Kelime

Kelime<not selected>
Kökخشع
Konum[:]
NoTkrKelime
1 5 خاشعة
2 3 خاشعين
3 1 تخشع
4 1 خشوعا
5 1 خاشعون
6 1 والخاشعات
7 1 خاشعا
8 1 وخشعت
9 1 والخاشعين
10 1 الخاشعين
11 1 خشعا
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 1 ... 16 | 16 - Kök: خشع
1.
[2:45]
veste`înû biṣṣabri veṣṣalâh. veinnehâ lekebîratün illâ `ale-lḫâşi`în.واستعينوا بالصبر والصلاة وإنها لكبيرة إلا على الخاشعين
وَاسْتَعِينُواْ بِالصَّبْرِ وَالصَّلاَةِ وَإِنَّهَا لَكَبِيرَةٌ إِلاَّ عَلَى الْخَاشِعِينَ
Elmalılı Bir de sabırla, namazla yardım isteyin. Şüphesiz bu, (Allah'a) saygılı olanlardan başkasına ağır gelir.
Y. AliNay, seek (Allah's) help with patient perseverance and prayer: It is indeed hard, except to those who bring a lowly spirit,-
 Words|
2.
[3:199]
veinne min ehli-lkitâbi lemey yü'minü billâhi vemâ ünzile ileyküm vemâ ünzile ileyhim ḫâşi`îne lillâhi lâ yeşterûne biâyâti-llâhi ŝemenen ḳalîlâ. ülâike lehüm ecruhüm `inde rabbihim. inne-llâhe serî`u-lḥisâb.وإن من أهل الكتاب لمن يؤمن بالله وما أنزل إليكم وما أنزل إليهم خاشعين لله لا يشترون بآيات الله ثمنا قليلا أولئك لهم أجرهم عند ربهم إن الله سريع الحساب
وَإِنَّ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَمَن يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْكُمْ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِمْ خَاشِعِينَ لِلّهِ لاَ يَشْتَرُونَ بِآيَاتِ اللّهِ ثَمَنًا قَلِيلاً أُوْلَـئِكَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ إِنَّ اللّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ
Elmalılı Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanırlar, size indirilene ve kendilerine indirileneAllah'a boyun eğerek inanırlar. Allah'ın âyetlerini az bir değere değişmezler. Onların mükafatı da Allah katındadır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.
Y. AliAnd there are, certainly, among the People of the Book, those who believe in Allah, in the revelation to you, and in the revelation to them, bowing in humility to Allah: They will not sell the Signs of Allah for a miserable gain! For them is a reward with their Lord, and Allah is swift in account.
 Words|
3.
[17:109]
veyeḫirrûne lil'eẕḳâni yebkûne veyezîdühüm ḫuşû`â.ويخرون للأذقان يبكون ويزيدهم خشوعا
وَيَخِرُّونَ لِلْأَذْقَانِ يَبْكُونَ وَيَزِيدُهُمْ خُشُوعًا
Elmalılı Ve ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanırlar. Hem de bu Kur'ân'ı işitmek onların Allah'a teslimiyetlerini daha da artırır.
Y. AliThey fall down on their faces in tears, and it increases their (earnest) humility.
 Words|
4.
[20:108]
yevmeiẕiy yettebi`ûne-ddâ`iye lâ `ivece leh. veḫaşe`ati-l'aṣvâtü lirraḥmâni felâ tesme`u illâ hemsâ.يومئذ يتبعون الداعي لا عوج له وخشعت الأصوات للرحمن فلا تسمع إلا همسا
يَوْمَئِذٍ يَتَّبِعُونَ الدَّاعِيَ لَا عِوَجَ لَهُ وَخَشَعَتِ الْأَصْوَاتُ لِلرَّحْمَنِ فَلَا تَسْمَعُ إِلَّا هَمْسًا
Elmalılı O gün, hiçbir tarafa sapmadan o davetçiye (Sûr'a üfleyenin çağrısına) uyarlar. Öyleki, Rahmân'ın heybetinden sesler kısılmıştır. Artık bir fısıltıdan başka hiçbir şey işitemezsin.
Y. AliOn that Day will they follow the Caller (straight): no crookedness (can they show) him: all sounds shall humble themselves in the Presence of (Allah) Most Gracious: nothing shalt thou hear but the tramp of their feet (as they march).
 Words|
5.
[21:90]
festecebnâ leh. vevehebnâ lehû yaḥyâ veaṣlaḥnâ lehû zevceh. innehüm kânû yüsâri`ûne fi-lḫayrâti veyed`ûnenâ ragabev verahebâ. vekânû lenâ ḫâşi`în.فاستجبنا له ووهبنا له يحيى وأصلحنا له زوجه إنهم كانوا يسارعون في الخيرات ويدعوننا رغبا ورهبا وكانوا لنا خاشعين
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيَى وَأَصْلَحْنَا لَهُ زَوْجَهُ إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا وَكَانُوا لَنَا خَاشِعِينَ
Elmalılı Biz de duasını kabul ile icabet ettik de kendisine Yahya'yı ihsan ettik. Ve eşini (doğum yapmaya) elverişli hale getirdik. Doğrusu onlar iyiliklerde yarışıyorlar, umarak ve korkarak bize yalvarıyorlardı. Bize karşı derin saygı duyuyorlardı.
Y. AliSo We listened to him: and We granted him Yahya: We cured his wife's (Barrenness) for him. These (three) were ever quick in emulation in good works; they used to call on Us with love and reverence, and humble themselves before Us.
 Words|
6.
[23:2]
elleẕîne hüm fî ṣalâtihim ḫâşi`ûn.الذين هم في صلاتهم خاشعون
الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ
Elmalılı Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler,
Y. AliThose who humble themselves in their prayers;
 Words|
7.
[33:35]
inne-lmüslimîne velmüslimâti velmü'minîne velmü'minâti velḳânitîne velḳânitâti veṣṣâdiḳîne veṣṣâdiḳâti veṣṣâbirîne veṣṣâbirâti velḫâşi`îne velḫâşi`âti velmüteṣaddiḳîne velmüteṣaddiḳâti veṣṣâimîne veṣṣâimâti velḥâfiżîne fürûcehüm velḥâfiżâti veẕẕâkirîne-llâhe keŝîrav veẕẕâkirâti e`adde-llâhü lehüm magfiratev veecran `ażîmâ.إن المسلمين والمسلمات والمؤمنين والمؤمنات والقانتين والقانتات والصادقين والصادقات والصابرين والصابرات والخاشعين والخاشعات والمتصدقين والمتصدقات والصائمين والصائمات والحافظين فروجهم والحافظات والذاكرين الله كثيرا والذاكرات أعد الله لهم مغفرة وأجرا عظيما
إِنَّ الْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ وَالْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْقَانِتِينَ وَالْقَانِتَاتِ وَالصَّادِقِينَ وَالصَّادِقَاتِ وَالصَّابِرِينَ وَالصَّابِرَاتِ وَالْخَاشِعِينَ وَالْخَاشِعَاتِ وَالْمُتَصَدِّقِينَ وَالْمُتَصَدِّقَاتِ وَالصَّائِمِينَ وَالصَّائِمَاتِ وَالْحَافِظِينَ فُرُوجَهُمْ وَالْحَافِظَاتِ وَالذَّاكِرِينَ اللَّهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ أَعَدَّ اللَّهُ لَهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
Elmalılı Şüphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaat eden erkeklerle itaat eden kadınlar, sadık erkeklerle sadık kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, mütevazi erkeklerle mütevazi kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkeklerle Allah'ı çok zikreden kadınlar var ya, işte onlar için Allah bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
Y. AliFor Muslim men and women,- for believing men and women, for devout men and women, for true men and women, for men and women who are patient and constant, for men and women who humble themselves, for men and women who give in Charity, for men and women who fast (and deny themselves), for men and women who guard their chastity, and for men and women who engage much in Allah's praise,- for them has Allah prepared forgiveness and great reward.
 Words|
8.
[41:39]
vemin âyâtihî enneke tera-l'arḍa ḫâşi`aten feiẕâ enzelnâ `aleyhe-lmâe-htezzet verabet. inne-lleẕî aḥyâhâ lemuḥyi-lmevtâ. innehû `alâ külli şey'in ḳadîr.ومن آياته أنك ترى الأرض خاشعة فإذا أنزلنا عليها الماء اهتزت وربت إن الذي أحياها لمحيي الموتى إنه على كل شيء قدير
وَمِنْ آيَاتِهِ أَنَّكَ تَرَى الْأَرْضَ خَاشِعَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ إِنَّ الَّذِي أَحْيَاهَا لَمُحْيِي الْمَوْتَى إِنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Elmalılı Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen de Allah'ın kudretinin delillerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır. Şüphesiz ki ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir. Doğrusu O'nun her şeye gücü yeter.
Y. AliAnd among His Signs in this: thou seest the earth barren and desolate; but when We send down rain to it, it is stirred to life and yields increase. Truly, He Who gives life to the (dead) earth can surely give life to (men) who are dead. For He has power over all things.
 Words|
9.
[42:45]
veterâhüm yü`raḍûne `aleyhâ ḫâşi`îne mine-ẕẕülli yenżurûne min ṭarfin ḫafiyy. veḳâle-lleẕîne âmenû inne-lḫâsirîne-lleẕîne ḫasirû enfüsehüm veehlîhim yevme-lḳiyâmeh. elâ inne-żżâlimîne fî `aẕâbim müḳîm.وتراهم يعرضون عليها خاشعين من الذل ينظرون من طرف خفي وقال الذين آمنوا إن الخاسرين الذين خسروا أنفسهم وأهليهم يوم القيامة ألا إن الظالمين في عذاب مقيم
وَتَرَاهُمْ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا خَاشِعِينَ مِنَ الذُّلِّ يَنظُرُونَ مِن طَرْفٍ خَفِيٍّ وَقَالَ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ الْخَاسِرِينَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنفُسَهُمْ وَأَهْلِيهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَلَا إِنَّ الظَّالِمِينَ فِي عَذَابٍ مُّقِيمٍ
Elmalılı Sen, onların aşağılıktan dolayı başları öne eğilmiş, göz ucuyla gizli gizli etrafa bakarlarken ateşe sunulduklarını görürsün, iman edenler de: "Gerçekten zarara uğrayanlar hem kendilerine hem de ailelerine kıyamet günü yazık etmiş olan kimselerdir."diyeceklerdir. İyi bilin ki zalimler devamlı bir azap içerisindedirler.
Y. AliAnd thou wilt see them brought forward to the (Penalty), in a humble frame of mind because of (their) disgrace, (and) looking with a stealthy glance. And the Believers will say: "Those are indeed in loss, who have given to perdition their own selves and those belonging to them on the Day of Judgment. Behold! Truly the Wrong-doers are in a lasting Penalty!"
 Words|
10.
[54:7]
ḫuşşe`an ebṣâruhüm yaḫrucûne mine-l'ecdâŝi keennehüm cerâdüm münteşir.خشعا أبصارهم يخرجون من الأجداث كأنهم جراد منتشر
خُشَّعًا أَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ كَأَنَّهُمْ جَرَادٌ مُّنتَشِرٌ
Elmalılı Gözleri düşkün düşkün (zelil ve hakir) kabirlerinden çıkarlar, sanki yayılan çekirgeler gibidirler.
Y. AliThey will come forth,- their eyes humbled - from (their) graves, (torpid) like locusts scattered abroad,
 Words|
11.
[57:16]
elem ye'ni lilleẕîne âmenû en taḫşe`a ḳulûbühüm liẕikri-llâhi vemâ nezele mine-lḥaḳḳi velâ yekûnû kelleẕîne ûtü-lkitâbe min ḳablü feṭâle `aleyhimü-l'emedü feḳaset ḳulûbühüm. vekeŝîrum minhüm fâsiḳûn.ألم يأن للذين آمنوا أن تخشع قلوبهم لذكر الله وما نزل من الحق ولا يكونوا كالذين أوتوا الكتاب من قبل فطال عليهم الأمد فقست قلوبهم وكثير منهم فاسقون
أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَن تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِن قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ
Elmalılı İnananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki, kalbleri Allah'ın zikrine ve inen hakka saygı duysun ve bundan önce kendilerine verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar?
Y. AliHas not the Time arrived for the Believers that their hearts in all humility should engage in the remembrance of Allah and of the Truth which has been revealed (to them), and that they should not become like those to whom was given Revelation aforetime, but long ages passed over them and their hearts grew hard? For many among them are rebellious transgressors.
 Words|
12.
[59:21]
lev enzelnâ hâẕe-lḳur'âne `alâ cebelil lera'eytehû ḫâşi`am müteṣaddi`am min ḫaşyeti-llâh. vetilke-l'emŝâlü naḍribühâ linnâsi le`allehüm yetefekkerûn.لو أنزلنا هذا القرآن على جبل لرأيته خاشعا متصدعا من خشية الله وتلك الأمثال نضربها للناس لعلهم يتفكرون
لَوْ أَنزَلْنَا هَذَا الْقُرْآنَ عَلَى جَبَلٍ لَّرَأَيْتَهُ خَاشِعًا مُّتَصَدِّعًا مِّنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَتِلْكَ الْأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
Elmalılı Biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün. Bu misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz.
Y. AliHad We sent down this Qur'an on a mountain, verily, thou wouldst have seen it humble itself and cleave asunder for fear of Allah. Such are the similitudes which We propound to men, that they may reflect.
 Words|
13.
[68:43]
ḫâşi`aten ebṣâruhüm terheḳuhüm ẕilleh. veḳad kânû yüd`avne ile-ssücûdi vehüm sâlimûn.خاشعة أبصارهم ترهقهم ذلة وقد كانوا يدعون إلى السجود وهم سالمون
خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ وَقَدْ كَانُوا يُدْعَوْنَ إِلَى السُّجُودِ وَهُمْ سَالِمُونَ
Elmalılı Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.
Y. AliTheir eyes will be cast down,- ignominy will cover them; seeing that they had been summoned aforetime to bow in adoration, while they were whole, (and had refused).
 Words|
14.
[70:44]
ḫâşi`aten ebṣâruhüm terheḳuhüm ẕilleh. ẕâlike-lyevmü-lleẕî kânû yû`adûn.خاشعة أبصارهم ترهقهم ذلة ذلك اليوم الذي كانوا يوعدون
خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ذَلِكَ الْيَوْمُ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ
Elmalılı Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür.
Y. AliTheir eyes lowered in dejection,- ignominy covering them (all over)! such is the Day the which they are promised!
 Words|
15.
[79:9]
ebṣâruhâ ḫâşi`ah.أبصارها خاشعة
أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ
Elmalılı Gözler kalkmaz saygıdan.
Y. AliCast down will be (their owners') eyes.
 Words|
16.
[88:2]
vucûhüy yevmeiẕin ḫâşi`ah.وجوه يومئذ خاشعة
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ
Elmalılı Yüzler var ki, o gün eğilmiş, zillete düşmüştür.
Y. AliSome faces, that Day, will be humiliated,
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17