1. [25:23] | veḳadimnâ ilâ mâ `amilû min `amelin fece`alnâhü hebâem menŝûrâ. | وقدمنا إلى ما عملوا من عمل فجعلناه هباء منثورا وَقَدِمْنَا إِلَى مَا عَمِلُوا مِنْ عَمَلٍ فَجَعَلْنَاهُ هَبَاءً مَّنثُورًا |
---|
Elmalılı | Onların yaptıkları her bir iyi işi dikkate alırız, fakat onu saçılmış zerreler haline getiririz. |
Y. Ali | And We shall turn to whatever deeds they did (in this life), and We shall make such deeds as floating dust scattered about.
|
Words | | |
2. [76:19] | veyeṭûfü `aleyhim vildânüm müḫalledûn. iẕâ raeytehüm ḥasibtehüm lü'lüem menŝûrâ. | ويطوف عليهم ولدان مخلدون إذا رأيتهم حسبتهم لؤلؤا منثورا وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَّنثُورًا |
---|
Elmalılı | Etraflarında ölümsüz hizmetçiler dolaşır, onları görünce saçılmış inciler sanırsın. |
Y. Ali | And round about them will (serve) youths of perpetual (freshness): If thou seest them, thou wouldst think them scattered Pearls.
|
Words | | |
3. [82:2] | veiẕe-lkevâkibü-nteŝerat. | وإذا الكواكب انتثرت وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انتَثَرَتْ |
---|
Elmalılı | Yıldızlar döküldüğü vakit, |
Y. Ali | When the Stars are scattered;
|
Words | | |