1. [88:3] | `âmiletün nâṣibeh. | عاملة ناصبة عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ |
---|
Elmalılı | Çalışmış, yorulmuştur. | Y. Ali | Labouring (hard), weary,-
| Words | | عاملة - Laboring,| ناصبة - exhausted.| | Pickthal | Toiling, weary, | Arberry | labouring, toilworn, | Shakir | Laboring, toiling, | Free Minds | Labouring and weary. | Qaribullah | laboring, wornout, | Asad | toiling [under burdens of sin], worn out [by fear], | Diyanet Vakfı | Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, | Diyanet | Zor işler altında bitkin düşmüştür. | Edip Yüksel | Çalışmıştır, yorgun düşmüştür. | Suat Yıldırım | Yorgundur, bitkin mi bitkindir! | Yaşar Nuri Öztürk | Çalışmış, boşa yorulmuştur. | Abdulbaki Gölpınarlı | Çalışıp çabalarlar, zahmete girip yorulurlar. | Ali Bulaç | Çalışmış, boşuna yorulmuştur. | Süleyman Ateş | Çalışır, yorulur. | Önceki [88:2]< >[88:4] Sonraki |
|