1. [38:31] | iẕ `uriḍa `aleyhi bil`aşiyyi-ṣṣâfinâtü-lciyâd. | إذ عرض عليه بالعشي الصافنات الجياد إِذْ عُرِضَ عَلَيْهِ بِالْعَشِيِّ الصَّافِنَاتُ الْجِيَادُ |
---|
Elmalılı | Hani kendisine bir zaman akşam üstü iyi cins ve rahvan atlar gösterilmişti. |
Y. Ali | Behold, there were brought before him, at eventide coursers of the highest breeding, and swift of foot;
|
Words | | إذ - When| عرض - were displayed| عليه - to him| بالعشي - in the afternoon| الصافنات - excellent bred steeds.| الجياد - excellent bred steeds.| |
Pickthal | When there were shown to him at eventide lightfooted coursers |
Arberry | When in the evening were presented to him the standing steeds, |
Shakir | When there were brought to him in the evening (horses) still when standing, swift when running-- |
Free Minds | When, during sunset, well trained horses were displayed before him. |
Qaribullah | When his dressage steeds were presented to him in the evening, |
Asad | [and even] when, towards the close of day, nobly-bred, swift-footed steeds were brought before him, |
Diyanet Vakfı | Akşama doğru kendisine, üç ayağının üzerine durup bir ayağını tırnağının üzerine diken çalımlı ve safkan koşu atları sunulmuştu. |
Diyanet | Ona bir akşam üstü, çalımlı, cins koşu atları sunulmuştu. |
Edip Yüksel | Bir akşam, ona güzel koşu atları sunulmuştu. |
Suat Yıldırım | Hani bir gün ikindi vakti ona, durduğunda sakin, koştuğu zaman ise süratli safkan koşu atları gösterilmişti. |
Yaşar Nuri Öztürk | Akşam üstü kendisine, üç ayak üzerine basıp bir ayağını tırnak üstüne diken saf kan koşu atları sunulmuştu. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Hani ona, üç ayağının üstünde duran ve ön ayaklarından birini büküp tırnağını yere dayayan yürük atlar arzedilmişti öğleden sonra. |
Ali Bulaç | Hani ona akşama yakın, bir ayağını tırnağı üstüne diken, öbür üç ayağıyla toprağı kazıyan, yağız atlar sunulmuştu. |
Süleyman Ateş | Akşam üstü kendisine safin (görkemli) hızlı koşan (saf kan Arap) atları gösterilmişti. |
Önceki [38:30]< >[38:32] Sonraki |