1. [23:12] | veleḳad ḫalaḳne-l'insâne min sülâletim min ṭîn. | ولقد خلقنا الإنسان من سلالة من طين وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ مِن سُلَالَةٍ مِّن طِينٍ |
---|
Elmalılı | And olsun biz insanı, çamurdan, bir sülâleden (süzülüp çıkarılmış çamurdan) yarattık. |
Y. Ali | Man We did create from a quintessence (of clay);
|
Words | | |
2. [24:63] | lâ tec`alû dü`âe-rrasûli beyneküm kedü`âi ba`ḍiküm ba`ḍâ. ḳad ya`lemü-llâhü-lleẕîne yetesellelûne minküm livâẕâ. felyaḥẕeri-lleẕîne yüḫâlifûne `an emrih en tüṣîbehüm fitnetün ev yüṣîbehüm `aẕâbün elîm. | لا تجعلوا دعاء الرسول بينكم كدعاء بعضكم بعضا قد يعلم الله الذين يتسللون منكم لواذا فليحذر الذين يخالفون عن أمره أن تصيبهم فتنة أو يصيبهم عذاب أليم لَا تَجْعَلُوا دُعَاءَ الرَّسُولِ بَيْنَكُمْ كَدُعَاءِ بَعْضِكُم بَعْضًا قَدْ يَعْلَمُ اللَّهُ الَّذِينَ يَتَسَلَّلُونَ مِنكُمْ لِوَاذًا فَلْيَحْذَرِ الَّذِينَ يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ أَن تُصِيبَهُمْ فِتْنَةٌ أَوْ يُصِيبَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ |
---|
Elmalılı | (Ey müminler!) Peygamberin davetini, aranızdan bazınızın bazınıza daveti gibi zannetmeyin. İçinizden, birini siper ederek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, O'nun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar. |
Y. Ali | Deem not the summons of the Messenger among yourselves like the summons of one of you to another: Allah doth know those of you who slip away under shelter of some excuse: then let those beware who withstand the Messenger's order, lest some trial befall them, or a grievous penalty be inflicted on them.
|
Words | | |
3. [32:8] | ŝümme ce`ale neslehû min sülâletim mim mâim mehîn. | ثم جعل نسله من سلالة من ماء مهين ثُمَّ جَعَلَ نَسْلَهُ مِن سُلَالَةٍ مِّن مَّاءٍ مَّهِينٍ |
---|
Elmalılı | Sonra da onun soyunu süzülmüş bir özden, değersiz bir sudan yaratmıştır. |
Y. Ali | And made his progeny from a quintessence of the nature of a fluid despised:
|
Words | | |