1. [6:98] | vehüve-lleẕî enşeeküm min nefsiv vâḥidetin femüsteḳarruv vemüstevda`. ḳad feṣṣalne-l'âyâti liḳavmiy yefḳahûn. | وهو الذي أنشأكم من نفس واحدة فمستقر ومستودع قد فصلنا الآيات لقوم يفقهون وَهُوَ الَّذِيَ أَنشَأَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ فَمُسْتَقَرٌّ وَمُسْتَوْدَعٌ قَدْ فَصَّلْنَا الْآيَاتِ لِقَوْمٍ يَفْقَهُونَ |
---|
Elmalılı | Sizi bir tek candan yaratan O'dur. Sonra sizin için bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Biz âyetlerimizi, anlayan bir toplum için apaçık beyan ettik. |
Y. Ali | It is He Who hath produced you from a single person: here is a place of sojourn and a place of departure: We detail Our signs for people who understand.
|
Words | | |
2. [11:6] | vemâ min dâbbetin fi-l'arḍi illâ `ale-llâhi rizḳuhâ veya`lemü müsteḳarrahâ vemüstevde`ahâ. küllün fî kitâbim mübîn. | وما من دابة في الأرض إلا على الله رزقها ويعلم مستقرها ومستودعها كل في كتاب مبين وَمَا مِن دَآبَّةٍ فِي الأَرْضِ إِلاَّ عَلَى اللّهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُلٌّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ |
---|
Elmalılı | Yeryüzünde rızkı Allah'a ait olmayan hiçbir canlı yoktur. O, onların karar kıldıkları yerleri de, emaneten durdukları yerleri de bilir. Onların hepsi apaçık bir kitaptadır. |
Y. Ali | There is no moving creature on earth but its sustenance dependeth on Allah: He knoweth the time and place of its definite abode and its temporary deposit: All is in a clear Record.
|
Words | | |
3. [33:48] | velâ tüṭi`i-lkâfirîne velmünâfiḳîne veda` eẕâhüm vetevekkel `ale-llâh. vekefâ billâhi vekîlâ. | ولا تطع الكافرين والمنافقين ودع أذاهم وتوكل على الله وكفى بالله وكيلا وَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَالْمُنَافِقِينَ وَدَعْ أَذَاهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ وَكَفَى بِاللَّهِ وَكِيلًا |
---|
Elmalılı | Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, onların ezalarını bırak (aldırma) da Allah'a tevekkül et. Allah vekil olarak hepsine yeter. |
Y. Ali | And obey not (the behests) of the Unbelievers and the Hypocrites, and heed not their annoyances, but put thy Trust in Allah. For enough is Allah as a Disposer of affairs.
|
Words | | |
4. [93:3] | mâ vedde`ake rabbüke vemâ ḳalâ. | ما ودعك ربك وما قلى مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَى |
---|
Elmalılı | Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı. |
Y. Ali | Thy Guardian-Lord hath not forsaken thee, nor is He displeased.
|
Words | | |