1. [27:60] | emmen ḫaleḳa-ssemâvâti vel'arḍa veenzele leküm mine-ssemâi mââ. feembetnâ bihî ḥadâiḳa ẕâte behceh. mâ kâne leküm en tümbitû şecerahâ. eilâhüm me`a-llâh. bel hüm ḳavmüy ya`dilûn. | أمن خلق السماوات والأرض وأنزل لكم من السماء ماء فأنبتنا به حدائق ذات بهجة ما كان لكم أن تنبتوا شجرها أإله مع الله بل هم قوم يعدلون أَمَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَأَنزَلَ لَكُم مِّنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنبَتْنَا بِهِ حَدَائِقَ ذَاتَ بَهْجَةٍ مَّا كَانَ لَكُمْ أَن تُنبِتُوا شَجَرَهَا أَإِلَهٌ مَّعَ اللَّهِ بَلْ هُمْ قَوْمٌ يَعْدِلُونَ |
---|
Elmalılı | (Onlar mı hayırlı) yoksa, gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? Çünkü biz onunla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler bitirmişizdir. Allah'la beraber başka bir ilâh mı var! Doğrusu onlar sapıklıkta devameden bir güruhtur. |
Y. Ali | Or, Who has created the heavens and the earth, and Who sends you down rain from the sky? Yea, with it We cause to grow well-planted orchards full of beauty of delight: it is not in your power to cause the growth of the trees in them. (Can there be another) god besides Allah? Nay, they are a people who swerve from justice.
|
Words | | |
2. [31:10] | ḫaleḳa-ssemâvâti bigayri `amedin teravnehâ veelḳâ fi-l'arḍi ravâsiye en temîde biküm vebeŝŝe fîhâ min külli dâbbeh. veenzelnâ mine-ssemâi mâen feembetnâ fîhâ min külli zevcin kerîm. | خلق السماوات بغير عمد ترونها وألقى في الأرض رواسي أن تميد بكم وبث فيها من كل دابة وأنزلنا من السماء ماء فأنبتنا فيها من كل زوج كريم خَلَقَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا وَأَلْقَى فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَن تَمِيدَ بِكُمْ وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَابَّةٍ وَأَنزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ |
---|
Elmalılı | O, gökleri direksiz yarattı, onları görüyorsunuz. Yeryüzüne de sizi çalkalar diye ağır baskılar (sabit ve büyük dağlar) bıraktı ve orada herbir hayvandan üretti. Hem biz gökten bir su indirdik de orada her güzel çiftten (veya her hoş çeşitten) bitkiler yetiştirdik. |
Y. Ali | He created the heavens without any pillars that ye can see; He set on the earth mountains standing firm, lest it should shake with you; and He scattered through it beasts of all kinds. We send down rain from the sky, and produce on the earth every kind of noble creature, in pairs.
|
Words | | |
3. [50:9] | venezzelnâ mine-ssemâi mâem mübâraken feembetnâ bihî cennâtiv veḥabbe-lḥaṣîd. | ونزلنا من السماء ماء مباركا فأنبتنا به جنات وحب الحصيد وَنَزَّلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً مُّبَارَكًا فَأَنبَتْنَا بِهِ جَنَّاتٍ وَحَبَّ الْحَصِيدِ |
---|
Elmalılı | Bir de gökten bereketli bir su indirip de onunla bağlar, bahçeler ve biçilecek taneler bitirmekteyiz. |
Y. Ali | And We send down from the sky rain charted with blessing, and We produce therewith gardens and Grain for harvests;
|
Words | | |
4. [80:27] | feembetnâ fîhâ ḥabbâ. | فأنبتنا فيها حبا فَأَنبَتْنَا فِيهَا حَبًّا |
---|
Elmalılı | Bu suretle orada ekinler bitirdik. |
Y. Ali | And produce therein corn,
|
Words | | |