Kelime

Kelime<not selected>
Kökعذر
Konum[:]
NoTkrKelime
1 3 تعتذروا
2 2 عذرا
3 2 معذرتهم
4 1 يعتذرون
5 1 فيعتذرون
6 1 معاذيره
7 1 المعذرون
8 1 معذرة
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :   - -Görüntülenen ayetler : 1 ... 11 | 11 - Kök: عذر
1.
[7:164]
veiẕ ḳâlet ümmetüm minhüm lime te`iżûne ḳavmen-llâhü mühlikühüm ev mü`aẕẕibühüm `aẕâben şedîdâ. ḳâlû ma`ẕiraten ilâ rabbiküm vele`allehüm yetteḳûn.وإذ قالت أمة منهم لم تعظون قوما الله مهلكهم أو معذبهم عذابا شديدا قالوا معذرة إلى ربكم ولعلهم يتقون
وَإِذْ قَالَتْ أُمَّةٌ مِّنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْمًا اللّهُ مُهْلِكُهُمْ أَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا قَالُواْ مَعْذِرَةً إِلَى رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
Elmalılı İçlerinden bir topluluk, "Allah'ın helâk edeceği, ya da çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dediği vakit, o uyarıda bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafından mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakınırlar diye."
Y. AliWhen some of them said: "Why do ye preach to a people whom Allah will destroy or visit with a terrible punishment?"- said the preachers:" To discharge our duty to your Lord, and perchance they may fear Him."
 Words|
2.
[9:66]
lâ ta`teẕirû ḳad kefertüm ba`de îmâniküm. in na`fü `an ṭâifetim minküm nü`aẕẕib ṭâifetem biennehüm kânû mücrimîn.لا تعتذروا قد كفرتم بعد إيمانكم إن نعف عن طائفة منكم نعذب طائفة بأنهم كانوا مجرمين
لاَ تَعْتَذِرُواْ قَدْ كَفَرْتُم بَعْدَ إِيمَانِكُمْ إِن نَّعْفُ عَن طَآئِفَةٍ مِّنكُمْ نُعَذِّبْ طَآئِفَةً بِأَنَّهُمْ كَانُواْ مُجْرِمِينَ
Elmalılı Boşuna özür dilemeyin, iman ettik dedikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden bir kısmını affetsek bile bir kısmını suçlarında ısrar ettikleri için azabımıza uğratacağız.
Y. AliMake ye no excuses: ye have rejected Faith after ye had accepted it. If We pardon some of you, We will punish others amongst you, for that they are in sin.
 Words|
3.
[9:90]
vecâe-lmü`aẕẕirûne mine-l'a`râbi liyü'ẕene lehüm veḳa`ade-lleẕîne keẕebü-llâhe verasûleh. seyüṣîbü-lleẕîne keferû minhüm `aẕâbün elîm.وجاء المعذرون من الأعراب ليؤذن لهم وقعد الذين كذبوا الله ورسوله سيصيب الذين كفروا منهم عذاب أليم
وَجَاءَ الْمُعَذِّرُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ لِيُؤْذَنَ لَهُمْ وَقَعَدَ الَّذِينَ كَذَبُواْ اللّهَ وَرَسُولَهُ سَيُصِيبُ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Elmalılı Bedevilerden özür bahane edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah'a ve Resulüne yalan söyleyenler de oturdular kaldılar. Bunlardan kâfir olanlara acıklı bir azap isabet edecektir.
Y. AliAnd there were, among the desert Arabs (also), men who made excuses and came to claim exemption; and those who were false to Allah and His Messenger (merely) sat inactive. Soon will a grievous penalty seize the Unbelievers among them.
 Words|
4.
[9:94]
ya`teẕirûne ileyküm iẕâ raca`tüm ileyhim. ḳul lâ ta`teẕirû len nü'mine leküm ḳad nebbeene-llâhü min aḫbâriküm. veseyere-llâhü `ameleküm verasûlühû ŝümme türaddûne ilâ `âlimi-lgaybi veşşehâdeti feyünebbiüküm bimâ küntüm ta`melûn.يعتذرون إليكم إذا رجعتم إليهم قل لا تعتذروا لن نؤمن لكم قد نبأنا الله من أخباركم وسيرى الله عملكم ورسوله ثم تردون إلى عالم الغيب والشهادة فينبئكم بما كنتم تعملون
يَعْتَذِرُونَ إِلَيْكُمْ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ قُل لاَّ تَعْتَذِرُواْ لَن نُّؤْمِنَ لَكُمْ قَدْ نَبَّأَنَا اللّهُ مِنْ أَخْبَارِكُمْ وَسَيَرَى اللّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Elmalılı Savaştan dönüp yanlarına geldiğinizde size özür beyan edecekler. De ki: "Özür beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Allah bize, sizin durumunuzdan haberler verdi". Bundan sonra da Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir. Daha sonra da gizliyi ve âşikârı bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O vakit O, size neler yapmış olduğunuzu tek tek haber verecektir.
Y. AliThey will present their excuses to you when ye return to them. Say thou: "Present no excuses: we shall not believe you: Allah hath already informed us of the true state of matters concerning you: It is your actions that Allah and His Messenger will observe: in the end will ye be brought back to Him Who knoweth what is hidden and what is open: then will He show you the truth of all that ye did."
 Words|
5.
[18:76]
ḳâle in seeltüke `an şey'im ba`dehâ felâ tüṣâḥibnî. ḳad belagte mil ledünnî `uẕrâ.قال إن سألتك عن شيء بعدها فلا تصاحبني قد بلغت من لدني عذرا
قَالَ إِن سَأَلْتُكَ عَن شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلاَ تُصَاحِبْنِي قَدْ بَلَغْتَ مِن لَّدُنِّي عُذْرًا
Elmalılı (Musa) dedi ki: "Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam bana arkadaş olma! Hakikaten benim tarafımdan ileri sürülebilecek son mazerete ulaştın.
Y. Ali(Moses) said: "If ever I ask thee about anything after this, keep me not in thy company: then wouldst thou have received (full) excuse from my side."
 Words|
6.
[30:57]
feyevmeiẕil lâ yenfe`u-lleẕîne żalemû ma`ẕiratühüm velâ hüm yüsta`tebûn.فيومئذ لا ينفع الذين ظلموا معذرتهم ولا هم يستعتبون
فَيَوْمَئِذٍ لَّا يَنفَعُ الَّذِينَ ظَلَمُوا مَعْذِرَتُهُمْ وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ
Elmalılı Artık o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir. Onların dertlerinin çaresine de bakılmayacaktır.
Y. AliSo on that Day no excuse of theirs will avail the transgressors, nor will they be invited (then) to seek grace (by repentance).
 Words|
7.
[40:52]
yevme lâ yenfe`u-żżâlimîne ma`ẕiratühüm velehümü-lla`netü velehüm sûü-ddâr.يوم لا ينفع الظالمين معذرتهم ولهم اللعنة ولهم سوء الدار
يَوْمَ لَا يَنفَعُ الظَّالِمِينَ مَعْذِرَتُهُمْ وَلَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ
Elmalılı O gün zalimlere özür dilemeleri fayda vermez. Onlara lanet vardır, onlara yurdun kötüsü (cehennem) vardır.
Y. AliThe Day when no profit will it be to Wrong-doers to present their excuses, but they will (only) have the Curse and the Home of Misery.
 Words|
8.
[66:7]
yâ eyyühe-lleẕîne keferû lâ ta`teẕirü-lyevm. innemâ tüczevne mâ küntüm ta`melûn.يا أيها الذين كفروا لا تعتذروا اليوم إنما تجزون ما كنتم تعملون
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَعْتَذِرُوا الْيَوْمَ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Elmalılı (İnkâr edenlere): "Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz." (denilir.)
Y. Ali(They will say), "O ye Unbelievers! Make no excuses this Day! Ye are being but requited for all that ye did!"
 Words|
9.
[75:15]
velev elḳâ me`âẕîrah.ولو ألقى معاذيره
وَلَوْ أَلْقَى مَعَاذِيرَهُ
Elmalılı Bir takım özürler ortaya atsa da.
Y. AliEven though he were to put up his excuses.
 Words|
10.
[77:6]
`uẕran ev nüẕrâ.عذرا أو نذرا
عُذْرًا أَوْ نُذْرًا
Elmalılı Gerek özür için olsun, gerek uyarı için,
Y. AliWhether of Justification or of Warning;-
 Words|
11.
[77:36]
velâ yü'ẕenü lehüm feya`teẕirûn.ولا يؤذن لهم فيعتذرون
وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ
Elmalılı Kendilerine izin de verilmez ki, özür beyan etsinler.
Y. AliNor will it be open to them to put forth pleas.
 Words|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17