1. [2:131] | iẕ ḳâle lehû rabbühû eslim ḳâle eslemtü lirabbi-l`âlemîn. | إذ قال له ربه أسلم قال أسلمت لرب العالمين إِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُ أَسْلِمْ قَالَ أَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Rabbi ona, "İslâm ol!" emrini verince, o "Ben âlemlerin Rabbine teslim oldum." dedi. |
Y. Ali | Behold! his Lord said to him: "Bow (thy will to Me):" He said: "I bow (my will) to the Lord and Cherisher of the Universe."
|
Words | | |
2. [6:71] | ḳul ened`û min dûni-llâhi mâ lâ yenfe`unâ velâ yeḍurrunâ venüraddü `alâ a`ḳâbinâ ba`de iẕ hedâne-llâhü kelleẕi-stehvethü-şşeyâṭînü fi-l'arḍi ḥayrân. lehû aṣḥâbüy yed`ûnehû ile-lhüde-'tinâ. ḳul inne hüde-llâhi hüve-lhüdâ. veümirnâ linüslime lirabbi-l`âlemîn. | قل أندعو من دون الله ما لا ينفعنا ولا يضرنا ونرد على أعقابنا بعد إذ هدانا الله كالذي استهوته الشياطين في الأرض حيران له أصحاب يدعونه إلى الهدى ائتنا قل إن هدى الله هو الهدى وأمرنا لنسلم لرب العالمين قُلْ أَنَدْعُواْ مِن دُونِ اللّهِ مَا لاَ يَنفَعُنَا وَلاَ يَضُرُّنَا وَنُرَدُّ عَلَى أَعْقَابِنَا بَعْدَ إِذْ هَدَانَا اللّهُ كَالَّذِي اسْتَهْوَتْهُ الشَّيَاطِينُ فِي الْأَرْضِ حَيْرَانَ لَهُ أَصْحَابٌ يَدْعُونَهُ إِلَى الْهُدَى ائْتِنَا قُلْ إِنَّ هُدَى اللّهِ هُوَ الْهُدَى وَأُمِرْنَا لِنُسْلِمَ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | De ki: "Biz Allah'ı bırakıp da bize fayda veya zarar vermeyen şeylere mi yalvaralım? Allah bizi doğru yola kavuşturduktan sonra ardımıza mı dönelim? Arkadaşları, bize gel, diye doğru yola çağırdıkları halde yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşıp, şeytanların ayartarak uçuruma çektikleri ahmak gibi mi olalım?". De ki: "Allah'ın gösterdiği yol, yegane doğru yoldur. Bize, bütün âlemlerin Rabb'ine teslim olmamız emrolundu". |
Y. Ali | Say: "Shall we indeed call on others besides Allah,- things that can do us neither good nor harm,- and turn on our heels after receiving guidance from Allah? - like one whom the evil ones have made into a fool, wandering bewildered through the earth, his friends calling, come to us', (vainly) guiding him to the path." Say: "Allah's guidance is the (only) guidance, and we have been directed to submit ourselves to the Lord of the worlds;-
|
Words | | |
3. [40:66] | ḳul innî nühîtü en a`büde-lleẕîne ted`ûne min dûni-llâhi lemmâ câeniye-lbeyyinâtü mir rabbî veümirtü en üslime lirabbi-l`âlemîn. | قل إني نهيت أن أعبد الذين تدعون من دون الله لما جاءني البينات من ربي وأمرت أن أسلم لرب العالمين قُلْ إِنِّي نُهِيتُ أَنْ أَعْبُدَ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ لَمَّا جَاءَنِيَ الْبَيِّنَاتُ مِن رَّبِّي وَأُمِرْتُ أَنْ أُسْلِمَ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | De ki: "Bana Rabbimden apaçık deliller geldiği zaman, ben o sizin Allah'ı bırakıp taptıklarınıza ibadet etmekten kesinlikle men edildim ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi." |
Y. Ali | Say: "I have been forbidden to invoke those whom ye invoke besides Allah,- seeing that the Clear Signs have come to me from my Lord; and I have been commanded to bow (in Islam) to the Lord of the Worlds."
|
Words | | |
4. [83:6] | yevme yeḳûmü-nnâsü lirabbi-l`âlemîn. | يوم يقوم الناس لرب العالمين يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | Öyle bir gün ki, insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar. |
Y. Ali | A Day when (all) mankind will stand before the Lord of the Worlds?
|
Words | | |