1. [11:56] | innî tevekkeltü `ale-llâhi rabbî verabbiküm. mâ min dâbbetin illâ hüve âḫiẕüm binâṣiyetihâ. inne rabbî `alâ ṣirâṭim müsteḳîm. | إني توكلت على الله ربي وربكم ما من دابة إلا هو آخذ بناصيتها إن ربي على صراط مستقيم إِنِّي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّهِ رَبِّي وَرَبِّكُم مَّا مِن دَآبَّةٍ إِلاَّ هُوَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبِّي عَلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ |
---|
Elmalılı | "Ben muhakkak ki, hem benim Rabbim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a dayanmaktayım. Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, idaresi ve yönetimi O'nun elinde olmasın. Benim Rabbim, hiç şüphe yok ki, doğru yoldadır." |
Y. Ali | "I put my trust in Allah, My Lord and your Lord! There is not a moving creature, but He hath grasp of its fore-lock. Verily, it is my Lord that is on a straight Path.
|
Words | | |
2. [55:41] | yü`rafü-lmücrimûne bisîmâhüm feyü'ḫaẕü binnevâṣî vel'aḳdâm. | يعرف المجرمون بسيماهم فيؤخذ بالنواصي والأقدام يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ |
---|
Elmalılı | Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur. |
Y. Ali | (For) the sinners will be known by their marks: and they will be seized by their forelocks and their feet.
|
Words | | |
3. [96:15] | kellâ leil lem yentehi lenesfe`am binnâṣiyeh. | كلا لئن لم ينته لنسفعا بالناصية كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِ |
---|
Elmalılı | Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz. |
Y. Ali | Let him beware! If he desist not, We will drag him by the forelock,-
|
Words | | |
4. [96:16] | nâṣiyetin kâẕibetin ḫâṭieh. | ناصية كاذبة خاطئة نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ |
---|
Elmalılı | Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz. |
Y. Ali | A lying, sinful forelock!
|
Words | | |