Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 31 61 91 Surah :  19 - MeryemGörüntülenen ayetler : 91 ... 98 | 98 - Sure no: 19
1.
[19:91]
en de`av lirraḥmâni veledâ.أن دعوا للرحمن ولدا
أَن دَعَوْا لِلرَّحْمَنِ وَلَدًا
Elmalılı O Rahmân'a çocuk isnad ettiler diye...
Y. AliThat they should invoke a son for (Allah) Most Gracious.
 Words|أن - That| دعوا - they invoke| للرحمن - to the Most Gracious| ولدا - a son.|
2.
[19:92]
vemâ yembegî lirraḥmâni ey yetteḫiẕe veledâ.وما ينبغي للرحمن أن يتخذ ولدا
وَمَا يَنبَغِي لِلرَّحْمَنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا
Elmalılı Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yaraşmaz.
Y. AliFor it is not consonant with the majesty of (Allah) Most Gracious that He should beget a son.
 Words|وما - And not| ينبغي - is appropriate| للرحمن - for the Most Gracious| أن - that| يتخذ - He should take| ولدا - a son.|
3.
[19:93]
in küllü men fi-ssemâvâti vel'arḍi illâ âti-rraḥmâni `abdâ.إن كل من في السماوات والأرض إلا آتي الرحمن عبدا
إِن كُلُّ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِلاَّ آتِي الرَّحْمَنِ عَبْدًا
Elmalılı Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki (kıyamet günü) Rahmân'ın huzuruna kul olarak çıkmasın.
Y. AliNot one of the beings in the heavens and the earth but must come to (Allah) Most Gracious as a servant.
 Words|إن - Not| كل - all| من - who| في - (are) in| السماوات - the heavens| والأرض - and the earth| إلا - but| آتي - (will) come| الرحمن - (to) the Most Gracious| عبدا - (as) a slave.|
4.
[19:94]
leḳad aḥṣâhüm ve`addehüm `addâ.لقد أحصاهم وعدهم عدا
لَقَدْ أَحْصَاهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّا
Elmalılı And olsun ki Allah onların hepsini kuşatmış, kendilerini ve yaptıklarını bir bir saymıştır.
Y. AliHe does take an account of them (all), and hath numbered them (all) exactly.
 Words|لقد - Verily,| أحصاهم - He has enumerated them| وعدهم - and counted them,| عدا - a counting.|
5.
[19:95]
veküllühüm âtîhi yevme-lḳiyâmeti ferdâ.وكلهم آتيه يوم القيامة فردا
وَكُلُّهُمْ آتِيهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَرْدًا
Elmalılı Kıyamet günü onların herbiri Allah'ın huzuruna tek başına çıkacaktır.
Y. AliAnd everyone of them will come to Him singly on the Day of Judgment.
 Words|وكلهم - And all of them| آتيه - (will) come (to) Him| يوم - (on the) Day| القيامة - (of) the Resurrection| فردا - alone.|
6.
[19:96]
inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti seyec`alü lehümü-rraḥmânü vuddâ.إن الذين آمنوا وعملوا الصالحات سيجعل لهم الرحمن ودا
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمَنُ وُدًّا
Elmalılı İman edip, salih amel işleyenler var ya, Rahmân (olan Allah) onları (gönüllere) sevdirecektir.
Y. AliOn those who believe and work deeds of righteousness, will (Allah) Most Gracious bestow love.
 Words|إن - Indeed,| الذين - those who| آمنوا - believed| وعملوا - and did| الصالحات - good deeds,| سيجعل - will bestow| لهم - for them| الرحمن - the Most Gracious| ودا - affection.|
7.
[19:97]
feinnemâ yessernâhü bilisânike litübeşşira bihi-lmütteḳîne vetünẕira bihî ḳavmel lüddâ.فإنما يسرناه بلسانك لتبشر به المتقين وتنذر به قوما لدا
فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ الْمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِ قَوْمًا لُّدًّا
Elmalılı (Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın.
Y. AliSo have We made the (Qur'an) easy in thine own tongue, that with it thou mayest give Glad Tidings to the righteous, and warnings to people given to contention.
 Words|فإنما - So, only| يسرناه - We (have) made it easy| بلسانك - in your tongue,| لتبشر - that you may give glad tidings| به - with it| المتقين - (to) the righteous| وتنذر - and warn| به - with it| قوما - a people| لدا - hostile.|
8.
[19:98]
vekem ehleknâ ḳablehüm min ḳarn. hel tüḥissü minhüm min eḥadin ev tesme`u lehüm rikzâ.وكم أهلكنا قبلهم من قرن هل تحس منهم من أحد أو تسمع لهم ركزا
وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هَلْ تُحِسُّ مِنْهُم مِّنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًا
Elmalılı Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik. (Şimdi) onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onların hafif bir sesini işitiyor musun?
Y. AliBut how many (countless) generations before them have We destroyed? Canst thou find a single one of them (now) or hear (so much as) a whisper of them?
 Words|وكم - And how many| أهلكنا - We (have) destroyed| قبلهم - before them| من - of| قرن - a generation?| هل - Can| تحس - you perceive| منهم - of them| من - any| أحد - one| أو - or| تسمع - hear| لهم - from them| ركزا - a sound?|
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17