1. [69:50] | veinnehû leḥasratün `ale-lkâfirîn. | وإنه لحسرة على الكافرين وَإِنَّهُ لَحَسْرَةٌ عَلَى الْكَافِرِينَ |
---|
Elmalılı | Kuşkusuz bu Kur'ân kafirler için bir pişmanlık vesilesidir. |
Y. Ali | But truly (Revelation) is a cause of sorrow for the Unbelievers.
|
Words | | وإنه - And indeed, it| لحسرة - (is) surely a regret| على - upon| الكافرين - the disbelievers.| |
Pickthal | And lo! it is indeed an anguish for the disbelievers. |
Arberry | Surely it is a sorrow to the unbelievers; |
Shakir | And most surely it is a great grief to the unbelievers. |
Free Minds | And that it is a distress for the rejecters. |
Qaribullah | Indeed, it is a sorrow to the unbelievers |
Asad | yet, behold, this [rejection] will indeed become a source of bitter regret for all who deny the truth [of God's revelation] - |
Diyanet Vakfı | Muhakkak o, kafirler için bir iç yarasıdır. |
Diyanet | Doğrusu Kuran, inkarcılar için bir üzüntüdür. |
Edip Yüksel | O, inkarcılar için bir üzüntü kaynağıdır. |
Suat Yıldırım | Şüphesiz o, kâfirler için büyük bir pişmanlık ve karşılaşacakları kesin bir gerçektir. [26,200-201; 34,54] |
Yaşar Nuri Öztürk | Ve o, gerçeği örten nankörler/inkârcılar için tam bir hasrettir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve şüphe yok ki Kur'an, kafirlere adeta bir hasrettir. |
Ali Bulaç | Gerçekten o (Kur'an), kafirler için bir hasrettir. |
Süleyman Ateş | Doğrusu o, kafirler için hasrettir. |
Önceki [69:49]< >[69:51] Sonraki |