1. [70:30] | illâ `alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânühüm feinnehüm gayru melûmîn. | إلا على أزواجهم أو ما ملكت أيمانهم فإنهم غير ملومين إِلَّا عَلَى أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ |
---|
Elmalılı | Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. |
Y. Ali | Except with their wives and the (captives) whom their right hands possess,- for (then) they are not to be blamed,
|
Words | | |
2. [72:21] | ḳul innî lâ emlikü leküm ḍarrav velâ raşedâ. | قل إني لا أملك لكم ضرا ولا رشدا قُلْ إِنِّي لَا أَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلَا رَشَدًا |
---|
Elmalılı | De ki, "Haberiniz olsun, ben size kendiliğimden ne bir zarar verebilirim, ne de bir yol gösterebilirim." |
Y. Ali | Say: "It is not in my power to cause you harm, or to bring you to right conduct."
|
Words | | |
3. [74:31] | vemâ ce`alnâ aṣḥâbe-nnâri illâ melâikeh. vemâ ce`alnâ `iddetehüm illâ fitnetel lilleẕîne keferû liyesteyḳine-lleẕîne ûtü-lkitâbe veyezdâde-lleẕîne âmenû îmânev velâ yertâbe-lleẕîne ûtü-lkitâbe velmü'minûne veliyeḳûle-lleẕîne fî ḳulûbihim meraḍuv velkâfirûne mâẕâ erâde-llâhü bihâẕâ meŝelâ. keẕâlike yüḍillü-llâhü mey yeşâü veyehdî mey yeşâ'. vemâ ya`lemü cünûde rabbike illâ hû. vemâ hiye illâ ẕikrâ lilbeşer. | وما جعلنا أصحاب النار إلا ملائكة وما جعلنا عدتهم إلا فتنة للذين كفروا ليستيقن الذين أوتوا الكتاب ويزداد الذين آمنوا إيمانا ولا يرتاب الذين أوتوا الكتاب والمؤمنون وليقول الذين في قلوبهم مرض والكافرون ماذا أراد الله بهذا مثلا كذلك يضل الله من يشاء ويهدي من يشاء وما يعلم جنود ربك إلا هو وما هي إلا ذكرى للبشر وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذِينَ آمَنُوا إِيْمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلًا كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَن يَشَاءُ وَيَهْدِي مَن يَشَاءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَى لِلْبَشَرِ |
---|
Elmalılı | Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir. |
Y. Ali | And We have set none but angels as Guardians of the Fire; and We have fixed their number only as a trial for Unbelievers,- in order that the People of the Book may arrive at certainty, and the Believers may increase in Faith,- and that no doubts may be left for the People of the Book and the Believers, and that those in whose hearts is a disease and the Unbelievers may say, "What symbol doth Allah intend by this?" Thus doth Allah leave to stray whom He pleaseth, and guide whom He pleaseth: and none can know the forces of thy Lord, except He and this is no other than a warning to mankind.
|
Words | | |
4. [76:20] | veiẕâ raeyte ŝemme raeyte ne`îmev vemülken kebîrâ. | وإذا رأيت ثم رأيت نعيما وملكا كبيرا وَإِذَا رَأَيْتَ ثَمَّ رَأَيْتَ نَعِيمًا وَمُلْكًا كَبِيرًا |
---|
Elmalılı | Orada nereye baksan bir nimet ve pek büyük bir mülk görürsün. |
Y. Ali | And when thou lookest, it is there thou wilt see a Bliss and a Realm Magnificent.
|
Words | | |
5. [78:37] | rabbi-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehüme-rraḥmâni lâ yemlikûne minhü ḫiṭâbâ. | رب السماوات والأرض وما بينهما الرحمن لا يملكون منه خطابا رَّبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرحْمَنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا |
---|
Elmalılı | O, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Rahmân'dır. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz. |
Y. Ali | (From) the Lord of the heavens and the earth, and all between, (Allah) Most Gracious: None shall have power to argue with Him.
|
Words | | |
6. [78:38] | yevme yeḳûmü-rrûḥu velmelâiketü ṣaffâ. lâ yetekellemûne illâ men eẕine lehü-rraḥmânü veḳâle ṣavâbâ. | يوم يقوم الروح والملائكة صفا لا يتكلمون إلا من أذن له الرحمن وقال صوابا يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرحْمَنُ وَقَالَ صَوَابًا |
---|
Elmalılı | O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler. |
Y. Ali | The Day that the Spirit and the angels will stand forth in ranks, none shall speak except any who is permitted by (Allah) Most Gracious, and He will say what is right.
|
Words | | |
7. [82:19] | yevme lâ temlikü nefsül linefsin şey'â. vel'emru yevmeiẕil lillâh. | يوم لا تملك نفس لنفس شيئا والأمر يومئذ لله يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِّنَفْسٍ شَيْئًا وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِّلَّهِ |
---|
Elmalılı | O gün, hiç kimsenin başkası için hiçbir şeye sahip olamadığı gündür. O gün buyruk yalnız Allah'ındır. |
Y. Ali | (It will be) the Day when no soul shall have power (to do) aught for another: For the command, that Day, will be (wholly) with Allah.
|
Words | | |
8. [85:9] | elleẕî lehû mülkü-ssemâvâti vel'arḍ. vellâhü `alâ külli şey'in şehîd. | الذي له ملك السماوات والأرض والله على كل شيء شهيد الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ |
---|
Elmalılı | O Allah ki, göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur ve Allah her şeye şahittir. |
Y. Ali | Him to Whom belongs the dominion of the heavens and the earth! And Allah is Witness to all things.
|
Words | | |
9. [89:22] | vecâe rabbüke velmelekü ṣaffen ṣaffâ. | وجاء ربك والملك صفا صفا وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا |
---|
Elmalılı | Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman, |
Y. Ali | And thy Lord cometh, and His angels, rank upon rank,
|
Words | | |
10. [97:4] | tenezzelü-lmelâiketü verrûḥu fîhâ biiẕni rabbihim. min külli emr. | تنزل الملائكة والروح فيها بإذن ربهم من كل أمر تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ |
---|
Elmalılı | Melekler ve Ruh (Cebrail veya Ruh adındaki melek) o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler. |
Y. Ali | Therein come down the angels and the Spirit by Allah's permission, on every errand:
|
Words | | |
11. [114:2] | meliki-nnâs. | ملك الناس مَلِكِ النَّاسِ |
---|
Elmalılı | İnsanların hükümdârına, |
Y. Ali | The King (or Ruler) of Mankind,
|
Words | | |