Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 Surah :  69 - HakkaGörüntülenen ayetler : 31 ... 52 | 52 - Sure no: 69
1.
[69:31]
ŝümme-lceḥîme ṣallûh.ثم الجحيم صلوه
ثُمَّ الْجَحِيمَ صَلُّوهُ
Elmalılı "Sonra cehenneme atın onu."
Y. Ali"And burn ye him in the Blazing Fire.
 Words|ثم - Then| الجحيم - (into) the Hellfire| صلوه - burn him.|
2.
[69:32]
ŝümme fî silsiletin ẕer`uhâ seb`ûne ẕirâ`an feslükûh.ثم في سلسلة ذرعها سبعون ذراعا فاسلكوه
ثُمَّ فِي سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَاسْلُكُوهُ
Elmalılı "Sonra da boyu yetmiş arşın zincir içerisinde onu oraya sokun."
Y. Ali"Further, make him march in a chain, whereof the length is seventy cubits!
 Words|ثم - Then| في - into| سلسلة - a chain,| ذرعها - its length| سبعون - (is) seventy| ذراعا - cubits,| فاسلكوه - insert him."|
3.
[69:33]
innehû kâne lâ yü'minü billâhi-l`ażîm.إنه كان لا يؤمن بالله العظيم
إِنَّهُ كَانَ لَا يُؤْمِنُ بِاللَّهِ الْعَظِيمِ
Elmalılı Çünkü o, büyük Allah'a inanmıyordu.
Y. Ali"This was he that would not believe in Allah Most High.
 Words|إنه - Indeed, he| كان - was| لا - not| يؤمن - believing| بالله - in Allah| العظيم - the Most Great,|
4.
[69:34]
velâ yeḥuḍḍu `alâ ṭa`âmi-lmiskîn.ولا يحض على طعام المسكين
وَلَا يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ
Elmalılı Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu.
Y. Ali"And would not encourage the feeding of the indigent!
 Words|ولا - And (did) not| يحض - feel the urge| على - on| طعام - (the) feeding| المسكين - (of) the poor.|
5.
[69:35]
feleyse lehü-lyevme hâhünâ ḥamîm.فليس له اليوم هاهنا حميم
فَلَيْسَ لَهُ الْيَوْمَ هَاهُنَا حَمِيمٌ
Elmalılı Bu sebeple bugün burada onun candan bir dostu yoktur.
Y. Ali"So no friend hath he here this Day.
 Words|فليس - So not| له - for him| اليوم - today| هاهنا - here| حميم - any devoted friend,|
6.
[69:36]
velâ ṭa`âmün illâ min gislîn.ولا طعام إلا من غسلين
وَلَا طَعَامٌ إِلَّا مِنْ غِسْلِينٍ
Elmalılı Bir irinden başka yiyecek de yok.
Y. Ali"Nor hath he any food except the corruption from the washing of wounds,
 Words|ولا - And not| طعام - any food| إلا - except| من - from| غسلين - (the) discharge of wounds,|
7.
[69:37]
lâ ye'külühû ille-lḫâṭiûn.لا يأكله إلا الخاطئون
لاَّ يَأْكُلُهُ إِلَّا الْخَاطِئُونَ
Elmalılı Onu günahkârlardan başkası yemez.
Y. Ali"Which none do eat but those in sin."
 Words|لا - Not| يأكله - will eat it| إلا - except| الخاطئون - the sinners.|
8.
[69:38]
felâ uḳsimü bimâ tübṣirûn.فلا أقسم بما تبصرون
فَلَا أُقْسِمُ بِمَا تُبْصِرُونَ
Elmalılı Andolsun gördüklerinize,
Y. AliSo I do call to witness what ye see,
 Words|فلا - But nay!| أقسم - I swear| بما - by what| تبصرون - you see,|
9.
[69:39]
vemâ lâ tübṣirûn.وما لا تبصرون
وَمَا لَا تُبْصِرُونَ
Elmalılı Ve görmediklerinize..
Y. AliAnd what ye see not,
 Words|وما - And what| لا - not| تبصرون - you see,|
10.
[69:40]
innehû leḳavlü rasûlin kerîm.إنه لقول رسول كريم
إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ
Elmalılı Kuşkusuz Kur'ân, şerefli bir peygamberin (Allah'tan) getirdiği sözdür.
Y. AliThat this is verily the word of an honoured messenger;
 Words|إنه - Indeed, it (is)| لقول - surely (the) Word| رسول - (of) a Messenger| كريم - noble.|
11.
[69:41]
vemâ hüve biḳavli şâ`ir. ḳalîlem mâ tü'minûn.وما هو بقول شاعر قليلا ما تؤمنون
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَاعِرٍ قَلِيلًا مَّا تُؤْمِنُونَ
Elmalılı O bir şair sözü değildir, siz çok az inanıyorsunuz.
Y. AliIt is not the word of a poet: little it is ye believe!
 Words|وما - And not| هو - it| بقول - (is the) word| شاعر - (of) a poet;| قليلا - little| ما - (is) what| تؤمنون - you believe!|
12.
[69:42]
velâ biḳavli kâhin. ḳalîlem mâ teẕekkerûn.ولا بقول كاهن قليلا ما تذكرون
وَلَا بِقَوْلِ كَاهِنٍ قَلِيلًا مَّا تَذَكَّرُونَ
Elmalılı Bir kâhin sözü de değildir, ne de az düşünüyorsunuz!
Y. AliNor is it the word of a soothsayer: little admonition it is ye receive.
 Words|ولا - And not| بقول - (it is the) word| كاهن - (of) a soothsayer;| قليلا - little| ما - (is) what| تذكرون - you take heed.|
13.
[69:43]
tenzîlüm mir rabbi-l`âlemîn.تنزيل من رب العالمين
تَنْزِيلٌ مِّن رَّبِّ الْعَالَمِينَ
Elmalılı O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.
Y. Ali(This is) a Message sent down from the Lord of the Worlds.
 Words|تنزيل - (It is) a revelation| من - from| رب - (the) Lord| العالمين - (of) the worlds.|
14.
[69:44]
velev teḳavvele `aleynâ ba`ḍa-l'eḳâvîl.ولو تقول علينا بعض الأقاويل
وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الْأَقَاوِيلِ
Elmalılı O, bize isnâden bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı,
Y. AliAnd if the messenger were to invent any sayings in Our name,
 Words|ولو - And if| تقول - he (had) fabricated| علينا - against Us| بعض - some| الأقاويل - sayings,|
15.
[69:45]
leeḫaẕnâ minhü bilyemîn.لأخذنا منه باليمين
لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَمِينِ
Elmalılı Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık.
Y. AliWe should certainly seize him by his right hand,
 Words|لأخذنا - Certainly We (would) have seized| منه - him| باليمين - by the right hand;|
16.
[69:46]
ŝümme leḳaṭa`nâ minhü-lvetîn.ثم لقطعنا منه الوتين
ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَتِينَ
Elmalılı Sonra da onun şah damarını keser atardık.
Y. AliAnd We should certainly then cut off the artery of his heart:
 Words|ثم - Then| لقطعنا - certainly We (would) have cut off| منه - from him| الوتين - the aorta.|
17.
[69:47]
femâ minküm min eḥadin `anhü ḥâcizîn.فما منكم من أحد عنه حاجزين
فَمَا مِنكُم مِّنْ أَحَدٍ عَنْهُ حَاجِزِينَ
Elmalılı O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.
Y. AliNor could any of you withhold him (from Our wrath).
 Words|فما - And not| منكم - from you| من - any| أحد - one| عنه - [from him]| حاجزين - (who could) prevent (it).|
18.
[69:48]
veinnehû leteẕkiratül lilmütteḳîn.وإنه لتذكرة للمتقين
وَإِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ
Elmalılı O hiç kuşkusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür.
Y. AliBut verily this is a Message for the Allah-fearing.
 Words|وإنه - And indeed, it| لتذكرة - (is) surely a reminder| للمتقين - for the Allah-fearing.|
19.
[69:49]
veinnâ lena`lemü enne minküm mükeẕẕibîn.وإنا لنعلم أن منكم مكذبين
وَإِنَّا لَنَعْلَمُ أَنَّ مِنكُم مُّكَذِّبِينَ
Elmalılı Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmayanlar var.
Y. AliAnd We certainly know that there are amongst you those that reject (it).
 Words|وإنا - And indeed, We| لنعلم - surely know| أن - that| منكم - among you| مكذبين - (are) deniers.|
20.
[69:50]
veinnehû leḥasratün `ale-lkâfirîn.وإنه لحسرة على الكافرين
وَإِنَّهُ لَحَسْرَةٌ عَلَى الْكَافِرِينَ
Elmalılı Kuşkusuz bu Kur'ân kafirler için bir pişmanlık vesilesidir.
Y. AliBut truly (Revelation) is a cause of sorrow for the Unbelievers.
 Words|وإنه - And indeed, it| لحسرة - (is) surely a regret| على - upon| الكافرين - the disbelievers.|
21.
[69:51]
veinnehû leḥaḳḳu-lyeḳîn.وإنه لحق اليقين
وَإِنَّهُ لَحَقُّ الْيَقِينِ
Elmalılı Gerçekten o, şüphe götürmez bir bilgidir.
Y. AliBut verily it is Truth of assured certainty.
 Words|وإنه - And indeed, it (is)| لحق - surely (the) truth| اليقين - (of) certainty.|
22.
[69:52]
fesebbiḥ bismi rabbike-l`ażîm.فسبح باسم ربك العظيم
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ
Elmalılı O halde, haydi tesbih et Rabbinin yüce ismiyle
Y. AliSo glorify the name of thy Lord Most High.
 Words|فسبح - So glorify| باسم - (the) name| ربك - (of) your Lord,| العظيم - the Most Great.|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17