Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Bu kelime için kök bilgisi bulunamadı.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 121 151 181 211 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 211 ... 237 | 237 - Kök: وقي
1.
[53:32]
elleẕîne yectenibûne kebâira-l'iŝmi velfevâḥişe ille-llemem. inne rabbeke vâsi`u-lmagfirah. hüve a`lemü biküm iẕ enşeeküm mine-l'arḍi veiẕ entüm ecinnetün fî büṭûni ümmehâtiküm. felâ tüzekkû enfüseküm. hüve a`lemü bimeni-tteḳâ.الذين يجتنبون كبائر الإثم والفواحش إلا اللمم إن ربك واسع المغفرة هو أعلم بكم إذ أنشأكم من الأرض وإذ أنتم أجنة في بطون أمهاتكم فلا تزكوا أنفسكم هو أعلم بمن اتقى
الَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ إِلَّا اللَّمَمَ إِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَنشَأَكُم مِّنَ الْأَرْضِ وَإِذْ أَنتُمْ أَجِنَّةٌ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ فَلَا تُزَكُّوا أَنفُسَكُمْ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقَى
Elmalılı Onlar ki günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük kusurlar hariç. Şüphesiz Rabbinin affı geniştir. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada, sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.
Y. AliThose who avoid great sins and shameful deeds, only (falling into) small faults,- verily thy Lord is ample in forgiveness. He knows you well when He brings you out of the earth, And when ye are hidden in your mothers' wombs. Therefore justify not yourselves: He knows best who it is that guards against evil.
 Words|
2.
[54:54]
inne-lmütteḳîne fî cennâtiv veneher.إن المتقين في جنات ونهر
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍ
Elmalılı Takva sahipleri cennetlerde, nur içindedirler.
Y. AliAs to the Righteous, they will be in the midst of Gardens and Rivers,
 Words|
3.
[57:28]
yâ eyyühe-lleẕîne âmenü-tteḳu-llâhe veâminû birasûlihî yü'tiküm kifleyni mir raḥmetihî veyec`al leküm nûran temşûne bihî veyagfir leküm. vellâhü gafûrur raḥîm.يا أيها الذين آمنوا اتقوا الله وآمنوا برسوله يؤتكم كفلين من رحمته ويجعل لكم نورا تمشون به ويغفر لكم والله غفور رحيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَآمِنُوا بِرَسُولِهِ يُؤْتِكُمْ كِفْلَيْنِ مِن رَّحْمَتِهِ وَيَجْعَل لَّكُمْ نُورًا تَمْشُونَ بِهِ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Elmalılı Ey inananlar! Allah'tan korkun, O'nun Resulü'ne inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir
Y. AliO ye that believe! Fear Allah, and believe in His Messenger, and He will bestow on you a double portion of His Mercy: He will provide for you a Light by which ye shall walk (straight in your path), and He will forgive you (your past): for Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.
 Words|
4.
[58:9]
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû iẕâ tenâceytüm felâ tetenâcev bil'iŝmi vel`udvâni vema`ṣiyeti-rrasûli vetenâcev bilbirri vettaḳvâ. vetteḳu-llâhe-lleẕî ileyhi tuḥşerûn.يا أيها الذين آمنوا إذا تناجيتم فلا تتناجوا بالإثم والعدوان ومعصيت الرسول وتناجوا بالبر والتقوى واتقوا الله الذي إليه تحشرون
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا تَنَاجَيْتُمْ فَلَا تَتَنَاجَوْا بِالْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِ وَتَنَاجَوْا بِالْبِرِّ وَالتَّقْوَى وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
Elmalılı Ey iman edenler! Aranızda gizli konuşacağınız zaman günahı düşmanlığı ve Peygamber'e karşı gelmeyi fısıldamayın. İyilik ve takvayı konuşun. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun.
Y. AliO ye who believe! When ye hold secret counsel, do it not for iniquity and hostility, and disobedience to the Prophet; but do it for righteousness and self-restraint; and fear Allah, to Whom ye shall be brought back.
 Words|
5.
[59:7]
mâ efâe-llâhü `alâ rasûlihî min ehli-lḳurâ felillâhi velirrasûli veliẕi-lḳurbâ velyetâmâ velmesâkîni vebni-ssebîli key lâ yekûne dûletem beyne-l'agniyâi minküm. vemâ âtâkümü-rrasûlü feḫuẕûhü vemâ nehâküm `anhü fentehû. vetteḳu-llâh. inne-llâhe şedîdü-l`iḳâb.ما أفاء الله على رسوله من أهل القرى فلله وللرسول ولذي القربى واليتامى والمساكين وابن السبيل كي لا يكون دولة بين الأغنياء منكم وما آتاكم الرسول فخذوه وما نهاكم عنه فانتهوا واتقوا الله إن الله شديد العقاب
مَّا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْ أَهْلِ الْقُرَى فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ كَيْ لَا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الْأَغْنِيَاءِ مِنكُمْ وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
Elmalılı Allah'ın o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın. Sizeneyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir.
Y. AliWhat Allah has bestowed on His Messenger (and taken away) from the people of the townships,- belongs to Allah,- to His Messenger and to kindred and orphans, the needy and the wayfarer; In order that it may not (merely) make a circuit between the wealthy among you. So take what the Messenger assigns to you, and deny yourselves that which he withholds from you. And fear Allah; for Allah is strict in Punishment.
 Words|
6.
[59:9]
velleẕîne tebevveü-ddâra vel'îmâne min ḳablihim yüḥibbûne men hâcera ileyhim velâ yecidûne fî ṣudûrihim ḥâcetem mimmâ ûtû veyü'ŝirûne `alâ enfüsihim velev kâne bihim ḫaṣâṣah. vemey yûḳa şüḥḥa nefsihî feülâike hümü-lmüfliḥûn.والذين تبوءوا الدار والإيمان من قبلهم يحبون من هاجر إليهم ولا يجدون في صدورهم حاجة مما أوتوا ويؤثرون على أنفسهم ولو كان بهم خصاصة ومن يوق شح نفسه فأولئك هم المفلحون
وَالَّذِينَ تَبَوَّؤُوا الدَّارَ وَالْإِيْمَانَ مِن قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فِي صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِّمَّا أُوتُوا وَيُؤْثِرُونَ عَلَى أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Elmalılı Ve onlardan önce o yurda yerleşen imana sarılanlar kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa dahi, onları öz canlarına tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar umduklarına erenlerdir.
Y. AliBut those who before them, had homes (in Medina) and had adopted the Faith,- show their affection to such as came to them for refuge, and entertain no desire in their hearts for things given to the (latter), but give them preference over themselves, even though poverty was their (own lot). And those saved from the covetousness of their own souls,- they are the ones that achieve prosperity.
 Words|
7.
[59:18]
yâ eyyühe-lleẕîne âmenü-tteḳu-llâhe veltenżur nefsüm mâ ḳaddemet ligad. vetteḳu-llâh. inne-llâhe ḫabîrum bimâ ta`melûn.يا أيها الذين آمنوا اتقوا الله ولتنظر نفس ما قدمت لغد واتقوا الله إن الله خبير بما تعملون
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Elmalılı Ey inananlar, Allah'tan korkun ve kişi, yarın için ne (yapıp) gönderdiğine baksın. Allah'tan korkun; çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Y. AliO ye who believe! Fear Allah, and let every soul look to what (provision) He has sent forth for the morrow. Yea, fear Allah: for Allah is well-acquainted with (all) that ye do.
 Words|
8.
[60:11]
vein fâteküm şey'üm min ezvâciküm ile-lküffâri fe`âḳabtüm feâtü-lleẕîne ẕehebet ezvâcühüm miŝle mâ enfeḳû. vetteḳu-llâhe-lleẕî entüm bihî mü'minûn.وإن فاتكم شيء من أزواجكم إلى الكفار فعاقبتم فآتوا الذين ذهبت أزواجهم مثل ما أنفقوا واتقوا الله الذي أنتم به مؤمنون
وَإِن فَاتَكُمْ شَيْءٌ مِّنْ أَزْوَاجِكُمْ إِلَى الْكُفَّارِ فَعَاقَبْتُمْ فَآتُوا الَّذِينَ ذَهَبَتْ أَزْوَاجُهُم مِّثْلَ مَا أَنفَقُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي أَنتُم بِهِ مُؤْمِنُونَ
Elmalılı Eğer eşlerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de savaşta galip durumda olursanız, eşleri gitmiş olanlara ganimetten, harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının.
Y. AliAnd if any of your wives deserts you to the Unbelievers, and ye have an accession (by the coming over of a woman from the other side), then pay to those whose wives have deserted the equivalent of what they had spent (on their dower). And fear Allah, in Whom ye believe.
 Words|
9.
[64:16]
fetteḳu-llâhe me-steṭa`tüm vesme`û veeṭî`û veenfiḳû ḫayral lienfüsiküm. vemey yûḳa şüḥḥa nefsihî feülâike hümü-lmüfliḥûn.فاتقوا الله ما استطعتم واسمعوا وأطيعوا وأنفقوا خيرا لأنفسكم ومن يوق شح نفسه فأولئك هم المفلحون
فَاتَّقُوا اللَّهَ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا وَأَنفِقُوا خَيْرًا لِّأَنفُسِكُمْ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Elmalılı O halde gücünüzün yettiği kadar Allah'tan korkun, dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Y. AliSo fear Allah as much as ye can; listen and obey and spend in charity for the benefit of your own soul and those saved from the covetousness of their own souls,- they are the ones that achieve prosperity.
 Words|
10.
[65:1]
yâ eyyühe-nnebiyyü iẕâ ṭallaḳtümü-nnisâe feṭalliḳûhünne li`iddetihinne veaḥṣü-l`iddeh. vetteḳu-llâhe rabbeküm. lâ tuḫricûhünne mim büyûtihinne velâ yaḫrucne illâ ey ye'tîne bifâḥişetim mübeyyineh. vetilke ḥudûdü-llâh. vemey yete`adde ḥudûde-llâhi feḳad żaleme nefseh. lâ tedrî le`alle-llâhe yuḥdiŝü ba`de ẕâlike emrâ.يا أيها النبي إذا طلقتم النساء فطلقوهن لعدتهن وأحصوا العدة واتقوا الله ربكم لا تخرجوهن من بيوتهن ولا يخرجن إلا أن يأتين بفاحشة مبينة وتلك حدود الله ومن يتعد حدود الله فقد ظلم نفسه لا تدري لعل الله يحدث بعد ذلك أمرا
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا الْعِدَّةَ وَاتَّقُوا اللَّهَ رَبَّكُمْ لَا تُخْرِجُوهُنَّ مِن بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخْرُجْنَ إِلَّا أَن يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ اللَّهِ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ لَا تَدْرِي لَعَلَّ اللَّهَ يُحْدِثُ بَعْدَ ذَلِكَ أَمْرًا
Elmalılı Ey Peygamber! Kadınları boşamak istediğiniz zaman onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilmezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çıkarıverir.
Y. AliO Prophet! When ye do divorce women, divorce them at their prescribed periods, and count (accurately), their prescribed periods: And fear Allah your Lord: and turn them not out of their houses, nor shall they (themselves) leave, except in case they are guilty of some open lewdness, those are limits set by Allah: and any who transgresses the limits of Allah, does verily wrong his (own) soul: thou knowest not if perchance Allah will bring about thereafter some new situation.
 Words|
11.
[65:2]
feiẕâ belagne ecelehünne feemsikûhünne bima`rûfin ev fâriḳûhünne bima`rûfiv veeşhidû ẕevey `adlim minküm veeḳîmü-şşehâdete lillâh. ẕâliküm yû`ażu bihî men kâne yü'minü billâhi velyevmi-l'âḫir. vemey yetteḳi-llâhe yec`al lehû maḫracâ.فإذا بلغن أجلهن فأمسكوهن بمعروف أو فارقوهن بمعروف وأشهدوا ذوي عدل منكم وأقيموا الشهادة لله ذلكم يوعظ به من كان يؤمن بالله واليوم الآخر ومن يتق الله يجعل له مخرجا
فَإِذَا بَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَأَشْهِدُوا ذَوَيْ عَدْلٍ مِّنكُمْ وَأَقِيمُوا الشَّهَادَةَ لِلَّهِ ذَلِكُمْ يُوعَظُ بِهِ مَن كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَل لَّهُ مَخْرَجًا
Elmalılı Sürelerinin sonuna vardıklarında onları güzelce tutun, yahut güzellikle onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun. Şahidliği Allah için yapın. İşte Allah'a ve son güne inanan kimseye öğütlenen budur. Kim Allah'tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu yaratır.
Y. AliThus when they fulfil their term appointed, either take them back on equitable terms or part with them on equitable terms; and take for witness two persons from among you, endued with justice, and establish the evidence (as) before Allah. Such is the admonition given to him who believes in Allah and the Last Day. And for those who fear Allah, He (ever) prepares a way out,
 Words|
12.
[65:4]
vellâî yeisne mine-lmeḥîḍi min nisâiküm ini-rtebtüm fe`iddetühünne ŝelâŝetü eşhüriv vellâî lem yeḥiḍn. veülâtü-l'aḥmâli ecelühünne ey yeḍa`ne ḥamlehünn. vemey yetteḳi-llâhe yec`al lehû min emrihî yüsrâ.واللائي يئسن من المحيض من نسائكم إن ارتبتم فعدتهن ثلاثة أشهر واللائي لم يحضن وأولات الأحمال أجلهن أن يضعن حملهن ومن يتق الله يجعل له من أمره يسرا
وَاللَّائِي يَئِسْنَ مِنَ الْمَحِيضِ مِن نِّسَائِكُمْ إِنِ ارْتَبْتُمْ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَاثَةُ أَشْهُرٍ وَاللَّائِي لَمْ يَحِضْنَ وَأُوْلَاتُ الْأَحْمَالِ أَجَلُهُنَّ أَن يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَل لَّهُ مِنْ أَمْرِهِ يُسْرًا
Elmalılı Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz), onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.
Y. AliSuch of your women as have passed the age of monthly courses, for them the prescribed period, if ye have any doubts, is three months, and for those who have no courses (it is the same): for those who carry (life within their wombs), their period is until they deliver their burdens: and for those who fear Allah, He will make their path easy.
 Words|
13.
[65:5]
ẕâlike emru-llâhi enzelehû ileyküm. vemey yetteḳi-llâhe yükeffir `anhü seyyiâtihî veyü`żim lehû ecrâ.ذلك أمر الله أنزله إليكم ومن يتق الله يكفر عنه سيئاته ويعظم له أجرا
ذَلِكَ أَمْرُ اللَّهِ أَنزَلَهُ إِلَيْكُمْ وَمَن يَتَّقِ اللَّهَ يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ وَيُعْظِمْ لَهُ أَجْرًا
Elmalılı Bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur. Kim Allah'tan korkarsa Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükafatını büyütür.
Y. AliThat is the Command of Allah, which He has sent down to you: and if any one fears Allah, He will remove his ills, from him, and will enlarge his reward.
 Words|
14.
[65:10]
e`adde-llâhü lehüm `aẕâben şedîden fetteḳu-llâhe yâ ûli-l'elbâb. elleẕîne âmenû. ḳad enzele-llâhü ileyküm ẕikrâ.أعد الله لهم عذابا شديدا فاتقوا الله يا أولي الألباب الذين آمنوا قد أنزل الله إليكم ذكرا
أَعَدَّ اللَّهُ لَهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا فَاتَّقُوا اللَّهَ يَا أُوْلِي الْأَلْبَابِ الَّذِينَ آمَنُوا قَدْ أَنزَلَ اللَّهُ إِلَيْكُمْ ذِكْرًا
Elmalılı Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde ey inanan aklı selim sahipleri! Allah'tan korkun, Allah size bir uyarıcı gönderdi.
Y. AliAllah has prepared for them a severe Punishment (in the Hereafter). Therefore fear Allah, O ye men of understanding - who have believed!- for Allah hath indeed sent down to you a Message,-
 Words|
15.
[66:6]
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû ḳû enfüseküm veehlîküm nârav veḳûdühe-nnâsü velḥicâratü `aleyhâ melâiketün gilâżun şidâdül lâ ya`ṣûne-llâhe mâ emerahüm veyef`alûne mâ yü'merûn.يا أيها الذين آمنوا قوا أنفسكم وأهليكم نارا وقودها الناس والحجارة عليها ملائكة غلاظ شداد لا يعصون الله ما أمرهم ويفعلون ما يؤمرون
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لاَّ يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ
Elmalılı Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.
Y. AliO ye who believe! save yourselves and your families from a Fire whose fuel is Men and Stones, over which are (appointed) angels stern (and) severe, who flinch not (from executing) the Commands they receive from Allah, but do (precisely) what they are commanded.
 Words|
16.
[68:34]
inne lilmütteḳîne `inde rabbihim cennâti-nne`îm.إن للمتقين عند ربهم جنات النعيم
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتِ النَّعِيمِ
Elmalılı Kuşkusuz korunanlar için de, Rableri katında nimetleri bol bahçeler vardır.
Y. AliVerily, for the Righteous, are Gardens of Delight, in the Presence of their Lord.
 Words|
17.
[69:48]
veinnehû leteẕkiratül lilmütteḳîn.وإنه لتذكرة للمتقين
وَإِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ
Elmalılı O hiç kuşkusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür.
Y. AliBut verily this is a Message for the Allah-fearing.
 Words|
18.
[71:3]
eni-`büdü-llâhe vetteḳûhü veeṭî`ûn.أن اعبدوا الله واتقوه وأطيعون
أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَاتَّقُوهُ وَأَطِيعُونِ
Elmalılı Şöyle ki, "Allah'a kulluk edin, ondan korkun ve bana itaat edin."
Y. Ali"That ye should worship Allah, fear Him and obey me:
 Words|
19.
[73:17]
fekeyfe tetteḳûne in kefertüm yevmey yec`alü-lvildâne şîbâ.فكيف تتقون إن كفرتم يوما يجعل الولدان شيبا
فَكَيْفَ تَتَّقُونَ إِن كَفَرْتُمْ يَوْمًا يَجْعَلُ الْوِلْدَانَ شِيبًا
Elmalılı Peki inkâr ederseniz, çocukları ihtiyarlatacak o günden (kıyamet gününden) kendinizi nasıl kurtaracaksınız?
Y. AliThen how shall ye, if ye deny (Allah), guard yourselves against a Day that will make children hoary-headed?-
 Words|
20.
[74:56]
vemâ yeẕkürûne illâ ey yeşâe-llâh. hüve ehlü-ttaḳvâ veehlü-lmagfirah.وما يذكرون إلا أن يشاء الله هو أهل التقوى وأهل المغفرة
وَمَا يَذْكُرُونَ إِلَّا أَن يَشَاءُ اللَّهُ هُوَ أَهْلُ التَّقْوَى وَأَهْلُ الْمَغْفِرَةِ
Elmalılı Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bağışlayacak da.
Y. AliBut none will keep it in remembrance except as Allah wills: He is the Lord of Righteousness, and the Lord of Forgiveness.
 Words|
21.
[76:11]
feveḳâhümü-llâhü şerra ẕâlike-lyevmi veleḳḳâhüm naḍratev vesürûrâ.فوقاهم الله شر ذلك اليوم ولقاهم نضرة وسرورا
فَوَقَاهُمُ اللَّهُ شَرَّ ذَلِكَ الْيَوْمِ وَلَقَّاهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا
Elmalılı Allah da onları o günün fenalığından korur, yüzlerine parlaklık, gönüllerine sevinç verir.
Y. AliBut Allah will deliver them from the evil of that Day, and will shed over them a Light of Beauty and (blissful) Joy.
 Words|
22.
[77:41]
inne-lmütteḳîne fî żilâliv ve`uyûn.إن المتقين في ظلال وعيون
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي ظِلَالٍ وَعُيُونٍ
Elmalılı Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır.
Y. AliAs to the Righteous, they shall be amidst (cool) shades and springs (of water).
 Words|
23.
[78:31]
inne lilmütteḳîne mefâzâ.إن للمتقين مفازا
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا
Elmalılı Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var.
Y. AliVerily for the Righteous there will be a fulfilment of (the heart's) desires;
 Words|
24.
[91:8]
feelhemehâ fücûrahâ vetaḳvâhâ.فألهمها فجورها وتقواها
فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا
Elmalılı Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki,
Y. AliAnd its enlightenment as to its wrong and its right;-
 Words|
25.
[92:5]
feemmâ men a`ṭâ vetteḳâ.فأما من أعطى واتقى
فَأَمَّا مَن أَعْطَى وَاتَّقَى
Elmalılı Bundan böyle her kim malını hayır için verir ve korunursa,
Y. AliSo he who gives (in charity) and fears (Allah),
 Words|
26.
[92:17]
veseyücennebühe-l'etḳâ.وسيجنبها الأتقى
وَسَيُجَنَّبُهَا الْأَتْقَى
Elmalılı En çok korunan ise ondan uzaklaştırılacaktır.
Y. AliBut those most devoted to Allah shall be removed far from it,-
 Words|
27.
[96:12]
ev emera bittaḳvâ.أو أمر بالتقوى
أَوْ أَمَرَ بِالتَّقْوَى
Elmalılı Veya kötülüklerden sakınmayı emrederse?
Y. AliOr enjoins Righteousness?
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17