1. [7:112] | ye'tûke bikülli sâḥirin `alîm. | يأتوك بكل ساحر عليم يَأْتُوكَ بِكُلِّ سَاحِرٍ عَلِيمٍ |
---|
Elmalılı | "Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler." |
Y. Ali | And bring up to thee all (our) sorcerers well-versed."
|
Words | | |
2. [10:79] | veḳâle fir`avnü-'tûnî bikülli sâḥirin `alîm. | وقال فرعون ائتوني بكل ساحر عليم وَقَالَ فِرْعَوْنُ ائْتُونِي بِكُلِّ سَاحِرٍ عَلِيمٍ |
---|
Elmalılı | Firavun da: "Bana bütün bilgili sihirbazları toplayıp getirin!" dedi. |
Y. Ali | Said Pharaoh: "Bring me every sorcerer well versed."
|
Words | | |
3. [20:69] | veelḳi mâ fî yemînike telḳaf mâ ṣane`û. innemâ ṣane`û keydü sâḥir. velâ yüfliḥu-ssâḥiru ḥayŝü etâ. | وألق ما في يمينك تلقف ما صنعوا إنما صنعوا كيد ساحر ولا يفلح الساحر حيث أتى وَأَلْقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوا إِنَّمَا صَنَعُوا كَيْدُ سَاحِرٍ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُ حَيْثُ أَتَى |
---|
Elmalılı | "Sağ elindekini atıver, o, onların yaptıklarını yutar. Çünkü onların yaptıkları ancak bir büyücü tuzağıdır. Büyücü ise, her nerede olursa olsun başarıya ulaşamaz." |
Y. Ali | "Throw that which is in thy right hand: Quickly will it swallow up that which they have faked what they have faked is but a magician's trick: and the magician thrives not, (no matter) where he goes."
|
Words | | |
4. [38:4] | ve`acibû en câehüm münẕirum minhüm. veḳâle-lkâfirûne hâẕâ sâḥirun keẕẕâb. | وعجبوا أن جاءهم منذر منهم وقال الكافرون هذا ساحر كذاب وَعَجِبُوا أَن جَاءَهُم مُّنذِرٌ مِّنْهُمْ وَقَالَ الْكَافِرُونَ هَذَا سَاحِرٌ كَذَّابٌ |
---|
Elmalılı | İçlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da kâfirler: "Bu bir sihirbazdır, yalancıdır" dediler. |
Y. Ali | So they wonder that a Warner has come to them from among themselves! and the Unbelievers say, "This is a sorcerer telling lies!
|
Words | | |
5. [40:24] | ilâ fir`avne vehâmâne veḳârûne feḳâlû sâḥirun keẕẕâb. | إلى فرعون وهامان وقارون فقالوا ساحر كذاب إِلَى فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَقَارُونَ فَقَالُوا سَاحِرٌ كَذَّابٌ |
---|
Elmalılı | Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a da onlar: "Bu bir sihirbaz, bir yalancıdır" dediler. |
Y. Ali | To Pharaoh, Haman, and Qarun; but they called (him)" a sorcerer telling lies!"...
|
Words | | |
6. [51:39] | fetevellâ biruknihî veḳâle sâḥirun ev mecnûn. | فتولى بركنه وقال ساحر أو مجنون فَتَوَلَّى بِرُكْنِهِ وَقَالَ سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُونٌ |
---|
Elmalılı | Firavun ise ordusuyla birlikte yüz çevirmiş, onun hakkında: "Bu bir sihirbazdır, ya da bir delidir." demişti. |
Y. Ali | But (Pharaoh) turned back with his Chiefs, and said, "A sorcerer, or one possessed!"
|
Words | | |
7. [51:52] | keẕâlike mâ ete-lleẕîne min ḳablihim mir rasûlin illâ ḳâlû sâḥirun ev mecnûn. | كذلك ما أتى الذين من قبلهم من رسول إلا قالوا ساحر أو مجنون كَذَلِكَ مَا أَتَى الَّذِينَ مِن قَبْلِهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا قَالُوا سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُونٌ |
---|
Elmalılı | Böylece onlardan öncekilere de herhangi bir peygamber gelince, onun hakkında da mutlaka: "Bir sihirbazdır veya bir delidir." dediler. |
Y. Ali | Similarly, no messenger came to the Peoples before them, but they said (of him) in like manner, "A sorcerer, or one possessed"!
|
Words | | |