1. [22:29] | ŝümme liyaḳḍû tefeŝehüm velyûfû nüẕûrahüm velyeṭṭavvefû bilbeyti-l`atîḳ. | ثم ليقضوا تفثهم وليوفوا نذورهم وليطوفوا بالبيت العتيق ثُمَّ لْيَقْضُوا تَفَثَهُمْ وَلْيُوفُوا نُذُورَهُمْ وَلْيَطَّوَّفُوا بِالْبَيْتِ الْعَتِيقِ |
---|
Elmalılı | Sonra kirlerini giderip temizlensinler. Adaklarını yerine getirsinler. Kâbeyi tavaf etsinler. |
Y. Ali | "Then let them complete the rites prescribed for them, perform their vows, and (again) circumambulate the Ancient House."
|
Words | | |
2. [22:33] | leküm fîhâ menâfi`u ilâ ecelim müsemmen ŝümme meḥillühâ ile-lbeyti-l`atîḳ. | لكم فيها منافع إلى أجل مسمى ثم محلها إلى البيت العتيق لَكُمْ فِيهَا مَنَافِعُ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ مَحِلُّهَا إِلَى الْبَيْتِ الْعَتِيقِ |
---|
Elmalılı | Sizin için onlarda belli bir süreye kadar bir takım faydalar vardır. Sonra bunlar Beyti atik (kâbe) de son bulurlar. |
Y. Ali | In them ye have benefits for a term appointed: in the end their place of sacrifice is near the Ancient House.
|
Words | | |