1. [26:75] | ḳâle eferaeytüm mâ küntüm ta`büdûn. | قال أفرأيتم ما كنتم تعبدون قَالَ أَفَرَأَيْتُم مَّا كُنتُمْ تَعْبُدُونَ |
---|
Elmalılı | İbrahim dedi ki: "İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın olsun, neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?" |
Y. Ali | He said: "Do ye then see whom ye have been worshipping,-
|
Words | | |
2. [39:38] | velein seeltehüm men ḫaleḳa-ssemâvâti vel'arḍa leyeḳûlünne-llâh. ḳul eferaeytüm mâ ted`ûne min dûni-llâhi in erâdeniye-llâhü biḍurrin hel hünne kâşifâtü ḍurrihî ev erâdenî biraḥmetin hel hünne mümsikâtü raḥmetih. ḳul ḥasbiye-llâh. `aleyhi yetevekkelü-lmütevekkilûn. | ولئن سألتهم من خلق السماوات والأرض ليقولن الله قل أفرأيتم ما تدعون من دون الله إن أرادني الله بضر هل هن كاشفات ضره أو أرادني برحمة هل هن ممسكات رحمته قل حسبي الله عليه يتوكل المتوكلون وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ قُلْ أَفَرَأَيْتُم مَّا تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ إِنْ أَرَادَنِيَ اللَّهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّهِ أَوْ أَرَادَنِيَ بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِهِ قُلْ حَسْبِيَ اللَّهُ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ |
---|
Elmalılı | Andolsun ki onlara: "O gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan: "Elbette Allah!" diyeceklerdir. O halde gördünüz ya Allah'tan başka çağırdıklarınızı! Eğer Allah bana bir zarar vermek isterse, onlar O'nun zararını giderebilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun rahmetini tutabilirler mi? De ki: "Allah, bana yeter." Tevekkül edenler, hep O'na dayanırlar. |
Y. Ali | If indeed thou ask them who it is that created the heavens and the earth, they would be sure to say, "Allah". Say: "See ye then? the things that ye invoke besides Allah,- can they, if Allah wills some Penalty for me, remove His Penalty?- Or if He wills some Grace for me, can they keep back his Grace?" Say: "Sufficient is Allah for me! In Him trust those who put their trust."
|
Words | | |
3. [53:19] | eferaeytümü-llâte vel`uzzâ. | أفرأيتم اللات والعزى أَفَرَأَيْتُمُ اللَّاتَ وَالْعُزَّى |
---|
Elmalılı | Siz de gördünüz değil mi o Lât ve Uzza'yı? |
Y. Ali | Have ye seen Lat. and 'Uzza,
|
Words | | |
4. [56:58] | eferaeytüm mâ tümnûn. | أفرأيتم ما تمنون أَفَرَأَيْتُم مَّا تُمْنُونَ |
---|
Elmalılı | Attığınız meniyi gördünüz mü? |
Y. Ali | Do ye then see?- The (human Seed) that ye throw out,-
|
Words | | |
5. [56:63] | eferaeytüm mâ taḥruŝûn. | أفرأيتم ما تحرثون أَفَرَأَيْتُم مَّا تَحْرُثُونَ |
---|
Elmalılı | Ektiğinizi gördünüz mü? |
Y. Ali | See ye the seed that ye sow in the ground?
|
Words | | |
6. [56:68] | eferaeytümü-lmâe-lleẕî teşrabûn. | أفرأيتم الماء الذي تشربون أَفَرَأَيْتُمُ الْمَاءَ الَّذِي تَشْرَبُونَ |
---|
Elmalılı | İçtiğiniz suya baktınız mı? |
Y. Ali | See ye the water which ye drink?
|
Words | | |
7. [56:71] | eferaeytümü-nnâra-lletî tûrûn. | أفرأيتم النار التي تورون أَفَرَأَيْتُمُ النَّارَ الَّتِي تُورُونَ |
---|
Elmalılı | Yaktığınız ateşi gördünüz mü? |
Y. Ali | See ye the Fire which ye kindle?
|
Words | | |