1. [6:34] | veleḳad küẕẕibet rusülüm min ḳablike feṣaberû `alâ mâ küẕẕibû veûẕû ḥattâ etâhüm naṣrunâ. velâ mübeddile likelimâti-llâh. veleḳad câeke min nebei-lmürselîn. | ولقد كذبت رسل من قبلك فصبروا على ما كذبوا وأوذوا حتى أتاهم نصرنا ولا مبدل لكلمات الله ولقد جاءك من نبإ المرسلين وَلَقَدْ كُذِّبَتْ رُسُلٌ مِّن قَبْلِكَ فَصَبَرُواْ عَلَى مَا كُذِّبُواْ وَأُوذُواْ حَتَّى أَتَاهُمْ نَصْرُنَا وَلاَ مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِ اللّهِ وَلَقدْ جَاءَكَ مِن نَّبَإِ الْمُرْسَلِينَ |
---|
Elmalılı | Senden önce de peygamberler yalanlanmıştı. Kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabrettiler. Allah'ın sözlerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz ki sana, peygamberlerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir. |
Y. Ali | Rejected were the messengers before thee: with patience and constancy they bore their rejection and their wrongs, until Our aid did reach them: there is none that can alter the words (and decrees) of Allah. Already hast thou received some account of those messengers.
|
Words | | |
2. [22:42] | veiy yükeẕẕibûke feḳad keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥiv ve`âdüv veŝemûd. | وإن يكذبوك فقد كذبت قبلهم قوم نوح وعاد وثمود وَإِن يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَعَادٌ وَثَمُودُ |
---|
Elmalılı | (Ey Muhammed!) Eğer seni (müşrikler) yalanlıyorlarsa bil ki onlardan önce Nûh kavmi, Âd ve Semûd (kavimleri de kendi peygamberlerini) yalancı saydılar. |
Y. Ali | If they treat thy (mission) as false, so did the peoples before them (with their prophets),- the People of Noah, and 'Ad and Thamud;
|
Words | | |
3. [26:105] | keẕẕebet ḳavmü nûḥin-lmürselîn. | كذبت قوم نوح المرسلين كَذَّبَتْ قَوْمُ نُوحٍ الْمُرْسَلِينَ |
---|
Elmalılı | Nuh kavmi de peygamberleri yalancılıkla itham etti. |
Y. Ali | The people of Noah rejected the messengers.
|
Words | | |
4. [26:123] | keẕẕebet `âdün-lmürselîn. | كذبت عاد المرسلين كَذَّبَتْ عَادٌ الْمُرْسَلِينَ |
---|
Elmalılı | Âd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti. |
Y. Ali | The 'Ad (people) rejected the messengers.
|
Words | | |
5. [26:141] | keẕẕebet ŝemûdü-lmürselîn. | كذبت ثمود المرسلين كَذَّبَتْ ثَمُودُ الْمُرْسَلِينَ |
---|
Elmalılı | Semûd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti. |
Y. Ali | The Thamud (people) rejected the messengers.
|
Words | | |
6. [26:160] | keẕẕebet ḳavmü lûṭini-lmürselîn. | كذبت قوم لوط المرسلين كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ الْمُرْسَلِينَ |
---|
Elmalılı | Lût (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti. |
Y. Ali | The people of Lut rejected the messengers.
|
Words | | |
7. [35:4] | veiy yükeẕẕibûke feḳad küẕẕibet rusülüm min ḳablik. veile-llâhi türce`u-l'ümûr. | وإن يكذبوك فقد كذبت رسل من قبلك وإلى الله ترجع الأمور وَإِن يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كُذِّبَتْ رُسُلٌ مِّن قَبْلِكَ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ |
---|
Elmalılı | Eğer onlar seni yalanlıyorlarsa, senden önce birçok peygamberler de yalanlandılar. Bütün işler Allah'a döndürülür. |
Y. Ali | And if they reject thee, so were messengers rejected before thee: to Allah back for decision all affairs.
|
Words | | |
8. [38:12] | keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥiv ve`âdüv vefir`avnü ẕü-l'evtâd. | كذبت قبلهم قوم نوح وعاد وفرعون ذو الأوتاد كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ ذُو الْأَوْتَادِ |
---|
Elmalılı | Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi ve saltanat sahibi Firavun da yalanlamışlardı. |
Y. Ali | Before them (were many who) rejected messengers,- the people of Noah, and 'Ad, and Pharaoh, the Lord of Stakes,
|
Words | | |
9. [40:5] | keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥiv vel'aḥzâbü mim ba`dihim. vehemmet küllü ümmetim birasûlihim liye'ḫuẕûhü vecâdelû bilbâṭili liyüdḥiḍû bihi-lḥaḳḳa feeḫaẕtühüm. fekeyfe kâne `iḳâb. | كذبت قبلهم قوم نوح والأحزاب من بعدهم وهمت كل أمة برسولهم ليأخذوه وجادلوا بالباطل ليدحضوا به الحق فأخذتهم فكيف كان عقاب كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَالْأَحْزَابُ مِن بَعْدِهِمْ وَهَمَّتْ كُلُّ أُمَّةٍ بِرَسُولِهِمْ لِيَأْخُذُوهُ وَجَادَلُوا بِالْبَاطِلِ لِيُدْحِضُوا بِهِ الْحَقَّ فَأَخَذْتُهُمْ فَكَيْفَ كَانَ عِقَابِ |
---|
Elmalılı | Onlardan önce Nuh kavmi, arkalarından da çeşitli topluluklar yalanlamışlardı. Her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamak kastında bulundu. Hakkı batılla gidermek için boşuna mücadele ettiler. Ben de onları tuttum, alıverdim. (Bak o zaman) azabım nasıl oldu? |
Y. Ali | But (there were people) before them, who denied (the Signs),- the People of Noah, and the Confederates (of Evil) after them; and every People plotted against their prophet, to seize him, and disputed by means of vanities, therewith to condemn the Truth; but it was I that seized them! and how (terrible) was My Requital!
|
Words | | |
10. [50:12] | keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥiv veaṣḥâbü-rrassi veŝemûd. | كذبت قبلهم قوم نوح وأصحاب الرس وثمود كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَأَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُ |
---|
Elmalılı | Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress halkı ve Semûd da yalanlamıştı. |
Y. Ali | Before them was denied (the Hereafter) by the People of Noah, the Companions of the Rass, the Thamud,
|
Words | | |
11. [54:9] | keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥin fekeẕẕebû `abdenâ veḳâlû mecnûnüv vezdücira. | كذبت قبلهم قوم نوح فكذبوا عبدنا وقالوا مجنون وازدجر كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ فَكَذَّبُوا عَبْدَنَا وَقَالُوا مَجْنُونٌ وَازْدُجِرَ |
---|
Elmalılı | Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamıştı. Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir." dediler. Ve (Nuh davetten vazgeçmeye) zorlandı. |
Y. Ali | Before them the People of Noah rejected (their messenger): they rejected Our servant, and said, "Here is one possessed!", and he was driven out.
|
Words | | |
12. [54:18] | keẕẕebet `âdün fekeyfe kâne `aẕâbî venüẕür. | كذبت عاد فكيف كان عذابي ونذر كَذَّبَتْ عَادٌ فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ |
---|
Elmalılı | Âd (kavmi) da yalanladı, azabım ve uyarılarım nasıl oldu? |
Y. Ali | The 'Ad (people) (too) rejected (Truth): then how terrible was My Penalty and My Warning?
|
Words | | |
13. [54:23] | keẕẕebet ŝemûdü binnüẕür. | كذبت ثمود بالنذر كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِالنُّذُرِ |
---|
Elmalılı | Semûd da o uyarıları yalanladılar. |
Y. Ali | The Thamud (also) rejected (their) Warners.
|
Words | | |
14. [54:33] | keẕẕebet ḳavmü lûṭim binnüẕür. | كذبت قوم لوط بالنذر كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ بِالنُّذُرِ |
---|
Elmalılı | Lût kavmi de uyarıları yalanladı. |
Y. Ali | The people of Lut rejected (his) warning.
|
Words | | |
15. [69:4] | keẕẕebet ŝemûdü ve`âdüm bilḳâri`ah. | كذبت ثمود وعاد بالقارعة كَذَّبَتْ ثَمُودُ وَعَادٌ بِالْقَارِعَةِ |
---|
Elmalılı | Semûd ve Âd, kapılarını çalacak olan o felaketi yalan saymışlardı. |
Y. Ali | The Thamud and the 'Ad People (branded) as false the Stunning Calamity!
|
Words | | |
16. [91:11] | keẕẕebet ŝemûdü biṭagvâhâ. | كذبت ثمود بطغواها كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَاهَا |
---|
Elmalılı | Semud, azgınlığıyla Hakk'ı yalanladı, |
Y. Ali | The Thamud (people) rejected (their prophet) through their inordinate wrong-doing,
|
Words | | |