Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 Surah :  79 - NaziatGörüntülenen ayetler : 31 ... 46 | 46 - Sure no: 79
1.
[79:31]
aḫrace minhâ mâehâ vemer`âhâ.أخرج منها ماءها ومرعاها
أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا
Elmalılı Ondan suyunu ve otlağını çıkardı.
Y. AliHe draweth out therefrom its moisture and its pasture;
 Words|أخرج - He brought forth| منها - from it,| ماءها - its water| ومرعاها - and its pasture,|
2.
[79:32]
velcibâle ersâhâ.والجبال أرساها
وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا
Elmalılı Dağlarını oturttu.
Y. AliAnd the mountains hath He firmly fixed;-
 Words|والجبال - And the mountains,| أرساها - He made them firm,|
3.
[79:33]
metâ`al leküm velien`âmiküm.متاعا لكم ولأنعامكم
مَتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ
Elmalılı Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için.
Y. AliFor use and convenience to you and your cattle.
 Words|متاعا - (As) a provision| لكم - for you| ولأنعامكم - and for your cattle.|
4.
[79:34]
feiẕâ câeti-ṭṭâmmetü-lkübrâ.فإذا جاءت الطامة الكبرى
فَإِذَا جَاءَتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَى
Elmalılı Fakat o her şeyi bastıran büyük felaket geldiği vakit,
Y. AliTherefore, when there comes the great, overwhelming (Event),-
 Words|فإذا - But when| جاءت - comes| الطامة - the Overwhelming Calamity| الكبرى - the great,|
5.
[79:35]
yevme yeteẕekkeru-l'insânü mâ se`â.يوم يتذكر الإنسان ما سعى
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ مَا سَعَى
Elmalılı O, insanın neyin peşinde koştuğunu anladığı gün,
Y. AliThe Day when man shall remember (all) that he strove for,
 Words|يوم - (The) Day| يتذكر - will remember| الإنسان - man| ما - what| سعى - he strove (for),|
6.
[79:36]
vebürrizeti-lceḥîmü limey yerâ.وبرزت الجحيم لمن يرى
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَن يَرَى
Elmalılı Gören kimseler için cehennem hortlatıldığı vakit,
Y. AliAnd Hell-Fire shall be placed in full view for (all) to see,-
 Words|وبرزت - And will be made manifest| الجحيم - the Hellfire| لمن - to (him) who| يرى - sees,|
7.
[79:37]
feemmâ men ṭagâ.فأما من طغى
فَأَمَّا مَن طَغَى
Elmalılı Artık her kim azgınlık etmiş,
Y. AliThen, for such as had transgressed all bounds,
 Words|فأما - Then as for| من - (him) who| طغى - transgressed,|
8.
[79:38]
veâŝera-lḥayâte-ddünyâ.وآثر الحياة الدنيا
وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
Elmalılı Ve dünya hayatını tercih etmişse,
Y. AliAnd had preferred the life of this world,
 Words|وآثر - And preferred| الحياة - the life| الدنيا - (of) the world,|
9.
[79:39]
feinne-lceḥîme hiye-lme'vâ.فإن الجحيم هي المأوى
فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَى
Elmalılı Kuşkusuz onun varacağı yer cehennemdir.
Y. AliThe Abode will be Hell-Fire;
 Words|فإن - Then indeed,| الجحيم - the Hellfire,| هي - it| المأوى - (is) the refuge.|
10.
[79:40]
veemmâ men ḫâfe meḳâme rabbihî venehe-nnefse `ani-lhevâ.وأما من خاف مقام ربه ونهى النفس عن الهوى
وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَى
Elmalılı Kim de Rabbinin divanında durmaktan korkmuş, nefsini boş heveslerden menetmiş ise,
Y. AliAnd for such as had entertained the fear of standing before their Lord's (tribunal) and had restrained (their) soul from lower desires,
 Words|وأما - But as for| من - (him) who| خاف - feared| مقام - standing| ربه - (before) his Lord,| ونهى - and restrained| النفس - his soul| عن - from| الهوى - the vain desires,|
11.
[79:41]
feinne-lcennete hiye-lme'vâ.فإن الجنة هي المأوى
فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَى
Elmalılı Kuşkusuz onun varacağı yer cennettir.
Y. AliTheir abode will be the Garden.
 Words|فإن - Then indeed,| الجنة - Paradise -| هي - it (is)| المأوى - the refuge.|
12.
[79:42]
yes'elûneke `ani-ssâ`ati eyyâne mürsâhâ.يسألونك عن الساعة أيان مرساها
يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا
Elmalılı Sana o kıyameti soruyorlar, ne zaman kopacak diye.
Y. AliThey ask thee about the Hour,-'When will be its appointed time?
 Words|يسألونك - They ask you| عن - about| الساعة - the Hour,| أيان - when| مرساها - (is) its arrival?|
13.
[79:43]
fîme ente min ẕikrâhâ.فيم أنت من ذكراها
فِيمَ أَنتَ مِن ذِكْرَاهَا
Elmalılı Sen nerde, onu anlatmak nerde?!
Y. AliWherein art thou (concerned) with the declaration thereof?
 Words|فيم - In what| أنت - (are) you| من - [of]| ذكراها - (to) mention it?|
14.
[79:44]
ilâ rabbike müntehâhâ.إلى ربك منتهاها
إِلَى رَبِّكَ مُنتَهَاهَا
Elmalılı Onun son ilmi Rabbine aittir.
Y. AliWith thy Lord in the Limit fixed therefor.
 Words|إلى - To| ربك - your Lord| منتهاها - (is) its finality.|
15.
[79:45]
innemâ ente münẕiru mey yaḫşâhâ.إنما أنت منذر من يخشاها
إِنَّمَا أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَاهَا
Elmalılı Sen ancak ondan korkacak olanları uyarıcısın.
Y. AliThou art but a Warner for such as fear it.
 Words|إنما - Only| أنت - you| منذر - (are) a warner| من - (for him) who| يخشاها - fears it.|
16.
[79:46]
keennehüm yevme yeravnehâ lem yelbeŝû illâ `aşiyyeten ev ḍuḥâhâ.كأنهم يوم يرونها لم يلبثوا إلا عشية أو ضحاها
كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا
Elmalılı Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.
Y. AliThe Day they see it, (It will be) as if they had tarried but a single evening, or (at most till) the following morn!
 Words|كأنهم - As though they,| يوم - (the) Day| يرونها - they see it,| لم - not| يلبثوا - they had remained| إلا - except| عشية - an evening| أو - or| ضحاها - a morning thereof.|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17