1. [2:216] | kütibe `aleykümü-lḳitâlü vehüve kürhül leküm. ve`asâ en tekrahû şey'ev vehüve ḫayrul leküm. ve`asâ en tüḥibbû şey'ev vehüve şerrul leküm. vellâhü ya`lemü veentüm lâ ta`lemûn. | كتب عليكم القتال وهو كره لكم وعسى أن تكرهوا شيئا وهو خير لكم وعسى أن تحبوا شيئا وهو شر لكم والله يعلم وأنتم لا تعلمون كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تَكْرَهُواْ شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تُحِبُّواْ شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَّكُمْ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ |
---|
Elmalılı | Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz. |
Y. Ali | Fighting is prescribed for you, and ye dislike it. But it is possible that ye dislike a thing which is good for you, and that ye love a thing which is bad for you. But Allah knoweth, and ye know not.
|
Words | | |
2. [8:8] | liyüḥiḳḳa-lḥaḳḳa veyübṭile-lbâṭile velev kerihe-lmücrimûn. | ليحق الحق ويبطل الباطل ولو كره المجرمون لِيُحِقَّ الْحَقَّ وَيُبْطِلَ الْبَاطِلَ وَلَوْ كَرِهَ الْمُجْرِمُونَ |
---|
Elmalılı | Ki, hakkın hak olduğunu tanıtsın ve batılı büsbütün yok etsin, varsın o günahkârlar istemesin. |
Y. Ali | That He might justify Truth and prove Falsehood false, distasteful though it be to those in guilt.
|
Words | | |
3. [9:32] | yürîdûne ey yuṭfiû nûra-llâhi biefvâhihim veye'be-llâhü illâ ey yütimme nûrahû velev kerihe-lkâfirûn. | يريدون أن يطفئوا نور الله بأفواههم ويأبى الله إلا أن يتم نوره ولو كره الكافرون يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ |
---|
Elmalılı | Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, Allah da razı olmuyor. Fakat kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlamayı diliyor. |
Y. Ali | Fain would they extinguish Allah's light with their mouths, but Allah will not allow but that His light should be perfected, even though the Unbelievers may detest (it).
|
Words | | |
4. [9:33] | hüve-lleẕî ersele rasûlehû bilhüdâ vedîni-lḥaḳḳi liyużhirahû `ale-ddîni küllihî velev kerihe-lmüşrikûn. | هو الذي أرسل رسوله بالهدى ودين الحق ليظهره على الدين كله ولو كره المشركون هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ |
---|
Elmalılı | O öyle bir Allah'dır ki, Resulünü hidayetle ve hak dinle bütün dinlere üstün kılmak için göndermiştir. Müşrikler hoşlanmasalar da. |
Y. Ali | It is He Who hath sent His Messenger with guidance and the Religion of Truth, to proclaim it over all religion, even though the Pagans may detest (it).
|
Words | | |
5. [9:46] | velev erâdü-lḫurûce lee`addû lehû `uddetev velâkin kerihe-llâhü-mbi`âŝehüm feŝebbeṭahüm veḳîle-ḳ`udû me`a-lḳâ`idîn. | ولو أرادوا الخروج لأعدوا له عدة ولكن كره الله انبعاثهم فثبطهم وقيل اقعدوا مع القاعدين وَلَوْ أَرَادُواْ الْخُرُوجَ لَأَعَدُّواْ لَهُ عُدَّةً وَلَـكِن كَرِهَ اللّهُ انبِعَاثَهُمْ فَثَبَّطَهُمْ وَقِيلَ اقْعُدُواْ مَعَ الْقَاعِدِينَ |
---|
Elmalılı | Eğer sizinle beraber cihada çıkmak isteselerdi, elbette onunla ilgili olarak bir takım hazırlıklar yaparlardı. Fakat Allah davranmalarını istemedi de onları yoldan alıkoydu ve (kendilerine): "oturun oturanlarla beraber" denildi. |
Y. Ali | If they had intended to come out, they would certainly have made some preparation therefor; but Allah was averse to their being sent forth; so He made them lag behind, and they were told, "Sit ye among those who sit (inactive)."
|
Words | | |
6. [10:82] | veyüḥiḳḳu-llâhü-lḥaḳḳa bikelimâtihî velev kerihe-lmücrimûn. | ويحق الله الحق بكلماته ولو كره المجرمون وَيُحِقُّ اللّهُ الْحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُجْرِمُونَ |
---|
Elmalılı | Allah, hakkın hak ve gerçek olduğunu kelimeleriyle ispat eder, günahkârların hoşuna gitmese de |
Y. Ali | "And Allah by His words doth prove and establish His truth, however much the sinners may hate it!"
|
Words | | |
7. [40:14] | fed`ü-llâhe muḫliṣîne lehü-ddîne velev kerihe-lkâfirûn. | فادعوا الله مخلصين له الدين ولو كره الكافرون فَادْعُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ |
---|
Elmalılı | O halde siz, dini Allah için halis kılarak hep O'na yalvarın. İsterse kâfirler hoşlanmasınlar. |
Y. Ali | Call ye, then, upon Allah with sincere devotion to Him, even though the Unbelievers may detest it.
|
Words | | |
8. [61:8] | yürîdûne liyuṭfiû nûra-llâhi biefvâhihim vellâhü mütimmü nûrihî velev kerihe-lkâfirûn. | يريدون ليطفئوا نور الله بأفواههم والله متم نوره ولو كره الكافرون يُرِيدُونَ لِيُطْفِؤُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ |
---|
Elmalılı | Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoş görmese de Allah nurunu tamamlayacaktır. |
Y. Ali | Their intention is to extinguish Allah's Light (by blowing) with their mouths: But Allah will complete (the revelation of) His Light, even though the Unbelievers may detest (it).
|
Words | | |
9. [61:9] | hüve-lleẕî ersele rasûlehû bilhüdâ vedîni-lḥaḳḳi liyużhirahû `ale-ddîni küllihî velev kerihe-lmüşrikûn. | هو الذي أرسل رسوله بالهدى ودين الحق ليظهره على الدين كله ولو كره المشركون هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ |
---|
Elmalılı | O, Resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müşrikler istemese de onu, bütün dinlerin üstüne çıkarsın. |
Y. Ali | It is He Who has sent His Messenger with Guidance and the Religion of Truth, that he may proclaim it over all religion, even though the Pagans may detest (it).
|
Words | | |