1. [79:41] | feinne-lcennete hiye-lme'vâ. | فإن الجنة هي المأوى فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَى |
---|
Elmalılı | Kuşkusuz onun varacağı yer cennettir. |
Y. Ali | Their abode will be the Garden.
|
Words | | فإن - Then indeed,| الجنة - Paradise -| هي - it (is)| المأوى - the refuge.| |
Pickthal | Lo! the Garden will be his home. |
Arberry | surely Paradise shall be the refuge. |
Shakir | Then surely the garden-- that is the abode. |
Free Minds | The Paradise will be the abode. |
Qaribullah | indeed, their refuge shall be Paradise. |
Asad | paradise will truly be the goal! |
Diyanet Vakfı | Şüphesiz cennet(onun) yegane barınağıdır. |
Diyanet | Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir. |
Edip Yüksel | Gidilecek yer cennet olacaktır. |
Suat Yıldırım | Onun varacağı yer de olsa olsa cennettir! |
Yaşar Nuri Öztürk | Cennet, barınağın ta kendisidir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki cennettir onun yeriyurdu. |
Ali Bulaç | Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir. |
Süleyman Ateş | Onun barınağı da cennettir. |
Önceki [79:40]< >[79:42] Sonraki |