ tecrî min taḥtihe-l'enhâru lehüm fîhâ mâ yeşâûn. keẕâlike yeczi-llâhü-lmütteḳîn.جنات عدن يدخلونها تجري من تحتها الأنهار لهم فيها ما يشاءون كذلك يجزي الله المتقين
جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ لَهُمْ فِيهَا مَا يَشَآؤُونَ كَذَلِكَ يَجْزِي اللّهُ الْمُتَّقِينَ
Elmalılı O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altından ırmaklar akar. Orada Allah'tan korkanlara diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandırır.
Y. AliGardens of Eternity which they will enter: beneath them flow (pleasant) rivers: they will have therein all that they wish: thus doth Allah reward the righteous,-
 Words|
3.
[16:52]
velehû mâ fi-ssemâvâti vel'arḍi velehü-ddînü vâṣibâ. efegayra-llâhi tetteḳûn.وله ما في السماوات والأرض وله الدين واصبا أفغير الله تتقون
وَلَهُ مَا فِي الْسَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَهُ الدِّينُ وَاصِبًا أَفَغَيْرَ اللّهِ تَتَّقُونَ
Elmalılı Göklerde ve yerde olan her şey yalnız O'nundur. Din de daima O'nundur. Böyle iken, siz Allah'tan başkasından mı korkarsınız?
Y. AliTo Him belongs whatever is in the heavens and on earth, and to Him is duty due always: then will ye fear other than Allah?
 Words|
4.
[16:81]
vellâhü ce`ale leküm mimmâ ḫaleḳa żilâlev vece`ale leküm mine-lcibâli eknânev vece`ale leküm serâbîle teḳîkümü-lḥarra veserabîle teḳîküm be'seküm. keẕâlike yütimmü ni`metehû `aleyküm le`alleküm tüslimûn.والله جعل لكم مما خلق ظلالا وجعل لكم من الجبال أكنانا وجعل لكم سرابيل تقيكم الحر وسرابيل تقيكم بأسكم كذلك يتم نعمته عليكم لعلكم تسلمون
وَاللّهُ جَعَلَ لَكُم مِّمَّا خَلَقَ ظِلاَلاً وَجَعَلَ لَكُم مِّنَ الْجِبَالِ أَكْنَانًا وَجَعَلَ لَكُمْ سَرَابِيلَ تَقِيكُمُ الْحَرَّ وَسَرَابِيلَ تَقِيكُم بَأْسَكُمْ كَذَلِكَ يُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تُسْلِمُونَ
Elmalılı Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve sizin için dağlarda barınaklar yarattı. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyan elbiseler (zırhlar) yarattı. İşte böylece Allah müslüman olasınız diye üzerinize nimetini tamamlamaktadır.
Y. AliIt is Allah Who made out of the things He created, some things to give you shade; of the hills He made some for your shelter; He made you garments to protect you from heat, and coats of mail to protect you from your (mutual) violence. Thus does He complete His favours on you, that ye may bow to His Will (in Islam).
 Words|
5.
[16:128]
inne-llâhe me`a-lleẕîne-tteḳav velleẕîne hüm muḥsinûn.إن الله مع الذين اتقوا والذين هم محسنون
إِنَّ اللّهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَواْ وَّالَّذِينَ هُم مُّحْسِنُونَ
Elmalılı Şüphesiz Allah, takva sahipleri ile ve iyilikte bulunanlarla beraberdir.
Y. AliFor Allah is with those who restrain themselves, and those who do good.
 Words|
6.
[19:13]
veḥanânem mil ledünnâ vezekâh. vekâne teḳiyyâ.وحنانا من لدنا وزكاة وكان تقيا
وَحَنَانًا مِّن لَّدُنَّا وَزَكَاةً وَكَانَ تَقِيًّا
Elmalılı Hem de katımızdan bir merhamet ve (günahlardan) paklık verdik, o çok takva sahibi idi.
Y. AliAnd piety (for all creatures) as from Us, and purity: He was devout,
 Words|
7.
[19:18]
ḳâlet innî e`ûẕü birraḥmâni minke in künte teḳiyyâ.قالت إني أعوذ بالرحمن منك إن كنت تقيا
قَالَتْ إِنِّي أَعُوذُ بِالرَّحْمَنِ مِنكَ إِن كُنتَ تَقِيًّا
Elmalılı Meryem: "Ben senden Rahmân (olan Allah) a sığınırım. Eğer Allah'dan korkuyorsan (dokunma bana)" dedi.
Y. AliShe said: "I seek refuge from thee to (Allah) Most Gracious: (come not near) if thou dost fear Allah."
 Words|
8.
[19:63]
tilke-lcennetü-lletî nûriŝü min `ibâdinâ men kâne teḳiyyâ.تلك الجنة التي نورث من عبادنا من كان تقيا
تِلْكَ الْجَنَّةُ الَّتِي نُورِثُ مِنْ عِبَادِنَا مَن كَانَ تَقِيًّا
Elmalılı İşte kullarımızdan takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur.
Y. AliSuch is the Garden which We give as an inheritance to those of Our servants who guard against Evil.
 Words|
9.
[19:72]
ŝümme nünecci-lleẕîne-tteḳav veneẕeru-żżâlimîne fîhâ ciŝiyyâ.ثم ننجي الذين اتقوا ونذر الظالمين فيها جثيا
ثُمَّ نُنَجِّي الَّذِينَ اتَّقَوا وَّنَذَرُ الظَّالِمِينَ فِيهَا جِثِيًّا
Elmalılı Sonra Allah'dan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız.
Y. AliBut We shall save those who guarded against evil, and We shall leave the wrong-doers therein, (humbled) to their knees.
 Words|
10.
[19:85]
yevme naḥşüru-lmütteḳîne ile-rraḥmâni vefdâ.يوم نحشر المتقين إلى الرحمن وفدا
يَوْمَ نَحْشُرُ الْمُتَّقِينَ إِلَى الرَّحْمَنِ وَفْدًا
Elmalılı O gün, takva sahiplerini, heyet olarak Rahmân'ın huzuruna toplayacağız.
Y. AliThe day We shall gather the righteous to (Allah) Most Gracious, like a band presented before a king for honours,
 Words|
11.
[19:97]
feinnemâ yessernâhü bilisânike litübeşşira bihi-lmütteḳîne vetünẕira bihî ḳavmel lüddâ.فإنما يسرناه بلسانك لتبشر به المتقين وتنذر به قوما لدا
فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ الْمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِ قَوْمًا لُّدًّا
Elmalılı (Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın.
Y. AliSo have We made the (Qur'an) easy in thine own tongue, that with it thou mayest give Glad Tidings to the righteous, and warnings to people given to contention.
 Words|
12.
[20:113]
vekeẕâlike enzelnâhü ḳur'ânen `arabiyyev veṣarrafnâ fîhi mine-lve`îdi le`allehüm yetteḳûne ev yuḥdiŝü lehüm ẕikrâ.وكذلك أنزلناه قرآنا عربيا وصرفنا فيه من الوعيد لعلهم يتقون أو يحدث لهم ذكرا
وَكَذَلِكَ أَنزَلْنَاهُ قُرْآنًا عَرَبِيًّا وَصَرَّفْنَا فِيهِ مِنَ الْوَعِيدِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ أَوْ يُحْدِثُ لَهُمْ ذِكْرًا
Elmalılı İşte böylece biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik. Onda tehditlerden nice türlüsünü tekrar tekrar açıkladık ki belki sakınırlar, yahut onlara bir ibret ve uyanış verir.
Y. AliThus have We sent this down - an arabic Qur'an - and explained therein in detail some of the warnings, in order that they may fear Allah, or that it may cause their remembrance (of Him).
 Words|
13.
[20:132]
ve'mür ehleke biṣṣalâti vaṣṭabir `aleyhâ. lâ nes'elüke rizḳâ. naḥnü nerzüḳuk. vel`âḳibetü littaḳvâ.وأمر أهلك بالصلاة واصطبر عليها لا نسألك رزقا نحن نرزقك والعاقبة للتقوى
وَأْمُرْ أَهْلَكَ بِالصَّلَاةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا لَا نَسْأَلُكَ رِزْقًا نَّحْنُ نَرْزُقُكَ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوَى
Elmalılı (Ey Muhammed!) Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de ona sabırla devam et. Biz senden bir rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırırız. Güzel akibet takva sahiplerinindir.
Y. AliEnjoin prayer on thy people, and be constant therein. We ask thee not to provide sustenance: We provide it for thee. But the (fruit of) the Hereafter is for righteousness.
 Words|
14.
[21:48]
veleḳad âteynâ mûsâ vehârûne-lfürḳâne veḍiyâev veẕikral lilmütteḳîn.ولقد آتينا موسى وهارون الفرقان وضياء وذكرا للمتقين
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى وَهَارُونَ الْفُرْقَانَ وَضِيَاءً وَذِكْرًا لِّلْمُتَّقِينَ
Elmalılı Yemin olsun ki, Musa ve Harun'a eğriyi doğrudan ayıran kitabı, takva sahibleri için bir ışık ve öğüt olarak verdik.
Y. AliIn the past We granted to Moses and Aaron the criterion (for judgment), and a Light and a Message for those who would do right,-
 Words|
15.
[22:1]
yâ eyyühe-nnâsü-tteḳû rabbeküm. inne zelzelete-ssâ`ati şey'ün `ażîm.يا أيها الناس اتقوا ربكم إن زلزلة الساعة شيء عظيم
يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ إِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَيْءٌ عَظِيمٌ
Elmalılı Ey İnsanlar! Rabbinizden sakının; şüphesiz o kıyamet gününün sarsıntısı çok büyük bir şeydir.
Y. AliO mankind! fear your Lord! for the convulsion of the Hour (of Judgment) will be a thing terrible!
 Words|
16.
[22:32]
ẕâlik. vemey yü`ażżim şe`âira-llâhi feinnehâ min taḳve-lḳulûb.ذلك ومن يعظم شعائر الله فإنها من تقوى القلوب
ذَلِكَ وَمَن يُعَظِّمْ شَعَائِرَ اللَّهِ فَإِنَّهَا مِن تَقْوَى الْقُلُوبِ
Elmalılı Bu böyledir; kim Allah'ın nişanelerine, kurbanlıklarına saygı gösterirse, şüphesiz o kalblerin takvasındandır.
Y. AliSuch (is his state): and whoever holds in honour the symbols of Allah, (in the sacrifice of animals), such (honour) should come truly from piety of heart.
 Words|
17.
[22:37]
ley yenâle-llâhe lüḥûmühâ velâ dimâühâ velâkiy yenâlühü-ttaḳvâ minküm. keẕâlike seḫḫarahâ leküm litükebbirü-llâhe `alâ mâ hedâküm. vebeşşiri-lmuḥsinîn.لن ينال الله لحومها ولا دماؤها ولكن يناله التقوى منكم كذلك سخرها لكم لتكبروا الله على ما هداكم وبشر المحسنين
لَن يَنَالَ اللَّهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَاؤُهَا وَلَكِن يَنَالُهُ التَّقْوَى مِنكُمْ كَذَلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَبَشِّرِ الْمُحْسِنِينَ
Elmalılı Elbette onların etleri ve kanları Allah'a ulaşmayacaktır. Ancak O'na sizin takvanız erecektir. Onları bu şekilde sizin buyruğunuza verdi ki, size yolunu gösterdiğinden dolayı, Allah'ı tekbir ile yüceltesiniz. (Ey Muhammed!) Vazifelerini güzelce yapan iyilik sevenleri müjdele.
Y. AliIt is not their meat nor their blood, that reaches Allah: it is your piety that reaches Him: He has thus made them subject to you, that ye may glorify Allah for His Guidance to you and proclaim the good news to all who do right.
 Words|
18.
[23:23]
veleḳad erselnâ nûḥan ilâ ḳavmihî feḳâle yâ ḳavmi-`büdü-llâhe mâ leküm min ilâhin gayruh. efelâ tetteḳûn.ولقد أرسلنا نوحا إلى قومه فقال يا قوم اعبدوا الله ما لكم من إله غيره أفلا تتقون
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَى قَوْمِهِ فَقَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَهٍ غَيْرُهُ أَفَلَا تَتَّقُونَ
Elmalılı And olsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik. "Ey kavmim dedi, Allah'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yoktur. Hâlâ sakınmaz mısınız?"
Y. Ali(Further, We sent a long line of prophets for your instruction). We sent Noah to his people: He said, "O my people! worship Allah! Ye have no other god but Him. Will ye not fear (Him)?"
 Words|
19.
[23:32]
feerselnâ fîhim rasûlem minhüm eni-`büdü-llâhe mâ leküm min ilâhin gayruh. efelâ tetteḳûn.فأرسلنا فيهم رسولا منهم أن اعبدوا الله ما لكم من إله غيره أفلا تتقون
فَأَرْسَلْنَا فِيهِمْ رَسُولًا مِنْهُمْ أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَهٍ غَيْرُهُ أَفَلَا تَتَّقُونَ
Elmalılı Bunun üzerine, onlar arasından kendilerine, "Allah'a kulluk edin; çünkü sizin O'ndan başka bir tanrınız yoktur. Hâlâ Allah'tan korkmaz mısınız? (mesajını ileten) bir resul gönderdik.
Y. AliAnd We sent to them a messenger from among themselves, (saying), "Worship Allah! ye have no other god but Him. Will ye not fear (Him)?"
 Words|
20.
[23:52]
veinne hâẕihî ümmetüküm ümmetev vâḥidetev veenâ rabbüküm fetteḳûn.وإن هذه أمتكم أمة واحدة وأنا ربكم فاتقون
وَإِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاتَّقُونِ
Elmalılı "Ve işte bu sizin ümmetiniz bir tek ümmet ve ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakının." (denildi).
Y. AliAnd verily this Brotherhood of yours is a single Brotherhood, and I am your Lord and Cherisher: therefore fear Me (and no other).
 Words|
21.
[23:87]
seyeḳûlûne lillâh. ḳul efelâ tetteḳûn.سيقولون لله قل أفلا تتقون
سَيَقُولُونَ لِلَّهِ قُلْ أَفَلَا تَتَّقُونَ
Elmalılı "(Onlar da) Allah'ındır." diyecekler. "Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız?" de.
Y. AliThey will say, "(They belong) to Allah." Say: "Will ye not then be filled with awe?"
 Words|
22.
[24:34]
veleḳad enzelnâ ileyküm âyâtim mübeyyinâtiv vemeŝelem mine-lleẕîne ḫalev min ḳabliküm vemev`iżatel lilmütteḳîn.ولقد أنزلنا إليكم آيات مبينات ومثلا من الذين خلوا من قبلكم وموعظة للمتقين
وَلَقَدْ أَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ آيَاتٍ مُّبَيِّنَاتٍ وَمَثَلًا مِّنَ الَّذِينَ خَلَوْا مِن قَبْلِكُمْ وَمَوْعِظَةً لِّلْمُتَّقِينَ
Elmalılı Andolsun ki biz size açık açık bildiren âyetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik.
Y. AliWe have already sent down to you verses making things clear, an illustration from (the story of) people who passed away before you, and an admonition for those who fear (Allah).
 Words|
23.
[24:52]
vemey yüṭi`i-llâhe verasûlehû veyaḫşe-llâhe veyettaḳhi feülâike hümü-lfâizûn.ومن يطع الله ورسوله ويخش الله ويتقه فأولئك هم الفائزون
وَمَن يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللَّهَ وَيَتَّقْهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ
Elmalılı Her kim Allah'a ve Resulüne itaat eder, Allah'a saygı duyar ve O'ndan sakınırsa, işte asıl bunlar bedbahtlıktan kurtulanlardır.
Y. AliIt is such as obey Allah and His Messenger, and fear Allah and do right, that will win (in the end),
 Words|
24.
[25:15]
ḳul eẕâlike ḫayrun em cennetü-lḫuldi-lletî vu`ide-lmütteḳûn. kânet lehüm cezâev vemeṣîrâ.قل أذلك خير أم جنة الخلد التي وعد المتقون كانت لهم جزاء ومصيرا
قُلْ أَذَلِكَ خَيْرٌ أَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ كَانَتْ لَهُمْ جَزَاءً وَمَصِيرًا
Elmalılı De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? Çünkü orası, onlar için bir mükafattır ve bir varış yeridir.
Y. AliSay: "Is that best, or the eternal garden, promised to the righteous? for them, that is a reward as well as a goal (of attainment).
 Words|
25.
[25:74]
velleẕîne yeḳûlûne rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ veẕürriyyâtinâ ḳurrate a`yüniv vec`alnâ lilmütteḳîne imâmâ.والذين يقولون ربنا هب لنا من أزواجنا وذرياتنا قرة أعين واجعلنا للمتقين إماما
وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا
Elmalılı Ve onlar ki: "Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl" derler.
Y. AliAnd those who pray, "Our Lord! Grant unto us wives and offspring who will be the comfort of our eyes, and give us (the grace) to lead the righteous."
 Words|
26.
[26:11]
ḳavme fir`avn. elâ yetteḳûn.قوم فرعون ألا يتقون
قَوْمَ فِرْعَوْنَ أَلَا يَتَّقُونَ
Elmalılı "Firavun kavmine, hâlâ sakınmayacaklar mı?"
Y. Ali"The people of the Pharaoh: will they not fear Allah?"
 Words|
27.
[26:90]
veüzlifeti-lcennetü lilmütteḳîn.وأزلفت الجنة للمتقين
وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ
Elmalılı (O gün) Cennet müttakilere yaklaştırılmıştır.
Y. Ali"To the righteous, the Garden will be brought near,
 Words|
28.
[26:106]
iẕ ḳâle lehüm eḫûhüm nûḥun elâ tetteḳûn.إذ قال لهم أخوهم نوح ألا تتقون
إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ نُوحٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Elmalılı Hani kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"
Y. AliBehold, their brother Noah said to them: "Will ye not fear (Allah)?
 Words|
29.
[26:108]
fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn.فاتقوا الله وأطيعون
فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Elmalılı "Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
Y. Ali"So fear Allah, and obey me.
 Words|
30.
[26:110]
fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn.فاتقوا الله وأطيعون
فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Elmalılı "Gelin, artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
Y. Ali"So fear Allah, and obey me."
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17