1. [3:9] | rabbenâ inneke câmi`u-nnâsi liyevmil lâ raybe fîh. inne-llâhe lâ yuḫlifü-lmî`âd. | ربنا إنك جامع الناس ليوم لا ريب فيه إن الله لا يخلف الميعاد رَبَّنَا إِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لاَّ رَيْبَ فِيهِ إِنَّ اللّهَ لاَ يُخْلِفُ الْمِيعَادَ |
---|
Elmalılı | Ey Rabbimiz! Muhakkak ki, Sen, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde bütün insanları bir araya toplayacaksın. Muhakkak ki Allah, hiç sözünden caymaz. |
Y. Ali | "Our Lord! Thou art He that will gather mankind Together against a day about which there is no doubt; for Allah never fails in His promise."
|
Words | | |
2. [3:25] | fekeyfe iẕâ cema`nâhüm liyevmil lâ raybe fîhi vevuffiyet küllü nefsim mâ kesebet vehüm lâ yużlemûn. | فكيف إذا جمعناهم ليوم لا ريب فيه ووفيت كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون فَكَيْفَ إِذَا جَمَعْنَاهُمْ لِيَوْمٍ لاَّ رَيْبَ فِيهِ وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ |
---|
Elmalılı | O geleceğinde hiç şüphe olmayan günde kendilerini bir araya topladığımız ve hiç kimseye haksızlık edilmeden herkese ne kazandıysa tamamen ödendiği vakit halleri nasıl olacaktır? |
Y. Ali | But how (will they fare) when we gather them together against a day about which there is no doubt, and each soul will be paid out just what it has earned, without (favour or) injustice?
|
Words | | |
3. [14:42] | velâ taḥsebenne-llâhe gâfilen `ammâ ya`melu-żżâlimûne. innemâ yü'eḫḫiruhüm liyevmin teşḫaṣu fîhi-l'ebṣâr. | ولا تحسبن الله غافلا عما يعمل الظالمون إنما يؤخرهم ليوم تشخص فيه الأبصار وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ |
---|
Elmalılı | Ey Peygamber! Sakın zalimlerin yaptıklarından Allah'ın gâfil olduğunu sanma! Ancak Allah, onların cezalarını, gözlerin dışa fırlayacağı güne erteler. |
Y. Ali | Think not that Allah doth not heed the deeds of those who do wrong. He but giveth them respite against a Day when the eyes will fixedly stare in horror,-
|
Words | | |
4. [21:47] | veneḍa`u-lmevâzîne-lḳiṣṭa liyevmi-lḳiyâmeti felâ tużlemü nefsün şey'â. vein kâne miŝḳâle ḥabbetim min ḫardelin eteynâ bihâ. vekefâ binâ ḥâsibîn. | ونضع الموازين القسط ليوم القيامة فلا تظلم نفس شيئا وإن كان مثقال حبة من خردل أتينا بها وكفى بنا حاسبين وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَإِن كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ |
---|
Elmalılı | Biz kıyamet günü için doğru teraziler kurarız; hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir (tartıya koyarız.). Hesap görenler olarak da biz kâfiyiz. |
Y. Ali | We shall set up scales of justice for the Day of Judgment, so that not a soul will be dealt with unjustly in the least, and if there be (no more than) the weight of a mustard seed, We will bring it (to account): and enough are We to take account.
|
Words | | |
5. [38:53] | hâẕâ mâ tû`adûne liyevmi-lḥisâb. | هذا ما توعدون ليوم الحساب هَذَا مَا تُوعَدُونَ لِيَوْمِ الْحِسَابِ |
---|
Elmalılı | O hesap günü için size vaad edilen işte budur. |
Y. Ali | Such is the Promise made, to you for the Day of Account!
|
Words | | |
6. [64:9] | yevme yecme`uküm liyevmi-lcem`i ẕâlike yevmü-ttegâbün. vemey yü'mim billâhi veya`mel ṣâliḥay yükeffir `anhü seyyiâtihî veyüdḫilhü cennâtin tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ ebedâ. ẕâlike-lfevzü-l`ażîm. | يوم يجمعكم ليوم الجمع ذلك يوم التغابن ومن يؤمن بالله ويعمل صالحا يكفر عنه سيئاته ويدخله جنات تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها أبدا ذلك الفوز العظيم يَوْمَ يَجْمَعُكُمْ لِيَوْمِ الْجَمْعِ ذَلِكَ يَوْمُ التَّغَابُنِ وَمَن يُؤْمِن بِاللَّهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ وَيُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ |
---|
Elmalılı | Toplanma günü için sizi topladığı zaman var ya, işte o gün, kimin aldandığının açığa çıkacağı aldanma günüdür. Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter ve onu, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur. |
Y. Ali | The Day that He assembles you (all) for a Day of Assembly,- that will be a Day of mutual loss and gain (among you), and those who believe in Allah and work righteousness,- He will remove from them their ills, and He will admit them to Gardens beneath which Rivers flow, to dwell therein for ever: that will be the Supreme Achievement.
|
Words | | |
7. [77:13] | liyevmi-lfaṣl. | ليوم الفصل لِيَوْمِ الْفَصْلِ |
---|
Elmalılı | Hüküm gününe.. |
Y. Ali | For the Day of Sorting out.
|
Words | | |
8. [83:5] | liyevmin `ażîm. | ليوم عظيم لِيَوْمٍ عَظِيمٍ |
---|
Elmalılı | Büyük bir gün için. |
Y. Ali | On a Mighty Day,
|
Words | | |