1. [77:41] | inne-lmütteḳîne fî żilâliv ve`uyûn. | إن المتقين في ظلال وعيون إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي ظِلَالٍ وَعُيُونٍ |
---|
Elmalılı | Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır. |
Y. Ali | As to the Righteous, they shall be amidst (cool) shades and springs (of water).
|
Words | | إن - Indeed,| المتقين - the righteous| في - (will be) in| ظلال - shades| وعيون - and springs,| |
Pickthal | Lo! those who kept their duty are amid shade and fountains, |
Arberry | Truly the godfearing shall dwell amid shades and fountains, |
Shakir | Surely those who guard (against evil) shall be amid shades and fountains, |
Free Minds | The righteous are among shades and springs. |
Qaribullah | Indeed, the cautious, shall live amid shades and fountains |
Asad | [AS AGAINST this,] behold, the God-conscious shall dwell amidst [cooling] shades and springs, |
Diyanet Vakfı | Şüphesiz (o gün) takva sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında, |
Diyanet | Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlar, elbette gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar. |
Edip Yüksel | Erdemliler gölgeliklerde ve pınarlar arasında... |
Suat Yıldırım | Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise o gün gölgeliklerde, pınar başlarındadırlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Takvaya sarılanlar gölgeler altında, su kaynaklarındadır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki çekinenler, gölgeliklerdedir ve pınar başlarında, |
Ali Bulaç | Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar-başlarındadır; |
Süleyman Ateş | Korunanlar ise gölgeler altında, çeşme başındadırlar. |
Önceki [77:40]< >[77:42] Sonraki |