1. [41:38] | feini-stekberû felleẕîne `inde rabbike yüsebbiḥûne lehû billeyli vennehâri vehüm lâ yes'emûn. | فإن استكبروا فالذين عند ربك يسبحون له بالليل والنهار وهم لا يسأمون فَإِنِ اسْتَكْبَرُوا فَالَّذِينَ عِندَ رَبِّكَ يُسَبِّحُونَ لَهُ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَهُمْ لَا يَسْأَمُونَ |
---|
Elmalılı | Eğer onlar büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabbinin yanındaki melekler gece gündüz O'nu tesbih ederler ve hiç usanmazlar. |
Y. Ali | But is the (Unbelievers) are arrogant, (no matter): for in the presence of thy Lord are those who celebrate His praises by night and by day. And they never flag (nor feel themselves above it).
|
Words | | |
2. [42:5] | tekâdü-ssemâvâtü yetefeṭṭarne min fevḳihinne velmelâiketü yüsebbiḥûne biḥamdi rabbihim veyestagfirûne limen fi-l'arḍ. elâ inne-llâhe hüve-lgafûru-rraḥîm. | تكاد السماوات يتفطرن من فوقهن والملائكة يسبحون بحمد ربهم ويستغفرون لمن في الأرض ألا إن الله هو الغفور الرحيم تَكَادُ السَّمَاوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِن فَوْقِهِنَّ وَالْمَلَائِكَةُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِمَن فِي الْأَرْضِ أَلَا إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ |
---|
Elmalılı | Nerde ise gökler O'nun azametinden tâ üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyorlar. Melekler Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yeryüzünde bulunan kimseler için mağfiret diliyorlar. İyi bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. |
Y. Ali | The heavens are almost rent asunder from above them (by Him Glory): and the angels celebrate the Praises of their Lord, and pray for forgiveness for (all) beings on earth: Behold! Verily Allah is He, the Oft-Forgiving, Most Merciful.
|
Words | | |
3. [43:13] | litestevû `alâ żuhûrihî ŝümme teẕkürû ni`mete rabbiküm iẕe-steveytüm `aleyhi veteḳûlû sübḥâne-lleẕî seḫḫara lenâ hâẕâ vemâ künnâ lehû muḳrinîn. | لتستووا على ظهوره ثم تذكروا نعمة ربكم إذا استويتم عليه وتقولوا سبحان الذي سخر لنا هذا وما كنا له مقرنين لِتَسْتَوُوا عَلَى ظُهُورِهِ ثُمَّ تَذْكُرُوا نِعْمَةَ رَبِّكُمْ إِذَا اسْتَوَيْتُمْ عَلَيْهِ وَتَقُولُوا سُبْحانَ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ |
---|
Elmalılı | Siz onların sırtına binip üzerlerine yerleştiğiniz zaman, Rabbinizin nimetini anarak şöyle diyesiniz: "Bunları bizim hizmetimize veren Allah'ı tenzih ve tesbih ederiz. Yoksa bizim bunlara gücümüz yetmezdi." |
Y. Ali | In order that ye may sit firm and square on their backs, and when so seated, ye may celebrate the (kind) favour of your Lord, and say, "Glory to Him Who has subjected these to our (use), for we could never have accomplished this (by ourselves),
|
Words | | |
4. [43:82] | sübḥâne rabbi-ssemâvâti vel'arḍi rabbi-l`arşi `ammâ yeṣifûn. | سبحان رب السماوات والأرض رب العرش عما يصفون سُبْحَانَ رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ |
---|
Elmalılı | Göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi onların nitelendirdikleri şeyden münezzehtir, yücedir. |
Y. Ali | Glory to the Lord of the heavens and the earth, the Lord of the Throne (of Authority)! (He is free) from the things they attribute (to him)!
|
Words | | |
5. [48:9] | litü'minû billâhi verasûlihî vetü`azzirûhü vetüveḳḳirûh. vetüsebbiḥûhü bükratev veeṣîlâ. | لتؤمنوا بالله ورسوله وتعزروه وتوقروه وتسبحوه بكرة وأصيلا لِتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُ وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا |
---|
Elmalılı | Ki, Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, ve bunu takviye edip, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşam O'nu tesbih edesiniz. |
Y. Ali | In order that ye (O men) may believe in Allah and His Messenger, that ye may assist and honour Him, and celebrate His praise morning and evening.
|
Words | | |
6. [50:39] | faṣbir `alâ mâ yeḳûlûne vesebbiḥ biḥamdi rabbike ḳable ṭulû`i-şşemsi veḳable-lgurûb. | فاصبر على ما يقولون وسبح بحمد ربك قبل طلوع الشمس وقبل الغروب فَاصْبِرْ عَلَى مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ الْغُرُوبِ |
---|
Elmalılı | Ey Muhammed! Onların söylediklerine karşı sabret. Güneşin doğuşundan önce (sabah namazını) ve batışından önce de (öğle ve ikindi namazalarını kılarak) Rabbini Hamd ile tesbih et. |
Y. Ali | Bear, then, with patience, all that they say, and celebrate the praises of thy Lord, before the rising of the sun and before (its) setting.
|
Words | | |
7. [50:40] | vemine-lleyli fesebbiḥhü veedbâra-ssücûd. | ومن الليل فسبحه وأدبار السجود وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَأَدْبَارَ السُّجُودِ |
---|
Elmalılı | Geceleyin (akşam ve yatsı namazlarını kılarak), namazlardan sonra da (vitir ve nafile kılarak) O'nu tesbih et. |
Y. Ali | And during part of the night, (also,) celebrate His praises, and (so likewise) after the postures of adoration.
|
Words | | |
8. [52:43] | em lehüm ilâhün gayru-llâh. sübḥâne-llâhi `ammâ yüşrikûn. | أم لهم إله غير الله سبحان الله عما يشركون أَمْ لَهُمْ إِلَهٌ غَيْرُ اللَّهِ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ |
---|
Elmalılı | Yoksa onların Allah'tan başka bir ilâhı mı var? Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır. |
Y. Ali | Or have they a god other than Allah? Exalted is Allah far above the things they associate with Him!
|
Words | | |
9. [52:48] | vaṣbir liḥukmi rabbike feinneke bia`yüninâ vesebbiḥ biḥamdi rabbike ḥîne teḳûm. | واصبر لحكم ربك فإنك بأعيننا وسبح بحمد ربك حين تقوم وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ |
---|
Elmalılı | Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman Rabbini hamd ile tesbih et. |
Y. Ali | Now await in patience the command of thy Lord: for verily thou art in Our eyes: and celebrate the praises of thy Lord the while thou standest forth,
|
Words | | |
10. [52:49] | vemine-lleyli fesebbiḥhü veidbâra-nnücûm. | ومن الليل فسبحه وإدبار النجوم وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَإِدْبَارَ النُّجُومِ |
---|
Elmalılı | Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışında da O'nu tesbih et |
Y. Ali | And for part of the night also praise thou Him,- and at the retreat of the stars!
|
Words | | |
11. [56:74] | fesebbiḥ bismi rabbike-l`ażîm. | فسبح باسم ربك العظيم فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ |
---|
Elmalılı | Öyleyse büyük Rabbinin adını yücelt. |
Y. Ali | Then celebrate with praises the name of thy Lord, the Supreme!
|
Words | | |
12. [56:96] | fesebbiḥ bismi rabbike-l`ażîm. | فسبح باسم ربك العظيم فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ |
---|
Elmalılı | Öyle ise Rabbini o büyük ismiyle tesbih et. |
Y. Ali | So celebrate with praises the name of thy Lord, the Supreme.
|
Words | | |
13. [57:1] | sebbeḥa lillâhi mâ fi-ssemâvâti vel'arḍ. vehüve-l`azîzü-lḥakîm. | سبح لله ما في السماوات والأرض وهو العزيز الحكيم سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ |
---|
Elmalılı | Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmektedir. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Y. Ali | Whatever is in the heavens and on earth,- let it declare the Praises and Glory of Allah: for He is the Exalted in Might, the Wise.
|
Words | | |
14. [59:1] | sebbeḥa lillâhi mâ fi-ssemâvâti vemâ fi-l'arḍ. vehüve-l`azîzü-lḥakîm. | سبح لله ما في السماوات وما في الأرض وهو العزيز الحكيم سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ |
---|
Elmalılı | Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir, O üstündür, hikmet sahibidir. |
Y. Ali | Whatever is in the heavens and on earth, let it declare the Praises and Glory of Allah: for He is the Exalted in Might, the Wise.
|
Words | | |
15. [59:23] | hüve-llâhü-lleẕî lâ ilâhe illâ hû. elmelikü-lḳuddûsü-sselâmü-lmü'minü-lmüheyminü-l`azîzü-lcebbâru-lmütekebbir. sübḥâne-llâhi `ammâ yüşrikûn. | هو الله الذي لا إله إلا هو الملك القدوس السلام المؤمن المهيمن العزيز الجبار المتكبر سبحان الله عما يشركون هُوَ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلَامُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَزِيزُ الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ |
---|
Elmalılı | O, öyle bir Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mâlik ve sahiptir, münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah puta tapanların ortak koştukları şeylerden münezzehtir. |
Y. Ali | Allah is He, than Whom there is no other god;- the Sovereign, the Holy One, the Source of Peace (and Perfection), the Guardian of Faith, the Preserver of Safety, the Exalted in Might, the Irresistible, the Supreme: Glory to Allah! (High is He) above the partners they attribute to Him.
|
Words | | |
16. [59:24] | hüve-llâhü-lḫâliḳu-lbâriü-lmüṣavviru lehü-l'esmâü-lḥusnâ. yüsebbiḥu lehû mâ fi-ssemâvâti vel'arḍ. vehüve-l`azîzü-lḥakîm. | هو الله الخالق البارئ المصور له الأسماء الحسنى يسبح له ما في السماوات والأرض وهو العزيز الحكيم هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى يُسَبِّحُ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ |
---|
Elmalılı | O, yaratan, var eden, varlıklara şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedirler. O, gâlib olan, her şeyi hikmeti uyarınca yapandır. |
Y. Ali | He is Allah, the Creator, the Evolver, the Bestower of Forms (or Colours). To Him belong the Most Beautiful Names: whatever is in the heavens and on earth, doth declare His Praises and Glory: and He is the Exalted in Might, the Wise.
|
Words | | |
17. [61:1] | sebbeḥa lillâhi mâ fi-ssemâvâti vemâ fi-l'arḍ. vehüve-l`azîzü-lḥakîm. | سبح لله ما في السماوات وما في الأرض وهو العزيز الحكيم سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ |
---|
Elmalılı | Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Allah'ı tesbih eder. O, üstündür, hikmet sahibidir. |
Y. Ali | Whatever is in the heavens and on earth, let it declare the Praises and Glory of Allah: for He is the Exalted in Might, the Wise.
|
Words | | |
18. [62:1] | yüsebbiḥu lillâhi mâ fi-ssemâvâti vemâ fi-l'arḍi-lmeliki-lḳuddûsi-l`azîzi-lḥakîm. | يسبح لله ما في السماوات وما في الأرض الملك القدوس العزيز الحكيم يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ |
---|
Elmalılı | Göklerde ve yerde olanların hepsi padişah, mukaddes, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih etmektedir. |
Y. Ali | Whatever is in the heavens and on earth, doth declare the Praises and Glory of Allah,- the Sovereign, the Holy One, the Exalted in Might, the Wise.
|
Words | | |
19. [64:1] | yüsebbiḥu lillâhi mâ fi-ssemâvâti vemâ fi-l'arḍ. lehü-lmülkü velehü-lḥamd. vehüve `alâ külli şey'in ḳadîr. | يسبح لله ما في السماوات وما في الأرض له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ |
---|
Elmalılı | Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd O'nadır. Her şeye gücü yeten O'dur. |
Y. Ali | Whatever is in the heavens and on earth, doth declare the Praises and Glory of Allah: to Him belongs dominion, and to Him belongs praise: and He has power over all things.
|
Words | | |
20. [68:28] | ḳâle evseṭuhüm elem eḳul leküm levlâ tüsebbiḥûn. | قال أوسطهم ألم أقل لكم لولا تسبحون قَالَ أَوْسَطُهُمْ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ لَوْلَا تُسَبِّحُونَ |
---|
Elmalılı | İçlerinde en makul olanı şöyle dedi: "Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?" |
Y. Ali | Said one of them, more just (than the rest): "Did I not say to you, 'Why not glorify (Allah)?'"
|
Words | | |
21. [68:29] | ḳâlû sübḥâne rabbinâ innâ künnâ żâlimîn. | قالوا سبحان ربنا إنا كنا ظالمين قَالُوا سُبْحَانَ رَبِّنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ |
---|
Elmalılı | "Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz." (dediler). |
Y. Ali | They said: "Glory to our Lord! Verily we have been doing wrong!"
|
Words | | |
22. [69:52] | fesebbiḥ bismi rabbike-l`ażîm. | فسبح باسم ربك العظيم فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ |
---|
Elmalılı | O halde, haydi tesbih et Rabbinin yüce ismiyle |
Y. Ali | So glorify the name of thy Lord Most High.
|
Words | | |
23. [73:7] | inne leke fi-nnehâri sebḥan ṭavîlâ. | إن لك في النهار سبحا طويلا إِنَّ لَكَ فِي النَّهَارِ سَبْحًا طَوِيلًا |
---|
Elmalılı | Çünkü gündüz senin için uzun bir meşguliyet vardır. |
Y. Ali | True, there is for thee by day prolonged occupation with ordinary duties:
|
Words | | |
24. [76:26] | vemine-lleyli fescüd lehû vesebbiḥhü leylen ṭavîlâ. | ومن الليل فاسجد له وسبحه ليلا طويلا وَمِنَ اللَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلًا طَوِيلًا |
---|
Elmalılı | Gecenin bir bölümünde de O'na secde et (akşam ve yatsı namazlarını kıl). Hem de O'nu uzun bir gece tesbih et (teheccüd namazı kıl). |
Y. Ali | And part of the night, prostrate thyself to Him; and glorify Him a long night through.
|
Words | | |
25. [79:3] | vessâbiḥâti sebḥâ. | والسابحات سبحا وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا |
---|
Elmalılı | Yüzüp yüzüp gidenlere, |
Y. Ali | And by those who glide along (on errands of mercy),
|
Words | | |
26. [87:1] | sebbiḥi-sme rabbike-l'a`lâ. | سبح اسم ربك الأعلى سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى |
---|
Elmalılı | Rabbinin yüce adını tesbih et. |
Y. Ali | Glorify the name of thy Guardian-Lord Most High,
|
Words | | |
27. [110:3] | fesebbiḥ biḥamdi rabbike vestagfirh. innehû kâne tevvâbâ. | فسبح بحمد ربك واستغفره إنه كان توابا فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا |
---|
Elmalılı | Rabbini öğerek tesbih et, O'ndan bağışlanmanı dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. |
Y. Ali | Celebrate the praises of thy Lord, and pray for His Forgiveness: For He is Oft-Returning (in Grace and Mercy).
|
Words | | |