Kelime

Kelime<not selected>
Kökعشو
Konum[:]
NoTkrKelime
1 4 وعشيا
2 4 بالعشي
3 2 والعشي
4 1 يعش
5 1 عشية
6 1 العشاء
7 1 عشاء
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 1 ... 14 | 14 - Kök: عشو
1.
[3:41]
ḳâle rabbi-c`al lî âyeh. ḳâle âyetüke ellâ tükellime-nnâse ŝelâŝete eyyâmin illâ ramzâ. veẕkür rabbeke keŝîrav vesebbiḥ bil`aşiyyi vel'ibkâr.قال رب اجعل لي آية قال آيتك ألا تكلم الناس ثلاثة أيام إلا رمزا واذكر ربك كثيرا وسبح بالعشي والإبكار
قَالَ رَبِّ اجْعَل لِّي آيَةً قَالَ آيَتُكَ أَلاَّ تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ إِلاَّ رَمْزًا وَاذْكُر رَّبَّكَ كَثِيرًا وَسَبِّحْ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ
Elmalılı Zekeriyya: "Rabbim! (oğlum olacağına dair) bana bir alâmet ver" dedi. Allah da buyurdu ki: "Senin için alâmet, insanlara üç gün, işaretten başka söz söyleyememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et".
Y. AliHe said: "O my Lord! Give me a Sign!" "Thy Sign," was the answer, "Shall be that thou shalt speak to no man for three days but with signals. Then celebrate the praises of thy Lord again and again, and glorify Him in the evening and in the morning."
 Words|
2.
[6:52]
velâ taṭrudi-lleẕîne yed`ûne rabbehüm bilgadâti vel`aşiyyi yürîdûne vecheh. mâ `aleyke min ḥisâbihim min şey'iv vemâ min ḥisâbike `aleyhim min şey'in fetaṭrudehüm fetekûne mine-żżâlimîn.ولا تطرد الذين يدعون ربهم بالغداة والعشي يريدون وجهه ما عليك من حسابهم من شيء وما من حسابك عليهم من شيء فتطردهم فتكون من الظالمين
وَلاَ تَطْرُدِ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُم بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ مَا عَلَيْكَ مِنْ حِسَابِهِم مِّن شَيْءٍ وَمَا مِنْ حِسَابِكَ عَلَيْهِم مِّن شَيْءٍ فَتَطْرُدَهُمْ فَتَكُونَ مِنَ الظَّالِمِينَ
Elmalılı Sırf Allah'ın rızasını dileyerek sabah akşam Rab'lerine dua edenleri huzurundan kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değiller. Onları yanından kovduğun takdirde zalimlerden olursun.
Y. AliSend not away those who call on their Lord morning and evening, seeking His face. In naught art thou accountable for them, and in naught are they accountable for thee, that thou shouldst turn them away, and thus be (one) of the unjust.
 Words|
3.
[12:16]
vecâû ebâhüm `işâey yebkûn.وجاءوا أباهم عشاء يبكون
وَجَاؤُواْ أَبَاهُمْ عِشَاءً يَبْكُونَ
Elmalılı Ve yatsı vakti, ağlayarak babalarına geldiler.
Y. AliThen they came to their father in the early part of the night, weeping.
 Words|
4.
[18:28]
vaṣbir nefseke me`a-lleẕîne yed`ûne rabbehüm bilgadâti vel`aşiyyi yürîdûne vechehû velâ ta`dü `aynâke `anhüm. türîdü zînete-lḥayâti-ddünyâ velâ tüṭi` men agfelnâ ḳalbehû `an ẕikrinâ vettebe`a hevâhû vekâne emruhû füruṭâ.واصبر نفسك مع الذين يدعون ربهم بالغداة والعشي يريدون وجهه ولا تعد عيناك عنهم تريد زينة الحياة الدنيا ولا تطع من أغفلنا قلبه عن ذكرنا واتبع هواه وكان أمره فرطا
وَاصْبِرْ نَفْسَكَ مَعَ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُم بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ وَلاَ تَعْدُ عَيْنَاكَ عَنْهُمْ تُرِيدُ زِينَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلاَ تُطِعْ مَنْ أَغْفَلْنَا قَلْبَهُ عَن ذِكْرِنَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ وَكَانَ أَمْرُهُ فُرُطًا
Elmalılı Nefsince de, sabah akşam rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret. Sen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye uyma.
Y. AliAnd keep thy soul content with those who call on their Lord morning and evening, seeking His Face; and let not thine eyes pass beyond them, seeking the pomp and glitter of this Life; no obey any whose heart We have permitted to neglect the remembrance of Us, one who follows his own desires, whose case has gone beyond all bounds.
 Words|
5.
[19:11]
feḫarace `alâ ḳavmihî mine-lmiḥrâbi feevḥâ ileyhim en sebbiḥû bükratev ve`aşiyyâ.فخرج على قومه من المحراب فأوحى إليهم أن سبحوا بكرة وعشيا
فَخَرَجَ عَلَى قَوْمِهِ مِنَ الْمِحْرَابِ فَأَوْحَى إِلَيْهِمْ أَن سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
Elmalılı Nihayet (birgün konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı çıktı da onlara "Sabah ve akşam (Rabbinizi) tesbih edin" diye işaret etti.
Y. AliSo Zakariya came out to his people from him chamber: He told them by signs to celebrate Allah's praises in the morning and in the evening.
 Words|
6.
[19:62]
lâ yesme`ûne fîhâ lagven illâ selâmâ. velehüm rizḳuhüm fîhâ bükratev ve`aşiyyâ.لا يسمعون فيها لغوا إلا سلاما ولهم رزقهم فيها بكرة وعشيا
لاَ يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا إِلاَّ سَلاَمًا وَلَهُمْ رِزْقُهُمْ فِيهَا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
Elmalılı Onlar orada boş bir söz işitmezler. Ancak "Selam" işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır.
Y. AliThey will not there hear any vain discourse, but only salutations of Peace: And they will have therein their sustenance, morning and evening.
 Words|
7.
[24:58]
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû liyeste'ẕinkümü-lleẕîne meleket eymânüküm velleẕîne lem yeblügü-lḥulûme minküm ŝelâŝe merrât. min ḳabli ṣalâti-lfecri veḥîne teḍa`ûne ŝiyâbeküm mine-żżahîrati vemim ba`di ṣalâti-l`işâ'. ŝelâŝü `avrâtil leküm. leyse `aleyküm velâ `aleyhim cünâḥum ba`dehünn. ṭavvâfûne `aleyküm ba`ḍuküm `alâ ba`ḍ. keẕâlike yübeyyinü-llâhü lekümü-l'âyât. vellâhü `alîmün ḥakîm.يا أيها الذين آمنوا ليستأذنكم الذين ملكت أيمانكم والذين لم يبلغوا الحلم منكم ثلاث مرات من قبل صلاة الفجر وحين تضعون ثيابكم من الظهيرة ومن بعد صلاة العشاء ثلاث عورات لكم ليس عليكم ولا عليهم جناح بعدهن طوافون عليكم بعضكم على بعض كذلك يبين الله لكم الآيات والله عليم حكيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لِيَسْتَأْذِنكُمُ الَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ وَالَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا الْحُلُمَ مِنكُمْ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ مِن قَبْلِ صَلَاةِ الْفَجْرِ وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُم مِّنَ الظَّهِيرَةِ وَمِن بَعْدِ صَلَاةِ الْعِشَاءِ ثَلَاثُ عَوْرَاتٍ لَّكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌ بَعْدَهُنَّ طَوَّافُونَ عَلَيْكُم بَعْضُكُمْ عَلَى بَعْضٍ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Elmalılı Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz erginlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar mahrem halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için, ne de onlar için bir mahzur yoktur. (Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz.) İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Y. AliO ye who believe! let those whom your right hands possess, and the (children) among you who have not come of age ask your permission (before they come to your presence), on three occasions: before morning prayer; the while ye doff your clothes for the noonday heat; and after the late-night prayer: these are your three times of undress: outside those times it is not wrong for you or for them to move about attending to each other: Thus does Allah make clear the Signs to you: for Allah is full of knowledge and wisdom.
 Words|
8.
[30:18]
velehü-lḥamdü fi-ssemâvâti vel'arḍi ve`aşiyyev veḥîne tużhirûn.وله الحمد في السماوات والأرض وعشيا وحين تظهرون
وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ
Elmalılı Göklerde ve yerde, ikindileyin de, öğleye erdiğiniz zaman da hamd O'na mahsustur.
Y. AliYea, to Him be praise, in the heavens and on earth; and in the late afternoon and when the day begins to decline.
 Words|
9.
[38:18]
innâ seḫḫarne-lcibâle me`ahû yüsebbiḥne bil`aşiyyi vel'işrâḳ.إنا سخرنا الجبال معه يسبحن بالعشي والإشراق
إِنَّا سَخَّرْنَا الْجِبَالَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِشْرَاقِ
Elmalılı Biz, dağları onun emrine vermiştik. Akşamsabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
Y. AliIt was We that made the hills declare, in unison with him, Our Praises, at eventide and at break of day,
 Words|
10.
[38:31]
iẕ `uriḍa `aleyhi bil`aşiyyi-ṣṣâfinâtü-lciyâd.إذ عرض عليه بالعشي الصافنات الجياد
إِذْ عُرِضَ عَلَيْهِ بِالْعَشِيِّ الصَّافِنَاتُ الْجِيَادُ
Elmalılı Hani kendisine bir zaman akşam üstü iyi cins ve rahvan atlar gösterilmişti.
Y. AliBehold, there were brought before him, at eventide coursers of the highest breeding, and swift of foot;
 Words|
11.
[40:46]
ennâru yü`raḍûne `aleyhâ gudüvvev ve`aşiyyâ. veyevme teḳûmü-ssâ`ah. edḫilû âle fir`avne eşedde-l`aẕâb.النار يعرضون عليها غدوا وعشيا ويوم تقوم الساعة أدخلوا آل فرعون أشد العذاب
النَّارُ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا غُدُوًّا وَعَشِيًّا وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ أَدْخِلُوا آلَ فِرْعَوْنَ أَشَدَّ الْعَذَابِ
Elmalılı Onlar, sabah akşam ateşe arzolunurlar. Kıyamet kopacağı gün de: "Firavun hanedanını azabın en şiddetlisine tıkın!" (denilecektir).
Y. AliIn front of the Fire will they be brought, morning and evening: And (the sentence will be) on the Day that Judgment will be established: "Cast ye the People of Pharaoh into the severest Penalty!"
 Words|
12.
[40:55]
faṣbir inne va`de-llâhi ḥaḳḳuv vestagfir liẕembike vesebbiḥ biḥamdi rabbike bil`aşiyyi vel'ibkâr.فاصبر إن وعد الله حق واستغفر لذنبك وسبح بحمد ربك بالعشي والإبكار
فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنبِكَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ
Elmalılı O halde sabret. Çünkü Allah'ın vaadi haktır. Hem günahından dolayı istiğfar et ve akşam sabah Rabbini hamdiyle tesbih et.
Y. AliPatiently, then, persevere: for the Promise of Allah is true: and ask forgiveness for thy fault, and celebrate the Praises of thy Lord in the evening and in the morning.
 Words|
13.
[43:36]
vemey ya`şü `an ẕikri-rraḥmâni nüḳayyiḍ lehû şeyṭânen fehüve lehû ḳarîn.ومن يعش عن ذكر الرحمن نقيض له شيطانا فهو له قرين
وَمَن يَعْشُ عَن ذِكْرِ الرَّحْمَنِ نُقَيِّضْ لَهُ شَيْطَانًا فَهُوَ لَهُ قَرِينٌ
Elmalılı Her kim Rahman olan Allah'ın zikrinden yüz çevirirse biz ona bir şeytan musallat ederiz. Artık o şeytan onun yakın dostudur.
Y. AliIf anyone withdraws himself from remembrance of (Allah) Most Gracious, We appoint for him an evil one, to be an intimate companion to him.
 Words|
14.
[79:46]
keennehüm yevme yeravnehâ lem yelbeŝû illâ `aşiyyeten ev ḍuḥâhâ.كأنهم يوم يرونها لم يلبثوا إلا عشية أو ضحاها
كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا
Elmalılı Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.
Y. AliThe Day they see it, (It will be) as if they had tarried but a single evening, or (at most till) the following morn!
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17