1. [4:168] | inne-lleẕîne keferû veżalemû lem yeküni-llâhü liyagfira lehüm velâ liyehdiyehüm ṭarîḳâ. | إن الذين كفروا وظلموا لم يكن الله ليغفر لهم ولا ليهديهم طريقا إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَظَلَمُواْ لَمْ يَكُنِ اللّهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلاَ لِيَهْدِيَهُمْ طَرِيقاً |
---|
Elmalılı | Muhakkak Allah, inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bağışlar, ne de doğru bir yola eriştirir. |
Y. Ali | Those who reject Faith and do wrong,- Allah will not forgive them nor guide them to any way-
|
Words | | |
2. [4:169] | illâ ṭarîḳa cehenneme ḫâlidîne fîhâ ebedâ. vekâne ẕâlike `ale-llâhi yesîrâ. | إلا طريق جهنم خالدين فيها أبدا وكان ذلك على الله يسيرا إِلاَّ طَرِيقَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا وَكَانَ ذَلِكَ عَلَى اللّهِ يَسِيرًا |
---|
Elmalılı | Onları ancak cehennemin yoluna (iletecek ve) onlar orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu ise Allah'a çok kolaydır. |
Y. Ali | Except the way of Hell, to dwell therein for ever. And this to Allah is easy.
|
Words | | |
3. [20:63] | ḳâlû in hâẕâni lesâḥirâni yürîdâni ey yuḫricâküm min arḍiküm bisiḥrihimâ veyeẕhebâ biṭarîḳatikümü-lmüŝlâ. | قالوا إن هذان لساحران يريدان أن يخرجاكم من أرضكم بسحرهما ويذهبا بطريقتكم المثلى قَالُوا إِنْ هَذَانِ لَسَاحِرَانِ يُرِيدَانِ أَن يُخْرِجَاكُم مِّنْ أَرْضِكُم بِسِحْرِهِمَا وَيَذْهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ الْمُثْلَى |
---|
Elmalılı | (Sihirbazlar daha sonra Musa ve Harun'u göstererek şöyle) dediler: "Bu ikisi muhakkak sihirbazdır; büyüleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve de örnek dininizi yok etmek istiyorlar." |
Y. Ali | They said: "These two are certainly (expert) magicians: their object is to drive you out from your land with their magic, and to do away with your most cherished institutions.
|
Words | | |
4. [20:77] | veleḳad evḥaynâ ilâ mûsâ en esri bi`ibâdî faḍrib lehüm ṭarîḳan fi-lbaḥri yebesâ. lâ teḫâfü derakev velâ taḫşâ. | ولقد أوحينا إلى موسى أن أسر بعبادي فاضرب لهم طريقا في البحر يبسا لا تخاف دركا ولا تخشى وَلَقَدْ أَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِي فَاضْرِبْ لَهُمْ طَرِيقًا فِي الْبَحْرِ يَبَسًا لَّا تَخَافُ دَرَكًا وَلَا تَخْشَى |
---|
Elmalılı | Gerçekten Musa'ya şöyle vahyettik: "Kullarımla geceleyin yürü (Mısır'dan çık) de (asânı vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artık firavun tarafından) yetişilmekten korkmazsın ve (boğulmaktan) endişe de etmezsin." |
Y. Ali | We sent an inspiration to Moses: "Travel by night with My servants, and strike a dry path for them through the sea, without fear of being overtaken (by Pharaoh) and without (any other) fear."
|
Words | | |
5. [20:104] | naḥnü a`lemü bimâ yeḳûlûne iẕ yeḳûlü emŝelühüm ṭarîḳaten il lebiŝtüm illâ yevmâ. | نحن أعلم بما يقولون إذ يقول أمثلهم طريقة إن لبثتم إلا يوما نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ إِذْ يَقُولُ أَمْثَلُهُمْ طَرِيقَةً إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا يَوْمًا |
---|
Elmalılı | Aralarında ne konuşacaklarını biz çok iyi biliriz. Görüşü en üstün olan: "Ancak bir gün kaldınız" diyecektir. |
Y. Ali | We know best what they will say, when their leader most eminent in conduct will say: "Ye tarried not longer than a day!"
|
Words | | |
6. [23:17] | veleḳad ḫalaḳnâ fevḳaküm seb`a ṭarâiḳ. vemâ künnâ `ani-lḫalḳi gâfilîn. | ولقد خلقنا فوقكم سبع طرائق وما كنا عن الخلق غافلين وَلَقَدْ خَلَقْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعَ طَرَائِقَ وَمَا كُنَّا عَنِ الْخَلْقِ غَافِلِينَ |
---|
Elmalılı | Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattık. Biz, yaratmaktan habersiz değiliz. |
Y. Ali | And We have made, above you, seven tracts; and We are never unmindful of (our) Creation.
|
Words | | |
7. [46:30] | ḳâlû yâ ḳavmenâ innâ semi`nâ kitâben ünzile mim ba`di mûsâ müṣaddiḳal limâ beyne yedeyhi yehdî ile-lḥaḳḳi veilâ ṭarîḳim müsteḳîm. | قالوا يا قومنا إنا سمعنا كتابا أنزل من بعد موسى مصدقا لما بين يديه يهدي إلى الحق وإلى طريق مستقيم قَالُوا يَا قَوْمَنَا إِنَّا سَمِعْنَا كِتَابًا أُنزِلَ مِن بَعْدِ مُوسَى مُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ يَهْدِي إِلَى الْحَقِّ وَإِلَى طَرِيقٍ مُّسْتَقِيمٍ |
---|
Elmalılı | Onlar kavimlerine şöyle dediler: "Ey kavmimiz! Gerçekten biz Musa'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik. O kitap gerçeği ve doğru yolu gösteriyor. |
Y. Ali | They said, "O our people! We have heard a Book revealed after Moses, confirming what came before it: it guides (men) to the Truth and to a Straight Path.
|
Words | | |
8. [72:11] | veennâ minne-ṣṣâliḥûne veminnâ dûne ẕâlik. künnâ ṭarâiḳa ḳidedâ. | وأنا منا الصالحون ومنا دون ذلك كنا طرائق قددا وَأَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذَلِكَ كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا |
---|
Elmalılı | Doğrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız. |
Y. Ali | 'There are among us some that are righteous, and some the contrary: we follow divergent paths.
|
Words | | |
9. [72:16] | veel levi-steḳâmû `ale-ṭṭarîḳati leesḳaynâhüm mâen gadeḳâ. | وأن لو استقاموا على الطريقة لأسقيناهم ماء غدقا وَأَلَّوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرِيقَةِ لَأَسْقَيْنَاهُم مَّاءً غَدَقًا |
---|
Elmalılı | Onlar gerçekten o yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik. |
Y. Ali | (And Allah's Message is): "If they (the Pagans) had (only) remained on the (right) Way, We should certainly have bestowed on them Rain in abundance.
|
Words | | |
10. [86:1] | vessemâi veṭṭâriḳ. | والسماء والطارق وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ |
---|
Elmalılı | Andolsun o göğe ve Târık'a, |
Y. Ali | By the Sky and the Night-Visitant (therein);-
|
Words | | |
11. [86:2] | vemâ edrâke me-ṭṭâriḳ. | وما أدراك ما الطارق وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ |
---|
Elmalılı | Târık nedir, bildin mi? |
Y. Ali | And what will explain to thee what the Night-Visitant is?-
|
Words | | |