1. [19:97] | feinnemâ yessernâhü bilisânike litübeşşira bihi-lmütteḳîne vetünẕira bihî ḳavmel lüddâ. | فإنما يسرناه بلسانك لتبشر به المتقين وتنذر به قوما لدا فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ الْمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِ قَوْمًا لُّدًّا |
---|
Elmalılı | (Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın. |
Y. Ali | So have We made the (Qur'an) easy in thine own tongue, that with it thou mayest give Glad Tidings to the righteous, and warnings to people given to contention.
|
Words | | فإنما - So, only| يسرناه - We (have) made it easy| بلسانك - in your tongue,| لتبشر - that you may give glad tidings| به - with it| المتقين - (to) the righteous| وتنذر - and warn| به - with it| قوما - a people| لدا - hostile.| |
Pickthal | And We make (this Scripture) easy in thy tongue, (O Muhammad) only that thou mayst bear good tidings therewith unto those who ward off (evil), and warn therewith the froward folk. |
Arberry | Now We have made it easy by thy tongue that thou mayest bear good tidings thereby to the godfearing, and warn a people stubborn. |
Shakir | So We have only made it easy in your tongue that you may give good news thereby to those who guard (against evil) and warn thereby a vehemently contentious people. |
Free Minds | Thus We have made this easy in your tongue so that you may give good news with it to the righteous and that you may warn with it the quarrelsome people. |
Qaribullah | We have made it easy in your own tongue in order that you proclaim the glad tidings to the cautious and give warning to a stubborn nation. |
Asad | and only to this end have We made this [divine writ] easy to understand, in thine own tongue, [O Prophet,]" so that thou might convey thereby a glad tiding to the God-conscious, and warn thereby those who are given to [futile] contention: |
Diyanet Vakfı | (Resulüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık. |
Diyanet | Biz Kuran'ı Allah'a karşı gelmekten sakınanları müjdelemen ve inatçı milleti uyarman için senin dilinde indirerek kolaylaştırdık. |
Edip Yüksel | Bunu senin dilinle kolaylaştırdık; onunla erdemlileri müjdeleyesin ve inatçı toplumu uyarasın diye. |
Suat Yıldırım | Bizim, Kur'ân’ı senin dilinle indirip kolaylaştırmamızın başlıca sebebi, senin müttakileri müjdelemen ve inatçı kimseleri de onunla uyarmandır. |
Yaşar Nuri Öztürk | Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Gerçekten de biz, ancak çekinenleri müjdelemen, düşmanlıkta inat ve ısrar edenleri korkutman için Kur'an'ı, senin dilinle indirerek kolaylaştırdık sana. |
Ali Bulaç | Biz bunu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp-korkutman için. |
Süleyman Ateş | Biz o(Kur'a)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, onunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi onunla uyarasın. |
Önceki [19:96]< >[19:98] Sonraki |