1. [68:38] | inne leküm fîhi lemâ teḫayyerûn. | إن لكم فيه لما تخيرون إِنَّ لَكُمْ فِيهِ لَمَا تَخَيَّرُونَ |
---|
Elmalılı | O kitapta, "beğendiğiniz her şey sizindir" diye mi yazılı? |
Y. Ali | That ye shall have, through it whatever ye choose?
|
Words | | |
2. [68:39] | em leküm eymânün `aleynâ bâligatün ilâ yevmi-lḳiyâmeti inne leküm lemâ taḥkümûn. | أم لكم أيمان علينا بالغة إلى يوم القيامة إن لكم لما تحكمون أَمْ لَكُمْ أَيْمَانٌ عَلَيْنَا بَالِغَةٌ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ إِنَّ لَكُمْ لَمَا تَحْكُمُونَ |
---|
Elmalılı | Yoksa, "ne hükmederseniz mutlaka sizindir" diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var? |
Y. Ali | Or have ye Covenants with Us to oath, reaching to the Day of Judgment, (providing) that ye shall have whatever ye shall demand?
|
Words | | |
3. [68:51] | veiy yekâdü-lleẕîne keferû leyüzliḳûneke biebṣârihim lemmâ semi`ü-ẕẕikra veyeḳûlûne innehû lemecnûn. | وإن يكاد الذين كفروا ليزلقونك بأبصارهم لما سمعوا الذكر ويقولون إنه لمجنون وَإِن يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُ لَمَجْنُونٌ |
---|
Elmalılı | O kafirler Kur'ân'ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar "o bir deli" diyorlar. |
Y. Ali | And the Unbelievers would almost trip thee up with their eyes when they hear the Message; and they say: "Surely he is possessed!"
|
Words | | |
4. [69:11] | innâ lemmâ ṭaga-lmâü ḥamelnâküm fi-lcâriyeh. | إنا لما طغى الماء حملناكم في الجارية إِنَّا لَمَّا طَغَى الْمَاءُ حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِ |
---|
Elmalılı | Kuşkusuz, sular kabarınca sizi gemide biz taşıdık. |
Y. Ali | We, when the water (of Noah's Flood) overflowed beyond its limits, carried you (mankind), in the floating (Ark),
|
Words | | |
5. [72:13] | veennâ lemmâ semi`ne-lhüdâ âmennâ bih. femey yü'mim birabbihî felâ yeḫâfü baḫsev velâ raheḳâ. | وأنا لما سمعنا الهدى آمنا به فمن يؤمن بربه فلا يخاف بخسا ولا رهقا وَأَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا الْهُدَى آمَنَّا بِهِ فَمَن يُؤْمِن بِرَبِّهِ فَلَا يَخَافُ بَخْسًا وَلَا رَهَقًا |
---|
Elmalılı | "Doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik. Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden." |
Y. Ali | 'And as for us, since we have listened to the Guidance, we have accepted it: and any who believes in his Lord has no fear, either of a short (account) or of any injustice.
|
Words | | |
6. [72:19] | veennehû lemmâ ḳâme `abdü-llâhi yed`ûhü kâdû yekûnûne `aleyhi libedâ. | وأنه لما قام عبد الله يدعوه كادوا يكونون عليه لبدا وَأَنَّهُ لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللَّهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا |
---|
Elmalılı | Allah'ın kulu (Hz. Peygamber) kalkmış O'na dua ederken, neredeyse (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi. |
Y. Ali | "Yet when the Devotee of Allah stands forth to invoke Him, they just make round him a dense crowd."
|
Words | | |
7. [80:23] | kellâ lemmâ yaḳḍi mâ emerah. | كلا لما يقض ما أمره كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا أَمَرَهُ |
---|
Elmalılı | Hayır hayır, doğrusu o, hiç Allah'ın emrini tam yerine getirmedi, |
Y. Ali | By no means hath he fulfilled what Allah hath commanded him.
|
Words | | |
8. [85:16] | fa``âlül limâ yürîd. | فعال لما يريد فَعَّالٌ لِّمَا يُرِيدُ |
---|
Elmalılı | Dilediğini yapandır. |
Y. Ali | Doer (without let) of all that He intends.
|
Words | | |
9. [86:4] | in küllü nefsil lemmâ `aleyhâ ḥâfiż. | إن كل نفس لما عليها حافظ إِن كُلُّ نَفْسٍ لَّمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ |
---|
Elmalılı | Hiçbir nefis yoktur ki başında bir denetleyici bulunmasın. |
Y. Ali | There is no soul but has a protector over it.
|
Words | | |
10. [89:19] | vete'külûne-ttürâŝe eklel lemmâ. | وتأكلون التراث أكلا لما وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلًا لَّمًّا |
---|
Elmalılı | Oysa mirası öyle bir yiyorsunuz ki, haramhelal gözetmeden. |
Y. Ali | And ye devour inheritance - all with greed,
|
Words | | |