1. [5:60] | ḳul hel ünebbiüküm bişerrim min ẕâlike meŝûbeten `inde-llâh. mel le`anehü-llâhü vegaḍibe `aleyhi vece`ale minhümü-lḳiradete velḫanâzîra ve`abede-ṭṭâgût. ülâike şerrum mekânev veeḍallü `an sevâi-ssebîl. | قل هل أنبئكم بشر من ذلك مثوبة عند الله من لعنه الله وغضب عليه وجعل منهم القردة والخنازير وعبد الطاغوت أولئك شر مكانا وأضل عن سواء السبيل قُلْ هَلْ أُنَبِّئُكُم بِشَرٍّ مِّن ذَلِكَ مَثُوبَةً عِندَ اللّهِ مَن لَّعَنَهُ اللّهُ وَغَضِبَ عَلَيْهِ وَجَعَلَ مِنْهُمُ الْقِرَدَةَ وَالْخَنَازِيرَ وَعَبَدَ الطَّاغُوتَ أُوْلَـئِكَ شَرٌّ مَّكَاناً وَأَضَلُّ عَن سَوَاءِ السَّبِيلِ |
---|
Elmalılı | De ki: "Allah katında cezaya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmiş ve gazabına uğratmışsa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytana tapanlar yapmışsa, işte bunların makamı daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlardır". |
Y. Ali | Say: "Shall I point out to you something much worse than this, (as judged) by the treatment it received from Allah? those who incurred the curse of Allah and His wrath, those of whom some He transformed into apes and swine, those who worshipped evil;- these are (many times) worse in rank, and far more astray from the even path!"
|
Words | | |
2. [17:72] | vemen kâne fî hâẕihî a`mâ fehüve fi-l'âḫirati a`mâ veeḍallü sebîlâ. | ومن كان في هذه أعمى فهو في الآخرة أعمى وأضل سبيلا وَمَن كَانَ فِي هَـذِهِ أَعْمَى فَهُوَ فِي الْآخِرَةِ أَعْمَى وَأَضَلُّ سَبِيلاً |
---|
Elmalılı | Her kim bu dünyada (manen) kör ise ahirette de kördür. Ve gidişçe daha şaşkındır. |
Y. Ali | But those who were blind in this world, will be blind in the hereafter, and most astray from the Path.
|
Words | | |
3. [20:79] | veeḍalle fir`avnü ḳavmehû vemâ hedâ. | وأضل فرعون قومه وما هدى وَأَضَلَّ فِرْعَوْنُ قَوْمَهُ وَمَا هَدَى |
---|
Elmalılı | Böylece Firavun kavmini yanlış yola sürükledi ve doğru yola götürmedi. |
Y. Ali | Pharaoh led his people astray instead of leading them aright.
|
Words | | |
4. [25:34] | elleẕîne yuḥşerûne `alâ vucûhihim ilâ cehenneme ülâike şerrum mekânev veeḍallü sebîlâ. | الذين يحشرون على وجوههم إلى جهنم أولئك شر مكانا وأضل سبيلا الَّذِينَ يُحْشَرُونَ عَلَى وُجُوهِهِمْ إِلَى جَهَنَّمَ أُوْلَئِكَ شَرٌّ مَّكَانًا وَأَضَلُّ سَبِيلًا |
---|
Elmalılı | O yüzleri üstü cehenneme toplanacaklar var ya! işte onlar, yerleri en kötü, yolları en sapık olanlardır. |
Y. Ali | Those who will be gathered to Hell (prone) on their faces,- they will be in an evil plight, and, as to Path, most astray.
|
Words | | |
5. [47:8] | velleẕîne keferû feta`sel lehüm veeḍalle a`mâlehüm. | والذين كفروا فتعسا لهم وأضل أعمالهم وَالَّذِينَ كَفَرُوا فَتَعْسًا لَّهُمْ وَأَضَلَّ أَعْمَالَهُمْ |
---|
Elmalılı | İnkâr edenlere gelince, artık yıkım onlara. Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır. |
Y. Ali | But those who reject (Allah),- for them is destruction, and (Allah) will render their deeds astray (from their mark).
|
Words | | |